31 Aralık 2007 Pazartesi

SAĞLIK, MUTLULUK VE FARKINDALIK DOLU BİR YIL DİLİYORUM.

ÖNCELİKLE; TÜM DOSTLARIMIN YENİ YILINI EN İÇTEN DİLEKLERİMLE KUTLUYOR 2008 YILININ SEVGİ, SAYGI, HOŞGÖRÜ İLE DONANMIŞ BARIŞ VE SAĞLIK DOLU GÜNLER GETİRMESİNİ DİLİYORUM.
GÜZEL BİR VATAN TOPRAĞINDA KONUŞLANMIŞ, KIRK FARKLI GÜZELLİKTEKİ MOZAİK-BENZERİ HALKIMIZI YÜZYILLAR ÖTESİNE BİLE "BÖLÜNMEZ BİR BÜTÜN" HALİNDE TAŞIYABİLECEK DERİNLİK VE GENİŞLİKTE BİR VİZYON VEREN, ÇAĞDAŞ BİR ÜLKE OLMA YOLUNDA GÜZEL KAZANIMLARI BİZE SUNAN ATA'MIZIN YOLUNDAN AYRILMAMA GEREĞİ FARKINDALIĞININ DA BİZLERDEN VE YETİŞTİRMEKTE OLDUĞUMUZ YENİ KUŞAKLARDAN EKSİK OLMAMASI BU YIL İÇİN EN BÜYÜK ARZUM.
SİZLERLE PERİHAN P. VE HADİ A. DOSTLARIM TARAFINDAN GÖNDERİLEN SAYIN MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ'IN GÜZEL BİR YAZISINI PAYLAŞARAK 2007'Yİ KAPATIYORUM.
HAYAL KÖKSAL


Noel Bayramının Kökeni Türkler!

İnanabilir misiniz, yüzyıllardır Hıristiyanların İsa'nın doğuşu olarak kutladığı "Noel Bayramı "nın çok eski Türklerin "yeniden doğuş bayramı" olduğuna? Nereden nereye; inanılacak gibi değil, değil mi?

Ben de ne yazık ki yeni öğrendim. Bu senenin galiba ilk başlarında idi... Adnan Atabek imzalı bir e-mail aldım. Yazı bana çok ilginç gelmişti ve Hıristiyanların Noel Bayramı'nın tamamıyla Türklerden alınmış olduğunu gösteriyordu! Fakat üzerinde durmaya vaktim olmadı; bir de Noel zamanına doğru ele almayı düşünmüştüm. Bu arada, Türk devletlerinden başka birilerine de aynı konuyu bilip bilmediklerini sordum. Yanıt - İran'ın Azerbaycan bölgesinden- İsmail Bey'den geldi. İsmail Bey'in verdiği yanıtın -tam olarak aynı olmasa da- gelen mektuptaki anlatıya çok uyduğunu gördüm.

Olay şöyle:

Türklerin tek tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yerin göbeği sayılan yeryüzünün tam ortasında bir " akçam ağacı" bulunuyor. Bu ağacın tepesi de gökyüzünde oturan tanrı Ülgen'in sarayına kadar uzuyor ve buna " hayat ağacı" diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde bulabiliriz. Ülgen, insanların koruyucusu; sakallı ve kaftan giymiş olarak sarayında oturuyor ve geceyi, gündüzü, güneşi yönetiyor.Türklerde güneş çok önemli.

İnançlarına göre, gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık'ta gece, gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra da gün, geceyi yenerek zafer kazanıyor. Bu, güneşin yeniden doğuşu; bir " yeni doğum" olarak algılanıyor Türklerde. Bayramın adı "Nardugan". "Nar=güneş ", "tugan/dugan" da "doğan". Astronomik olarak o günden itibaren geceler kısalmaya, günler uzamaya başlıyor. İşte bu güneşin zaferini ve yeniden doğuşunu Türkler, büyük şenliklerle " akçam ağacı" altında kutluyorlar. Güneşi geri verdi, diye Ülgen'e dualar ediyorlar. Duaları tanrıya gitsin, diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar; dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar tanrıdan... İnanca göre, bu dilekler muhakkak yerine geliyormuş. Bu bayram için evler temizleniyor ve güzel giysiler giyiliyor; ağacın etrafında şarkılar söylenip oyunlar oynanıyor.

Yaşlılar, büyükbabalar ve nineler ziyaret ediliyor; aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar. ( Yedikleri, yaş ve kuru meyveler yanında, özel bir yemek ve bir tür de şekerleme.) Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömrün çoğalacağına, uğur geleceğine inanıyorlar... Yazılana göre, " akçam ağacı " sadece Ortaasya'da yetişiyormuş. Mesela, Filistin'de bu ağacı bilmezlermiş. O yüzden, bu olay Türklerden Hıristiyanlara geçmiştir; Hıristiyanlar, Hunların Avrup'ya gelişlerinden sonra onlardan görerek almışlardır bu töreni, deniyor. İsa'nın doğumu ile hiç ilgisi yok! Doğum, güneşin yeniden doğuşu.

