26 Kasım 2008 Çarşamba

BİR HİTİT DUASI

DEĞERLİ DOSTLARIM,
BAZEN YAVAŞLAYIP RUHUMUZU DİNLEMEYİ ÖĞÜTLEYEN BU KÂDİM DUAYI SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTEDİM:
Tanrım,
Beni yavaşlat.
Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir...
Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele...
Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver.
Sinirlerim ve kaşlarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür.
Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol...
Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret;
Bir çiceğe bakmak için yavaşlamayı,
Güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı,
Güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı,
Balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi ögret...
Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat.
Hatırlat ki; yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini,
Yaşamda hızı arttırmaktan çok daha önemli şeyler oldugunu bileyim...
Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla.
Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır...
Beni yavaşlat Tanrım ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru göndermeme yardım et.
Yardım et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha sağlıklı olarak yükseleyim.
Ve hepsinden önemlisi...
Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET,
Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SABIR,
kisi arasındaki farkı bilmek için AKIL ve
Beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak DOSTLAR ver...

HiTiTLERiN M.Ö.2000 YILINDAKİ DUVAR YAZISINDAN ALINMIŞ OLAN BU İLETİYİ BANA GÖNDEREN SEVGİLİ DOSTUM M.ONURALP'E TEŞEKKÜR EDERİM. SEVGİLERİMLE...

Hayal KÖKSAL

25 Kasım 2008 Salı

Başöğretmen Atatürk

Sevgili Dostlarım,
Dün günümü aydınlatan bir dolu mesaj aldım, çok mutlu oldum. Ancak öğretmenler günü (!) için yapılanların aynen anneler günü'ne gösterilen tepkiler gibi "bir günlük şov" dışına çıkması gerektiği açık. Öğretmenlerin hizmet öncesi ve hizmet içinde gereğince ve mesleğin gerektirdiğince yetiştirilmesine son derece büyük gereksinim var.
Dün katıldığım ilk tören Boğaziçi Üniversitesi'ndeydi. 11 yıldır ders verdiğim üniversitenin tarihine ve mevcut salon profiline hüzünle bakıp kurucu dekan Sayın Prof. Dr. Hikmet Sebüktekin ve şu anki dekan Sayın Prof.Dr. Ali Baykal'ın belirttiği gibi başöğretmen Atatürk ilkeleriyle öğretmen adaylarımızı yoğurmamız gerektiğini bir kez daha anladım. Çağdaş (!) ve sevgi dolu (!) yeni kuşaklar yetiştirmek için "Fikri, ilmi ve irfanı hür" öğretmenlere ve ailelere ihtiyaç var. Bunu 85 yıl önce onca olanaksızlığa rağmen bize sağlayan atalarımıza, analarımıza borçluyuz. Onlar başardılar, biz neden başaramayalım? Kendi özümüze dönüp, hiç kimseye muhtaç olmadan güzel vatanımızın verimli topraklarında modern ve organik tarımla iklim değişikliğine meydan okuyabilir, demir ağlarla örülmüş vatan toprağımızda geçmişteki muhteşem uygarlıklara yenilerinmi ekleyebiliriz; yeter ki bölünmeyelim, birbirimizi kıskanıp alaşağı etmeye, komplo teorileriyle genç dimağları zehirlemeye yeltenmeden sevgi ve aşkla ve de hızla yol alabilelim.
Dün beni çok düşündüren ve son cümlesiyle de son derece çarpıcı açılımlar yaratan bir filmi paylaşarak bugünü noktalıyorum. İyi ki gitmişim ve umarım öğrenciler dahil olmak üzere herkes de gider. Karışık bir film gibi gözükse de çizilen tablo ve verilen mesajlar çok anlamlıydı. Sayın Gani Müjde'yi, Ata Demirer'i ve emeği geçen herkesi candan kutluyor; sizleri "Mustafa"dan sonra bana kendimi "iyi hissettiren" "Osmanlı Cumhuriyeti" filmini izlemeye davet ediyorum. Sayın Semercioğlu'nun bugünkü köşe yazısının son cümlesinde yer verdiği gibi ben de manda ve yalakalık edebiyatından yana olanlara Atatürk'ün şu son derece anlamlı veciziyle seslenmek istiyorum: "Geldikleri gibi giderler!"
Gününüz aydınlık, ruhunuz dingin, yanınızdakiler içten ve gönülden, gerçek dostlarınız olsun.
Hayal

