3 Ocak 2009 Cumartesi

Herkesin Yaşamı Aynı Değerde(mi)dir?










Değerli Dostlarım,
17-19 Aralık günleri arasında Maritus'ta yapılan "1. International Convention on Challenged Students Empowerment" etkinliğine giderken aklımda hep şu soru vardı: "Neden Maritus? Neden tanınmış bir büyük ülke değil?". Oraya gidip insanlarını tanıdıkça ve de engellilere gösterilen değere yakından tanık oldukça işin rengi de, benim sorularım da değişti: Bu kez ; "Gelişmiş görünen ülkeler neden barışı içselleştiremiyor? Her vatandaşına böylesine gönülden desteği veremiyor?" diye sormaya başladım.
Aslında bunun yanıtını sevgili Figen Atalay arkadaşım bugünkü Cumhuriyet Gazetesi'nin ekindeki sayfasında veriyor: Ülkedeki çok kültürlü yapı var ve hepsi barış içinde yaşıyorlar. Her dinin bayramında herkes tatil yapıyor. Adada Hindu tapınakları, cami ve kiliseler var. Bir zamanlar İngiliz ve Fransızlar arasında çıkan savaş (1810'larda) iki tarafın yaralanan iki komutanının aynı odada tedavi altına alınması gibi ilginç bir önlemle çözülmüş."
Aslında şimdi de yapılan o: Çok zenginle çok fakirin birlikte yaşadığı adada sosyal güvenlik; ücretsiz sağlık ve eğitim hizmetleri ile dengelenmiş ve de barış zedelenmemiş. Nüfus 1 Milyon 200 Bin kişi. "Aaa böylesine küçük bir nüfusu yönetmek kolay!" dense de; "ENGELLİ" bireylere herşeyin bedava sunuluyor olması ve onların desteklenmesi için onlarca derneğin kurulması,; eğitim ve yaratıcılık programlarının oluşturulması herhalde ilk düşünülecek konulardan olmasa gerek! Hele ki bağımsızlığın 1968'de kazanıldığı, Cumhuriyet'in ise 1992'de kurulduğu bir ülkede. Marituslular bunu başarmışlar ve bu bilinci kazanan, karşılıklı haklara saygıyı hep önde tutan ülke de "Engelli öğrencilere Yetki Verme" konusunu ilk kez bir uluslararası konvanda tartışabilme özgüvenini ve de ayrıcalığını kazanıvermiş işte!
Maritus kendini kolay unutturmayacağa benziyor. Hâlâ adadan sevgi mesajları ve işbirliği önerileri almaya devam ediyoruz. Konvan genel koordinatörü Coco (Bay Mohundas Teeluck) Konvan sonrası raporlarını ve sıcacık ailesinin içten iletilerini göndermeye devam ediyor. Bize gelince yapacak çok işimiz var. İlk etapta "6. Uluslararası Bilişimci Martılar Proje"mize engelli öğrenci halkalarını da davet ederek işe koyulduk. Her ekip en azından bir engelli öğrenciyi içine alsa, farklı duygularla dolmaya başlayacak. Hindistandan CMS bir engelli ekibi oluşturup çalışmaya başladı bile. Kendilerini kutluyor; darısı bize diyoruz...
Yeni yıl öncesinde yazdığım bir güncemde Maritus'taki engelli öğrenci resimlerini sizlerle paylaşmıştım (Alt bölümlere inerseniz göreceksiniz.). Müzik ve yüzme engelli öğrencilerin en çok sevdikleri ve iç değerlerini paylaşabildikleri iki önemli konu. Bir üçüncüsü ise resim ve el sanatları. Maritus'taki konvan gecelerini renklendiren en önemli olaylardan biri de akşamüstü başlayıp gecenin geç saatlerine kadar süren Sega müziği ve ona eşlik eden engelli öğrencilerdi. Giyinip süslendiler, kız-erkek ayrımı yapmadan her yaş grubunda yüze yakın Marituslu engelli genç saatlerce konferans salonunda dans ettiler. Öylesine mutluydular ki! Ürettikleri el işleri ve yaptıkları resimler sonucunda her birinin ödül aldığı tören sırasında da... Konvanın ana ilkelerinden biri de _kalite felsefesi gereği_ katılan her bireye ödül vermekti: Yöneticiler öyle yaptılar ve iyi ki de öyle yapıldı: Işıltılı, mutlu ve sevgiyle bakan engellileri bu şekilde görmek pek de mümkün değil! Bir benzer sahneyi geçtiğimiz yıl Omurilik felçlileri Derneği'nin düzenlediği bir Feshane şenliğinde görmüş, kendilerini yürekten kutlamıştım. Benim önerim o etkinlikleri daha farklı bir formatla daha etkileyici olarak kamuya açmak, böylece hem çıtayı hem de toplum ilgi ve desteğini yükseltmek; aynen Maritusta yapıldığı gibi...
Toplumun desteği, hükümetlerin destek kararları ve uygulamadaki tutarlılıkları, aile sevgi ve ilgisi, bilinçli ve empatik öğretmen yaklaşımı, yüreklendirilen onlarca engelli genci birer Einstein, Hawking veya Helen Keller gibi hissettirmede... Bunu vurgulayan konuşmacıları ön sıradan izleyen engelli öğrencilerin gözlerindeki ışıltıyı görmenizi dilerdim. ben şahsen çok ama pek çok etkilendim.
Şimdi ülkemizdeki engelli kuruluşlarından beklentimiz; bu satırları okumakla kalmamaları, resim ve videolarla oluşturduğumuz zengin Maritus katoloğumuzu bizlerle izleyip bundan sonra daha neler yapılabileceğini daha derinlemesine tartışabilmek olmalı. Bu yazıyı sonuna kadar okuyan siz sevgili dostuma en derin sevgilerimi sunuyor; duygu ve düşüncelerinizi; hayal@hayalkoksal.com adresine yazacağınız iletiyle paylaşmanızı istiyorum.
Sevgiyle ve saygıyla kalın derken; engellerin beyinde_duygu ve düşüncelerde_ olmamasını diliyorum.
Hayal KÖKSAL
Resimler: F. Atalay