Meydan Larousse'ta, İsa evrenin nuru olarak algılanıyor ve bu olayın pagan halklardan alınıp İsa'ya yakıştırıldığı yazılıyor. İnternet'te yazıldığına göre, İmparator Kostantin (324-337) zamanında İznik'te toplanan konsülde, 22 Aralık'ta güneşin doğumu için yapılan bu " pagan bayramı" İsa'nın doğumu olarak 24 Aralık'a alınıyor ve buna da "Noel Bayramı" deniyor. ( Batı kilisesi [yani Katolikler], 25 Aralık'ta kutluyorlarmış bunu.) Çam süsleme ise, ilk olarak 1605'te Almanya'da görülüyor ve oradan Fransa'ya geçiyor.

Ne kadar ilginç değil mi? Batı, en büyük bayramını göçebe ve ilkel (!) olarak tanımladığı Türklerden yürütmüş! Yeni yapılmakta olan çalışmalarla Batı'ya Türklerden kim bilir daha nelerin geçtiği ortaya çıkacak! Belki de yazının ve dillerin anasının da Türkler olduğu kanıtlanacak.

Muazzez İlmiye Çığ
Sumerolog

30 Aralık 2007 Pazar

Bir Yılı Daha bitirdik.


Değerli Dostlarım,
25-29 Aralık tarihleri arasında Erzurum Hizmet-İçi Eğitim Enstitüsünde gerçekleştirdiğimiz MEB - Microsoft Kılavuz Yenilikçi Öğretmenler Ve Liderlik Eğitimimiz ile yoğun bir yılı tamamlamış olduk. Verimi ve yaratılan sinerjisi ile 20 öğretmen ve 13 müdürümüzü daha da kaynaştıran eğitim bundan böyle Eğitek ve yetişen kılavuz arkadaşlarımızın yönlendiriliciği ile devam edecek. Kendilerine başarılar diliyor, çok başarılı olacaklarına inandığımı bir kez daha belirtmek istiyorum.

1999 yılında kurulan ve son yıllarda proje ve etkinlikleri büyük bir ivme kazanan Kalite okulları Türkiye Merkezi 4 Ocak 2008 tarihinde yeni yerine taşınıyor. Bir yıldan bu yana İstinye'de faaliyet gösteren Merkezimiz bundan böyle kendimize ait yeni mekânında olacak. 4 Ocak itibariyle değişecek olan tel ve faks numaralarımız şöyle:

TEL: 0 212 341 26 01 FAKS: 0 212 341 26 02

Tüm güzelliklerin sizlerin olması dileklerimle...

Hayal KÖKSAL

27 Aralık 2007 Perşembe

Palandöken'den Kongre Binası'na









Erzurum eğitimlerimiz devam ederken bir yarım günlük Erzurum turunu da ihmal etmedik. Bu sabah Yenilikçi Müdür eğitimleriyle başladığımız günümüz önce Palandöken dağı'na teleferikle yaptığımız yolculukla karlı tepelere yöneldi, ardından da Nene Hatun'u andığımız Aziziye Tabyasına, Çifte Minare'ye ve Kongre Binasına... Kongre Binasının bir süredir Sosyal Bilimler Lisesi'ne ev sahipliği ettiğini ve 150 civarında öğrencinin okuduğunu öğrendik. Tarihi Tiyatro sahnesini gördüğümüzde gönlümüz Lise'nin bir başka binaya taşınıp binanın bir kültür merkezi ve müzeye dönüşmesi gereğini hissetti. Sanıyorum sahnedeki kantin görüntüsü sizde de aynı düşünceyi yaratacak. Erzurumlu iş sahiplerinin konuya gereken ilgiyi göstereceklerine inanıyorum. Zira burada eğitime verilen önemin ve misafire gösterilen saygının ne denli büyük olduğunu görmekte ve yaşamaktayız.
Cumartesi günü dönüşün başlayacağı Erzurum Hizmet-İçi'nden hepinize sevgi ve saygılar...
Hayal KÖKSAL

26 Aralık 2007 Çarşamba

Erzurum ile Yenilikçi Ruh


Değerli Dostlarım,
Ölçülen değerle -22 ama hissedilenle -30 derece civarında olan soğuk, ancak insanlarının sıcacık ve candan olduğu dadaşlar diyarı Erzurumdan merhaba! İki günden bu yana 20 Yenilikçi Öğretmenimin Kılavuz Yenilikçi Öğretmen olma yolculuğunu sürdürüyoruz. Aynen Rize-Çayelide olduğu gibi yarın yani 3. günde Müdürlerin de ekleneceği eğitim cumartesi günü sonlanacak. Stratejik plandan, öğretmen mesleki gelişim planı ve ders planı protokollerine kadar çok yönlü iletişim, liderlik ve rehberlik eğitiminden geçen öğretmenlerimiz illerinde müfredatın etkin ve teknoloji destekli işlenmesi konusunda liderlik edecekler.
Akşam saatlerinde bile eğitimin devam ettiği program farklı bir Hizmet-içi eğitim görüntüsü sergilemekte. Yoğun işbirliği ve paylaşım, öğretmenlerin kaynaşmasında ve güçlü projeler başlatmasında da önemli unsurlar. Artık eğitimin sınıfla, mesai saatleriyle ve dört duvarımız arasında bize mahsus olması gibi özellikler son derece demode ve öğrencilerimizi sınıfa-öğrenmeye çekmeyen kavramlar. Şimdi Eğitimde değişim zamanı ve doğrusu ya buradaki öğretmenlerim bunu fazlasıyla yerine getiriyorlar. Yüreklerine ve emeklerine sağlık. Herkesin el verdiği, imece ruhunun gitgide yükselen değer olduğu bir Türkiye ile başarılı ve huzurlu 2008 yılı diliyor; sevgilerimi sunuyorum.
Hayal KÖKSAL