22 Kasım 2008 Cumartesi

24 Kasım ve Öğretmenlerimiz

Değerli "Öğretmen" arkadaşım,
Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinin izinde çağdaş, uygar ve üretken kuşaklar yetiştirmek amacıyla ülkemizin aydınlanmasına adadığınız yaşamınız için sizi kutluyor; örnek bir eğitimci olduğunuz için sizi yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.
Değerli Dostlarım,

Öğretmenlerle ilgili programların yoğun olacağı, iki üç gün, en fazla bir hafta için öğretmenlerin sorunlarına eğilerek sonra yine kendi koşturmacamıza döneceğimiz günlerin öncesinde sizlere "öğretmenlik ve yenilikçilik" konusunda düşüncelerimi aktarmak istedim.
Öncelikle son derece kutsal_bir Tanrı mesleği_ olan bu uğraşı seçtiğiniz için sizleri kutluyorum. Umuyorum ki;
  • Koşullar sizi bu mesleği seçmeye itmedi,
  • Dışarda kalmamak adına bu mesleği seçmediniz,
  • Kimse sizi zorlamadı; yani anne-babanızın etkisinde kalarak bu mesleğe yönelmediniz,
  • Para kazanmak ya da köşe dönmek için öğretmen olmadınız ki; sanırım en komik neden de bu olurdu :) !

Öğretmenlik sevgiyle hatta büyük bir aşkla, gönüllülükle, özveriyle yapılan, yapılması gereken bir meslek. Uğraş alanınız insan yavrusu_çocuklar. Bu nedenle de doğrudan geleceği şekillendirmekle ilgili. Ruha, duygulara, sezgi ve yeteneklere hitap etmesi nedeniyle de geleceğin "savaş" veya "barış" odaklı olmasını etkileyen bir çalışma alanı. Özellikle de ülkemizde maddi hiçbir beklentiye girmeden yapılması gerekiyor. 1995 yılında ilk yurt dışı bildiri sunuşumu Birmingham'da yapmıştım. 6. IFIP Kongresinde çeşitli ülkelerden gelen öğretmenler ve öğretim elemanları olarak bir kıyas çalışması yapmış ve maaşımın bir İngiliz öğretmenin maaşının (o zaman için) 1/20'si olduğunu öğrendiğimde büyük bir moral bozukluğu yaşamış, ülkemdeki meslektaşlarım adına incinmiştim. Özellikle, İngiliz meslektaşlarım da...Bir hafta boyunca ikramları müthiş olmuştu. Geçen hafta bir Amerikalı öğretmenle yaptığım konuşmada ise ortalama bir Amerikalı öğretmenin beşte biri maaş almakta olan öğretmenlerimizin koşullarının iyi mi yoksa hâlâ kötü durumda mı olduğunu sizin görüşlerinize bırakıyorum. Ekonomik kriz ortamında küresel bir çöküş yaşanmakta ve bu krizin en büyük mağdurları da sanırım yine öğretmenler. Bir devlet üniversitesinde saat hesabı ders verdiğinizde bir saat ücretinin sadece 5 YTL olduğunu söylersek zaten eğitim emekçilerinin durumu kolayca gözler önüne serilmekte sanırım. Peki bu denli düşük bir gelirle bir öğretmenden beklenenler neler dersek...

  • Öğrencilerine model olarak temiz ve iyi giyiniyor,düzenli traş oluyor veya saç bakımıyla ilgileniyor olması,
  • Alanıyla ilgili kitap ve dergileri takip edebiliyor ve alıyor olması,
  • Günlük olayları takip edebilme açısından hergün bir gazete okuyabiliyor olması,
  • Kültürel etkinlikleri; sinema, tiyatro ve konser gibi etkinlikleri izleyip öğrencilerinin ruhuna hitap edebiliyor olması,
  • Çeşitli projelere katılıp hatta yaratabilmesi için evinde ve boş zamanında internete girebiliyor olması,
  • Mesleki gelişimi için seminer, konferans ve gelişim kurslarına katılabiliyor olması.
  • ....