24 Aralık 2007 Pazartesi

Eskiyen Yılın Son Yeni Haftası

Değerli Dostlarım,
Yeni bir yıl geliyor derken içinde yaşadığımız yılın ne kadar kısa sürede eski yıla dönüştüğünü anımsatarak satırlarıma başlamak istiyorum. İyi, kötü, şansız, bahtsız ama bir o kadar da günler geçirdik 2007'de. Benim açımdan son derece yoğun bir yıldı. 2007'nin üç ayını istanbul dışında yolculuk yaparak ve seminerler için Hizmet-içi eğitim enstitülerini arşınlayarak geçirdim. Yeni dostlar edindim, yeni yerler görüp tanıdım. Gezip görmenin artılarını yaşarken zamanı yönetebilmenin telaşını da yaşadım doğrusu. Şu an acilen karar verilmesi gereken 2008 Yılı "11. International Convention on Students' Quality Control Circles"ın yeri ve zamanı sorunu var önümde. Bu konuyla ilgili cuma günü Cumhuriyet'te çıkan yazı için sevgili Figen Atalay'a sonsuz sevgilerimi sunuyor ve bu önemli evsahipliği konusunda dostlarımızın desteğini bekliyorum.
Yılın son haftasını gereğince verimli ve huzurlu geçirmenizi diliyor; sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Hayal KÖKSAL

23 Aralık 2007 Pazar

Bursa'dan iyi Bayramlar






Sevgili Dostlarımızın

Kurban bayramını Bursa'dan kutlar;

Tüm güzelliklerin sizlerle olmasını dileriz.

19 Aralık 2007 Çarşamba

Koç İlköğretim'de 2010 Toplantısı

Değerli Dostlarım,
Dün çok güzel iki etkinlik yaşadık. Birincisi VKV Koç Özel İlköğretim Okulu'nda dönem başında başlayan 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Projemiz; BİGG-İST ile ilgili çalışmaların eğitim ve paylaşım semineriydi. Veli, öğretmen ve öğrenci paylaşımının gerçekleştiği etkinlikte öğrencilerin projeye karşı ilgileri gerçekten heyecan vericiydi. İdareci ve öğretmen arkadaşlarımızın gönülden desteği , ailelerin işbirliğiyle çok güzel projelerin ortaya çıkacağından eminiz. Hepsine kolay gelsin diyoruz.
İkinci etkinlik ise Boğaziçi Üniversitesi, Albert Long Hall'de gerçekleştirilen bir açılış töreniydi. Bir yılı aşkın bir süredir açma hazırlıkları içinde olduğumuz B.Ü. Barış Eğitimi Araştırma ve Uygulama Merkezi (BUPERC) 1 Eylül 2007 tarihinde YÖK tarafından onaylanıp Resmi gazetede duyurulduktan sonra toplumla ilk paylaşım gününü yaşamış oldu. Tüm arkadaşlarımıza barış, uyum ve uzlaşı yolunda başarılar diliyorum. Geçtiğimiz günlerde Hindistan, Lucknow'daki City Montessori School bünyesinde UK, Kingston Business School da "Peace Education Centre" açmış, birlikte Hindistana gittiğimiz BUPERC kurucularından ve Yönetim Kurulu üyesi Nur Mardin arkadaşımız ile söz konusu kurum ile daha yakın işbirliğine girme konusunda ilk adımlar atılmıştı. Bir başka işbirliği ise NY Columbia Üniversitesi ile yakın ilişkideki Human Dignity and Humuliation studies ile. Bu kurumun 2010 yılındaki Yıllık Toplantısının ev sahibi onuru bana ait. Bu konuda güçlü işbirlikleri yaşayacağımızdan eminim.
Yarın Cumhuriyet Gazetesinde Hindistan ile ilgili bir eğitim yazı dizisi başlıyor. Sevgili figen Atalay'ın güçlü kaleminden "İncredible India" hakkında ilginç haberler okuyacağımızdan eminim. Sizlerin de bu yazı dizisini okumasını öneriyorum.
Yarın Bayram. Her ne kadar çocukluğumuzun bayramlarını özlesek de günümüzdekileri karalamak yerine yavrularımıza benzer duyguları yaşatmanın bir annelik-babalık görevi olduğunu düşünüyorum. Kesinlikle "kanlı" görüntülerin değil ama; paylaşımın, komşuya desteğin, lokmamızı gereksinim sahipleriyle paylaşmanın ve büyüklerimizi aramanın güçlü ve gerekli duygular olduğunu onlara öğretmemiz gerekiyor. Ailenin birlikte olduğu dört gün hem dinlenme ve hem de paylaşma için iyi bir fırsat olacak, yeni bir yıla girmenin arifesinde...
Bayram sonrası beş gün Erzurum'dayız. Bu arada 24 Aralık pazartesi günü de dönemin son dersini yapacağız. Herşey bir arada... Yaşam da bu değil mi zaten? Hepinize sonsuz sevgi ve saygılarımı sunuyorum değerli arkadaşlarım. Sağlık ve sağlıcakla kalınız.
Hayal KÖKSAL