Bir dolu madde de siz ekleyebilirsiniz. Mevcut durumda kaç öğretmenimizin bunu yapabildiğini düşünüyorsunuz? Bu durum yalnızca çalışmakta olan değil; yakın gelecekte öğretmen olacak Eğitim fakültesi ve Öğretmen Lisesi öğrencisi gençlerimiz için de geçerli. 1973 yılında yatılı öğrenci olarak iki özel sınavla girdiğim İzmir Eğitim Enstitüsü'ndeki çok özel günlerimi anımsamadan edemem. Her saati ve haftasonu etkinliklerle donatılmış, bizi her alanda adım adım ; ince ince nasıl da geleceğe hazırlayan özel günlermiş onlar! Şu anki Eğitim fakültelerinde işleyen programını incelemeye gerek bile yok; öğrencilerin tavrına, tarzına, konuşmasına, giyimine, kuşamına bakmanız bile size gereken yanıtı verecektir. Ne denli öğretmenliğe hazırlar veya hazırlanıyorlar? Gelecek onlara ne vaat ediyor? Onlar ne bekliyorlar? Mutlular mı? Nasıl bir rehberlik ihtiyacı içindeler? Yanıt için tüm öğretim elemanlarını; yönetici kadroları, bu gençleri yetiştiren anne ve babaları, politika yapanları ve tabii ki gençleri bu konuda "farkındalığa" davet ediyorum. Bir de 2000 yılında MEB ve Kalder işbirliğiyle yapılan Eğitimde Kalite Çalıştayında 8 ana sorun alanından biri olan ve 15 uzmanla kılavuzluğunu yaptığım "Öğretmen Yetiştirmedeki Sorunlar" çalışmasının sonuçlarını, proje ve gelişim adımlarının artık bir kitap haline getirilerek toplumla ve konunun politika koyucularıyla açık açık paylaşılmasını istiyorum (Ben görmeden basılmış ve dağıtılmışsa özür dilerim, bir kopyasını da ben rica ederim). Çok özel bir çalışmaydı. Güzel çalışmaların paylaşılması gerek!Çünkü bu gidişle geleceğimizi yetiştirecek kadrolar hakkında konuşmamız ve hatta düşünmemiz bile olanaksız olacak.

Yukarıdaki resimde Öğretmen Eğitimi ve özellikle de "Yenilikçi Öğretmen" eğitiminde emek veren ve hala vermeye devam eden üç gönüllüyü görmektesiniz. Umarım çalışmaları konusunda hiçbir şey onları yıldırmaz da yolları hep açık olur.

Öğretmenler Gününüz Kutlu ve Mutlu olsun!

Yaşam Boyu öğrenmeye adanan bir öğretmenden, sizlere...

17 Kasım 2008 Pazartesi

Kepirtepe-Dali-Dostluk Üçgeninde bir Haftasonu







Sevgili Dostlarım,
Harika bir haftasonu geçirdim. Yine eski tempoma kavuşmak güzel!
Cuma günü Seattle'dan gelen eski dostum Shelee King George ile geçirdiğim paylaşım dolu saatler ve Istanbul turu sonrasında, Lionların "Kepirtepe Köy Enstitüsü Binalarını İyileştirme Projesi"ni destekleme adına düzenledikleri "Emre Elivar" konseri ve Cumartesi günü dostlarla gittiğim Dali sergisi bu haftamı süsleyen etkinliklerdi.
Bu sabah enerjimi tazeleyen dostça iletiler ve "Maritus 1. Engelliler Konvanı" ile ilgili birtakım gelişmeler bana güzel ve verimli bir haftayı muştuluyor. Umarım siz de aynı olumlu duygular içindesinizdir. Hepinize sonlanmadan Dali Sergisini gezmenizi öneriyorum. Müthiş bir paylaşım. Sonsuz sevgilerimle...
Hayal KÖKSAL

13 Kasım 2008 Perşembe

Bu Hafta Neler Yaptık?