16 Aralık 2007 Pazar

Rize Eğitimi bitti, sıra Erzurum'da...

Değerli Dostlarım,
Beş gün süren bir "Yenilikçi Öğretmen Kılavuzluk ve Liderlik Semineri" sonrasında Rize'den döndüm. Yorgun ama bir o kadar da verimli olduğuna inandığımız etkinliğin sertifika dağıtımı sonrasındaki büyük resmi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu eğitimde müdürleriyle omuz omuza çalışarak okullarının Kılavuzluk ve Meslekî Gelişim Programlarını hazırlayan öğretmen arkadaşlarıma teşekkür ediyor, kolay gelsin diyorum.

Yarın Boğaziçi Üniversitesindeki dersimde Teknoloji odaklı projelerimizin sunumları var. Öğrencilerim, BT konusunda müfredattaki değişimi, öğretmenlerin yaşadıkları sorunları irdelemeye ve kendilerince çözüm getirmeye çalışacaklar.

Salı günü VKV, Özel koç İlköğretim Okulunda 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Projemizin çalışması var. Yine aynı gün 16.00-17.30 saatleri arasında Boğaziçi Üniversitesi, Barış Eğitimi Merkezimizin açılış töreninde sizleri de aramızda görmek istiyoruz. Bir yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığımız Merkezimizi sonunda açılıyor görmekten mutlu ve umutluyuz. 17.30-19.00 saatleri arasında yine aynı yerde kokteyl ile devam edecek etkinliğin ilginizi çekeceğini umuyorum.

Yaklaşmakta olan Bayram hepimizi heyecanlandırıyor, değil mi? Şimdiden hepinize "İyi Bayramlar" derken; Bayram sonrası yine bir grup yenilikçi öğretmen ve müdür dostumuzla bu kez de Erzurum Hizmet-içi'nde olacağım. Bu yıl leyleği havada görmüş olmalıyım. Neredeyse yılın 2 ayı ev dışında geçti. Yeni yılda daha huzurlu ve dingin günler diliyorum herkese ve de kendime. Son kitabımın siparişlerini almaya ve göndermeye devam ediyoruz. Kargo kitapları evinize kadar getiriyor.

Ekte 24 Aralık tarihinde Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Derneğimizin son yemek duyurusu var. İlgi duyanları yanımıza bekliyoruz. Sevgiyle...

14 Aralık 2007 Cuma

Yarın Rize'ye Veda Ediyoruz

Değerli Dostlar,
Yoğun bir seminer daha sona yaklaşıyor. Otuz saatlik Yenilikçi Öğretmen Programının ardından 30 saatlik Kılavuz ve Liderlik eğitimi de sonlanıyor. Böylece; kılavuz yenilikçi öğretmenlerimiz bundan sonra okullarında hangi adımları atacaklarının bilincinde, müdürleri de onlara destek vermeye hazır bir durumda okullara dönüş ve daha bir hızla ve yoğun çalışma başlayacak. Bu programda aldığımız dönüt muhteşemdi. Yeni müfredatta teknoloji kullanımının planlamadan değerlendirmeye kadar atılacak tüm adımlarını harmanlayan bu eğitim hem öğretmen ve hem de müdürlerimizin beğenisini kazandı. Eğlenmeyi de ihmal etmediğimiz etkinlik yarın katılımcı her ilin "Kılavuzluk Programları"nın müdür ve kılavuz öğretmenlerince sunumu sonrasında gerçekleştirilecek sertifika dağıtımıyla son bulacak. Üstteki resimler öğretmenlerimizi toplu halde gösterirken, müdürlerimizin bir bölümünü de sunum esnasında gösteriyor.


Beş gün İstanbul'dan uzak kalışımla Bilişimci Martı ve 2010-Bigg-ist projelerime odaklanamadım. Eminim ki ilgili halkalar da gereken çalışmaları sürdürüyorlar. Bayram sonrası bu eğitimin diğer bölümünü de Erzurum'da gerçekleştirecek ve böylece MEB-Eğitek ve Microsoft işbirliğiyle bir yıldır sürdürmekte olduğumuz "Microsoft Yenilikçi Öğretmenler Programı"nın ilk yılını tamamlamış olacağız. Bundan böyle yetişen Kılavuz Yenilikçi Öğretmenlerimiz bayrağı teslim alacaklar. Kendilerine başarılar diliyor, her zaman yanlarında olduğumuzu vurgulamak istiyorum.