Sevgili Dostlar,
Geçtiğimiz hafta Plaza Otel'de gerçekleştirilen "Barış ve Çatışma Yönetimi" ile ilgili eğitimlerin ardından bu hafta Marmara Otel'de İKSV ve 2010 Organizasyon kurulu tarafından gerçekleştirilen "Avrupa Kültürü" ile ilgili bir sempozyum başladı.
Boğaziçi Üniversitesindeki dersimde ise proje sunumları başladı. 12 projenin sunulduğu bu haftanın ardından gençler 2. grup projelerine başlayacak.
13 kasım Kalite Günü'nüz kutlu olsun.
Sevgilerimle...
Hayal Köksal

9 Kasım 2008 Pazar

Hayallerini Gerçek Yapan Büyük Lider: ATATÜRK

Hayallerini çağın asırlarca önünden gidip gerçekleştirebilen ve bizlerin de hayalleri olmasına neden olan büyük liderin yeri her zaman kalbimizde; fikirleri ideallerimizin tam merkezinde, özünde...
Onun akıl ve bilim öncülüğündeki çabaları ve devrimleri olmasaydı böylesine güzel ve hür bir ülkede, özgürce yaşayamayacağımızın ayırdındayız.
O'nun içimizdeki yerini ne bir film, ne de bir başka çeldirici değiştirebilir! O'nun yolunda olmaktan, O'nun kızlarından biri olmaktan ancak onur ve büyük mutluluk duyulur. Yabancıların tanımaktan ve hatta okumaktan bile büyük bir ayrıcalık duyduğu böylesi bir lidere sahip olan Türk Milleti bu şansının farkında olmalıdır. Yeni kuşaklarımızı en çağdaş, en yaratıcı ve en barışçıl şekilde yetiştirmenin yegâne koşulu budur: Atatürk ilkelerini ve devrimlerini en doğru kaynak olan; NUTUK'tan öğrenmek, öğretmek ve hayata geçirmek!
Ne mutlu Atatürk'ün izinde olana ve Türküm Diyebilene...
H.Köksal

3 Kasım 2008 Pazartesi

Proje ve Eğitimlerimiz Başladı

Değerli Dostlar,
"Kalite ve Barış Eğitimi Merkezi" ile "Sürekli Gelişim Derneği"nin işbirliğinde gerçekleştirilecek olan Proje ve eğitimlerimiz, sizin isteğiniz ve beklentiniz doğrultusunda şekillendirilerek; modüler-yapıda gerçekleştiriliyor. Bilginize sunarım:
A- EĞİTİM KURUMLARI-SANAYİ-STK İŞBİRLİKLERİ İÇİN:
1. “Bilişimci Martı Projesi” (www.bilisimcimartilar.com)
2. 2010 İstanbul Kültür Başkenti Projemiz: “Bir Bilişim İmecesi_Geçmişten Geleceğe İstanbul” (
www.bigg-ist.com)
3. Bonstingl Leadership ile “Atatürkçe Bakış Projesi” (
www.kalbemer.com)
4.
Eğitim Fakülteleri için: “Öğretmen Adaylarına köy Enstitüleri Felsefesi Aktarma Projesi”
5. CMS, Lucknow, India işbirliğiyle “Uluslararası Sertifikalı Barış, Uyum ve Uzlaşı Eğitimi” (
www.cmseducation.org)
B- BİREYLER ve ŞİRKETLER İÇİN:
1. “Mutluluk ve Yaratıcılık Atölyesi” :
Kalite ve Barış Eğitimi Merkezi ile Sürekli Gelişim Derneği işbirliğiyle başlayacak olan “Atölye” çalışmaları; her yaş grubundan katılımcımıza “Bireysel Kalite Stratejilerini ve Yaşam Boyu öğrenme ilkelerini” kazandırmaya; “öfkeyle başedip” huzurlu iç, iş ve aile yaşamı oluşturmaların; yaratıcılık sınırlarını genişletip yaşantılarını yeniden tasarlamalarına; doğru nefes alma, rahatlame ve gevşeme tekniklerini öğrenip ruh ve beden sağlıklarına destek verme amacına yöneliktir.

EĞİTİMCİLER ve EĞİTİM İÇERİKLERİ
1. Dr. Hayal KÖKSAL (Dünya kalite lideri ödülüne sahip, kalite, liderlik, proje yönetimi ve eğitim danışmanı. Daha fazla bilgi için.: www.hayalkoksal.com, www.kaliteokullari.com, www.kalbemer.com, www.sugeder.org).
• “Bireysel Kalite ve Liderlik” Nedir? Nasıl geliştirilir? Örneklerle uygulaması.
• Öfkeyle baş edebilme, Sorun çözme becerileri ve Mutlu Olma Sanatı
• Öz’de, İşte ve evde “Sinerji, Empati ve İmece” Eğitimi.
anlarla birlikte eğlenerek öğrenme odaklı bir atölye çalışmasıdır.Çalışan ve çalışmayan katılımcılara yönelik olmak üzere haftada 1’er gün, 4’er saat olarak ve modüller halinde aşağıda belirtilen adreste 10’ar kişilik gruplar halinde gerçekleştirilecektir.

2. Tülay ÇELLEK (Yaratıcılık ve Tasarım konularında eşsiz çalışmaları olan eğitim danışmanı. Daha fazla bilgi için.: www.tulaycellek.com).
•Yaratıcılık Atölyesi: Yaratıcılığın Yaşamı – Yaşamın Yaratıcılığı
“Temel Tasarım” ve “Grafik Tasarım” görselleriyle gerçekleştirilen atölye çalışması interaktif olarak gerçekleştirilecektir... Farklı ilişkilendirmelerle beyin jimnastiği, beyin fırtınası...Ve eğlenerek yaratma...
3. Belgin EKİZ (Eğitici Estetisyen)
Alternatif Rahatlama teknikleri, Kendi kendine masaj ve Düşünce gücüyle tedavi.
BİREYSEL KAYIT VE KATILIMLAR İÇİN:
HAFTA İÇİ: Perşembe günleri, 9.00-13.00 (120 YTL/Kişi)
HAFTASONU: Cumartesi günleri, 9.30-13.30 (150 YTL/Kişi)
KURUMSAL-TOPLU KAYIT VE KATILIMLAR İÇİN:
Koşullar görüşme sonucunda belirlenir.
İLETİŞİM ve KAYIT İÇİN:
Tel: 0 212 341 26 01 Cep: 0 532 373 84 87 Fax: 0 212 341 26 02 E-posta:
hayal@hayalkoksal.com koksalhayal@gmail.com
Adres: Sinpaş Boğaziçi Malikaneleri, Safir 4, D.:17 Sarıyer, İSTANBUL
Sonsuz sevgilerimle...
Hayal KÖKSAL
















1 Kasım 2008 Cumartesi

Son Günlerde Yaşananlar

Değerli Dostlarım,
Bir süredir ara verdiğim paylaşımıma yeniden dönmek güzel! Çok yoğun günler yaşadık son aylarda. Bir Uluslararası Konvansiyonun ardından 24 Ekim'de biricik, sevgili kızımız Evrim'i sevgili Burçin'le evlendirerek bir de oğul sahibi olduk. Harika bir duygu! Tüm dostların yaşaması dileklerimle yavrularımıza ömür boyu mutluluklar diliyorum.

Altıncı yılına başladığımız "Bilişimci Martı" projeleri hakkındaki değişiklikleri ve katılım koşullarını belirleyerek tüm belgeleriyle birlikte http://www.bilisimcimartilar.com/ adresimize yerleştirdik.
Sarıyer'deki yeni ofisimizde "Mutluluk ve Yaratıcılık Atölyesi" çalışmalarımız başlıyor. Sayın Tülay Çellek ve bir eğitici estetisyen arkadaşımızla modüler biçimde tasarladığımız eğitimlerde sizi yanımızda görmek isteriz. Bu konuda bizi arayabilir ve Perşembe, Cumartesi günleri 4'er saat olmak üzere yapılacak çalışmamızda "Bireysel Sürekli Gelişim" adına hem kendinizi hem de sevdiklerinizi etkileyecek farklı bir çalışmanın içine girebilirsiniz.

17-19 Aralık 2008 tarihinde Mauritius'da yapılacak "1. Uluslararası Engelli Öğrencilerin Yetkilendirilmesi Konvansiyonu" için bizi arayabilirsiniz.

Güzel bir haftasonu geçirmeniz dileğiyle sevgi ve saygılar sunuyorum.

Hayal KÖKSAL