Rize-Çayeli'nin güzel insanlarına, temiz havasına, harika doğasına ve de lezzetli hamsisine veda etmekte zorlanacağım doğrusu. Sonsuz sevgilerimle...

Hayal KÖKSAL

12 Aralık 2007 Çarşamba

Rize'den Selamlar

Değerli Arkadaşlarım,
Yeşilin en yeşil; mavinin en mavi olduğu yerde; Rize-Çayeli'deyiz. Geçen yıl başlayan Yenilikçi Öğretmenler Programı'nın ikinci ayağı olan Kılavuzluk ve Liderlik eğitimleri için beş günlüğüne kaçtığımız bu güzel cennet köşede eski dostlarla buluşmanın keyfini yaşıyoruz. 21 Yenilikçi öğretmenin Kılavuzluk için buluştuğu bu güzel köşede bizlere yarın da müdürlerimiz eklenecek ve katılımcı her okulun "Meslekî gelişim planı"nı kurgulama yolunda "liderlik becerileri" üzerinde çalışacağız. Birlikte öğrenmenin, birlikte üretmenin yani kısaca İMECE ruhunun en güzelini yaşamaktayız. Ne mutlu öğrencilerimize ki; tüm bu çabaları, onlar için yapılanları hak ediyorlar ve böylesine seviliyorlar...
Öğrenmenin yanında eğlenmenin de yadsınmadığı eğitimde Uzungöl ve Ayder gezileri de sinerjiyi yakalamada etkili oldu doğrusu... Bizden haberler vermeye devam edeceğim. Sağlıkla ve sağlıcakla kalınız.
Hayal KÖKSAL


10 Aralık 2007 Pazartesi

Köy Enstitüleri Sunusu

Değerli Arkadaşlar,
Bugün yine Boğaziçi Üniversitesinden çok değerli iki grup öğrencim imece Halkaları ile "Köy Enstitüleri" ve "Montessori Sistemi" ile ilgili olmak üzere iki sunum gerçekleştirdiler. Köy Enstitüleri çalışmasında Yeni kuşak köy Enstitülüleri Derneği İstanbul şubesi kurucularından Mehmet Sazak ve Onur Gürkan hocalarımızdan yardım alan öğrencilerimiz sunuları sonrasında soru-cevap kısmında hem yanıt verdiler ve hem de Onur Hocanın desteğinden yararlandılar. Genç öğretmen adaylarını Köy Enstitüleri felsefesi ile tanıştırmayı amaçlayan proje 3 yıldan bu yana devam etmekte. Bu konuda farklı eğitim fakülteelriyle de işbirliği yapmak ve İmece Halkalarının çalışma sonuçlarını paylaşmak istiyoruz.

Yarın sabah Rize'deyim. Cumartesi akşamına kadar Çayeli Hizmetiçi Eğitim Enstitüsünde gerçekleştirilecek olan 2. adım yenilikçi Öğretmenler Programında Kılavuz Yenilikçi Öğretmenleri, Yenilikçi Müdürleriyle buluşturacak; ortak çalışma yaptırarak okullarının Mesleki Gelişim Planlamasını gerçekleştirme konusunda eğitim vereceğim. Microsoft Türkiye ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü işbirliğiyle yürütülen 30 saatlik eğitim sonrasında kendi okulları, ilçe ve illerinde benzer çalışmaları başlatacak olan Yenilikçi öğretmen ve müdürlerimize başarılar diliyor, kolay gelsin diyorum.

Bilişimci Martılar cuma günkü eğitim sonrasında çalışmalarına hızla koyuldular. 60 Martı halkasının yer aldığı çalışma 1 Hazirana kadar sürecek.

Hepinize iyi bir hafta diliyorum.

Hayal KÖKSAL

6 Aralık 2007 Perşembe

2010 Avrupa Kültür Başkentinden Bilişimci Martılara...


Değerli arkadaşlarım,

Dün Moda İlköğretim Okulunda gerçekleştirdiğimiz 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti projemizin 3. genel toplantısında; eğitimlerimiz ve ilgili ppt CD'leri paylaşıldı. Moda İlköğretim Okulunda Deryanaz Billur'un liderliğinde çalışma yapmakta olan öğrenci ekipleri öğretmenlerinin yol göstericiliğinde yürütmekte oldukları üç proje konusundaki çalışmalarını paylaşıma açtılar. Çocuklarımızla gurur duyduğumuzu ve içlerindeki potansiyeli dışa vurmaları adına elimizden geleni yapacağımızı belirtmek istiyorum. Vehbi Koç Vakfı Koç Özel İlköğretim, St.Pulcherie Yeni Nesil 2000 İlköğretim ve 30 Ağustos İlköğretim okulu öğrencilerinin projeleri de önümüzdeki günlerde paylaşılacak.

Yarın ise; 17.00-19.30 saatleri arasında "5. Uluslararası Qomer Bilişimci Martı projeleri"nin İstanbul eğitimi yer alıyor. İl dışındaki proje liderlerine ilgili pptler geçen hafta gönderilmişti. 60 yurt içi ve 30 yurt dışı projenin çalışmaları sonucunda kendilerini 3-5 Aralık 2008 tarihleri arasında İstanbulda gerçekleştirilecek olan "11. Uluslararası Öğrenci kalite Halkaları Konvansiyonu"nda bir sürpriz bekliyor.

Hepinize iyi bir haftasonu diliyorum.

Hayal KÖKSAL

4 Aralık 2007 Salı

Hindistan'dan Türkiye'ye Dönüş ve Yarın'ın Önemi


Değerli Arkadaşlarım,
Bir haftalık Lucknow, Hindistan gezimiz bu akşam güzel İstanbul'uma dönüşümle sona erdi. Beş gün Lucknow, City Montessori School'da 10. Uluslararası Öğrenci Kalite Kontrol halkaları Konvansiyonunun (ICSQCC) ardından bir günü de Delhi'ye ayırmadan yapamadım. Tarihi ve kültürel yerlerini görüp inceleme fırsatını bulduğum için çok mutluyum. Üstteki resim sekiz kişilik ekibimizin ne kadar güzel bir Türkiye tanıtımı ve çıkarması yaptığının sadece birkaç göstergesi. Sunularımız, samimiyetimiz ve gelecek yılki evsahipliğimiz için gösterilen özen gerçekten çok dikkat çekiciydi. Bu konudaki deneyimlerimizi daha sonra paylaşmaya devam edeceğim.
Büyük liderimiz Atatürk; “Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu Kadınından fazla çalıştım; milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu Kadını kadar hizmet gösterdim diyemez” diyor. Bu vecizeyi buraya alma nedenim yarının yani 5 Aralık gününün Kadınlar açısından önemli bir gün olmasından kaynaklanıyor. Türk Kadınına "Milletvekili seçme ve seçilme hakkı", 1924 Anayasamızda gerekli değişiklik yapılarak, 5 Aralık 1934 tarihinde sağlandı. Böylece, Türk Kadını batılı pek çok ülkenin kadınlarından önce bu hakkı kazanmış oldu. Örneğin; Fransa 1944 yılında, İtalya 1945’te, Yunanistan 1952’de, Belçika 1960’ da ve İsviçre de ancak 1971 yılında kadınlarına bu hakkı tanıyabildiler. Türk Kadınına milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındıktan sonra, ülkemizde ilk seçim 4 Şubat 1935 tarihinde yapıldı ve kadınlarımız 365 sandalyeli TBMM’de 18 milletvekilliği kazandı. Oran %4,6 idi. Bu oran 22 Temmuz 2007 seçimine kadar bir türlü aşılamadı. 2007 seçiminde, 550 sandalyeli parlamentomuzda kadın milletvekillerinin oranı %9’dur. Bu oran eşitlikçi koşullardakinden %41 daha düşüktür. Tüm hemcinslerimin bizlere verilen bu değeri ve onuru gereğince anlaması ve görevlerimizi yerine getirmede geri planda kalmaması dileklerimi sevgilerimle paylaşıyorum.
Yarın sabah Moda'da 3. genel toplantısını yapacağımız 2010 İstanbul Avrupa Kültür başkenti Projemiz: Bigg-İst için çalışmalar yoğunlaşmış durumda. Tüm katılımcıları eğitimde görebilmek dileğimizle...
Hayal KÖKSAL

26 Kasım 2007 Pazartesi

10. Öğrenci Kalite Halkaları Konvansiyonu

Değerli Arkadaşlarım,
28 Kasım-1 Aralık tarihleri arasında City Montessori School'da (CMS) gerçekleştirilecek olan 10. Uluslararası Öğrenci Kalite Kontrol Halkaları Konvansiyona katılmak üzere 8 kişilik bir Türk ekibi olarak Hindistan'a gidiyoruz. CMS; Delhi civarındaki Lucknow'da kurulmuş olan 2002 UNESCO Barış Eğitimi Ödüllü ve 33 bin öğrencisiyle Guinness Rekorlar Kitabına göre dünyanın en büyük okulu. Üstelik ülke içinde teknolojiyi de en iyi kullanan ödülü de var. 11. Konvanın ev sahipliğini yapacak Türkiye adına bayrağı teslim almaya gittiğimiz ekibin dönüşte inanıyorum ki sizlerle paylaşacak çok güzel anıları olacak. Resimde gördüğünüz Atatürk Salonu Konvanın yapılacağı 3 bin kişilik salon.

Bu arada http://www.kaliteokullari.com/ sayfamız hosting firmasından kaynaklanan bir sorun nedeniyle görüntülenemiyor. 2008 QOMER Uluslararası Bilişimci Martılar projemizle ilgili haberleri; http://www.bilisimcimartilar.com/ ve http://www.qomer.com/ sayfalarımızdan; kitabımla ilgili duyuruyu da bu sayfadan edinmeniz mümkün. 5 Aralık tarihinde saat 10.00'da Moda İlköğretim Okulu'nda 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti projemizin; 7 Aralık günü saat 17.00'de Microsoft binasında da Bilişimci Martı projemizin toplantıları olacak. Lütfen ajandanıza yazıp bize kayıt amaçlı e-posta atmayı unutmayınız. Mail adreslerim bildiğiniz gibi: hayal@hayalkoksal.com ve hayalkoksal@superonline.com .

11-15 Aralık tarihleri arasında Rize, 25-29 Aralık tarihleri arasında da Erzurum'da Yenilikçi Öğretmenler Programı'nın Peer-Coaching ve Leadership eğitimlerini gerçekleştirmeyi umuyoruz. Aradaki Kurban Bayramı tatilini de düşünürseniz 30 Aralık tarihine kadar müthiş bir koşturmaca bizi bekliyor. Üstelik bu arada evini taşıyacak olan bizler kaça bölüneceğiz bakalım?

Hepinize iyi bir hafta diliyor, göndereceğim resim ve haberleri bekleyin diyorum. Sevgiyle kalın...

Hayal KÖKSAL

23 Kasım 2007 Cuma

Bu haftanın Haberleri

Değerli Öğretmen Arkadaşlarımın özel günlerini kutlayarak başlıyor; yılın her gününün onlar için özel olmasını, özel kılınmasını diliyorum. Diğer bir arzum da; daha çok gencimizin "öğretmen olma aşkı" ile tercihlerinin ilk sırasına "Eğitim fakülteleri"ni yazma dürtüsü ile dolması. Ne zaman ki "öğretmenlik" Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi saygın ve onurlu yerini bir kez daha kazanır; işte ancak o zaman itibariyle bu ülke yeni kurtarıcılar arayışına girmeyecek demektir. Artık "Hiç olmazsa bir öğretmen olsun!" deme zamanı geçmiştir. Öğretmenlerin gerçek birer model olarak lider yetiştirme zamanıdır.

Bilişimci Martı projemize üç yıldır katılan değerli bir Sivil Toplum kuruluşu; Türkiye Eğitim gönüllüleri dün yine genel müdürleri Nurdan hanımefendinin liderliğindeki ekiple bu yılın 17 martı Halkası başvurusunu yaptı. TEGV ile çalışmaktan büyük bir mutluluk ve onur duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Halka gönüllüleri ve elemanlarına başarılar diliyorum.
22 Kasım Dünya Felsefe toplantısı Marmara otelindeki etkinliğiyle özellikle genç filozofların ilgi odağı oldu. Düşünen kuşaklar yetiştirme yolunda felsefeye gereken önemin verilmesi gereğine inanıyorum.

22-23 Kasım günleri İtalyan konsolosluğu'nda yapılan "Beyoğlu'nun Dünü, Bugünü, yarını Sempozyumu"nun bugünkü son oturumuna katılabildim ve ilk beş oturumda çok şey kaybettiğimi anladım. Büyük bir keyifle Oktay Ekinci'nin yönetiminde Prof.Dr. Sercan Özgencil Yıldırım ile "Bugünden Sonra Beyoğlu"nu, Dr.Doğan Hasol ile de "İstanbulun geleceğinde Beyoğlu" konuşmasını izledim. İstanbul adına yapılacak o kadar çok şey var ki! Boş vaktini ne yapacağını bilmeden geçirenlerin bu konuya ilgi göstermelerini öneriyorum.

Sonsuz sevgi ve saygılarımla iyi bir haftasonu diliyorum. Beni sorarsanız Pazartesi günü Hindistan yollarına düşecek bir ekibi olan biri olarak hayli yoğun ve heyecanlıyım doğrusu...


Hayal Köksal

20 Kasım 2007 Salı

Mustafa Necati Onur Günü


Değerli Dostlarım,
Biraz önce Sayın Genel Başkanımız Prof.Dr.Kemal Kocabaş'tan anlamlı bir ileti aldım. Bartın'dan "Kasım demeci" başlığı ile bizlerle paylaştığı duygu ve düşüncelerini son derece anlamlı ve mesaj veren niteliği nedeniyle sizlerle paylaşma gereği duydum. Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Derneği'nin değerli ve başarılı genel başkanına sonsuz saygılarımı sunarken tüm Öğretmen arkadaşlarımın "24 Kasım Mustafa Necati Onu Günü"nü şimdiden kutluyorum.
"... Başkanlığını yaptığım Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Eylül 2007’de yaptığı bir toplantıda Millet Mekteplerinin kurucusu ve ilk kez öğretmenlik mesleğine uygulamalarıyla, çabalarıyla “mesleksel onur” kazandıran, öğretmen yetiştirme tarihimize çok önemli katkılar yapmış olan Cumhuriyetimizin aydınlık Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati adına kutlanılmasına karar verdi. Aldığımız kararla 24 Kasım’ı “Mustafa Necati Öğretmenlik Onur Günü” olarak kutlamaya karar verdik. Bu anlamda İzmir’de 24 Kasım 2007 Cumartesi günü bir etkinlik düzenledik. Bu etkinlik çerçevesinde Ortaklar Köy Enstitüsü-Ortaklar İlköğretmen Okulunda (1952-1964) öğretmen-yönetici, Gönen İlköğretmen Okulunda 1964-1973 yılları arasında müdürlük yapmış olan Sayın Mehmet Kahvecioğlu’na da “1. Mustafa Necati Öğretmenlik Onur Ödülü” vermeyi kararlaştırdık. Etkinlikte ödül töreni dışında Prof. Dr. Cahit Kavcar ve Prof. Dr. Kemal Kocabaş’ın konuşmaları ve daha sonra da tüm konukların katılımıyla “Türkiye’nin Öğretmen Sorunsalı” başlıklı bir forum düzenledik. Ülkemizde ilk kez bir ilke imza atarak ödül verdiğimiz Sayın Mehmet Kahvecioğlu’nun yaşamı üzerinden öğrencilerinin yazılarından oluşmuş “Köy Enstitülerinden İlköğretmen Okullarına Geçişte Eğitime Adanmış bir yaşam Mehmet Kahvecioğlu” adlı kitap da günün anlamı adına 24 Kasım günü okurlara sunulacak..."

Resimde gördüğünüz kişiler Onursal Başkanımız Sayın Prof.Dr.Oğuz Makal ve Genel Başkanımız Sayın Prof.Dr.Kemal Kocabaş. Güzel bir Tüyap gününü dolu dolu yaşıyorlar.

Sonsuz sevgilerimle...

Hayal KÖKSAL

18 Kasım 2007 Pazar

Köy Enstitüleri Eğitimleri Başladı


Değerli arkadaşlarım,
Her pazartesi günü 19.00'da Köy Enstitüleri ve felsefesi konusunda bilgi almak isteyen dostlarımızı Şişli, Atatürk Evi karşısında yer alan İktisatçılar Vakfı'na bekliyoruz. Köy Enstitüsü mezunları ve alanın uzmanlarından bilgi almak, sanırım hoşunuza gidecek. Bu arada bu konuda projeler üreterek eğitim kalitesine de katkı sağlamayı uamaçlıyoruz. Resimdeki arkadaşlarım; Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Kemal Kocabaş ve onursal başkanımız Prof. Dr. Oğuz Makal. Sizlere iyi bir hafta diliyor; başta İstanbul şubesi başkanımız Prof.Dr.Seçkin Dindar ve Yönetim kurulundaki arkadaşlarımız olmak üzere sizi aramızda görmeyi bekliyoruz. Sonsuz sevgi ve saygılarımla...
Hayal KÖKSAL

11 Kasım 2007 Pazar

Karla Buluşma

Değerli Dostlar,
Bu hafta sonu Uludağ'da beyaz bir dostla sürpriz bir buluşma yaşadık. Bursa'da yağmurla başlayan gün, tepelere çıktıkta yerini güçlü bir kar yağışına ve zaman zaman da tipiye bıraktı. Resim bugünün öğle saatlerini göstermede. Umarım beklenenden önce yağan kar; susuz günlerden kurtulma yolunda hepimiz için güzel bir muştu olur.

26 Kasımda Hindistan yolculuğumuz yaklaştıkça içimizi büyük bir heyecan sarmakta. Beş bildiri sunacak olan Türk ekibinin oradaki en ilgi çeken gruplardan biri olacağından eminim. Bu yılın ayrıcalıklı yanı da; gelecek yılın konvansiyon bayrağını devralma töreni olacak. Hindistan'daki törenlerin haşmetini bilenler bunun da farklı bir deneyim olacağını kolaylıkla tahmin edebilirler.

Bilişimci Martı başvuruları Türkiye'deki ekipler için sona erdi. Yurt dışı katılımları ay sonuna kadar sürecek.

Bu hafta Boğaziçi Üniversitesinde bir "İlk Yardım Eğitimi" var. Cuma günü de Köyün Atölyeleri olan Köy Enstitülerinin Atatürk'ün ışığını dört bir yana yaymaları ile ilgili bir çalışmamız var. Yarınki dersimde öğrenci halkalarım eğitim kurumları bazında üç konu sunacaklar:

1. Sınavların öğrenciler üzerindeki etkileri,

2.Ezberci eğitim ve yansımaları,

3. Zorunlu eğitim ve sonrası...

Daha eğitim fakültesi birinci sınıfından böyle konuları tüm ana ve kök nedenleriyle irdeleyen ve çözüm yolları arayan geleceğin öğretmenleriyle ne kadar büyük bir atılım yapacak Türkiye, düşünebiliyor musunuz? Ben sunum kalitesini gördükçe heyecan duyuyor ve onlarla övünüyorum.

İyi bir hafta dileklerimle...

Hayal KÖKSAL

,

9 Kasım 2007 Cuma

ATATÜRK VE DEVRİMLERİ



YÜCE ATA'MIZI YİTİRMEK SADECE BEDENSELDİR, ÜZÜLMEYİNİZ. DEVRİMLERİ VE İLKELERİ SONSUZA DEK İÇİMİZDE VE ÜRETTİĞİMİZ HER ESERDE YAŞADIKÇA O DA YAŞAMAYA DEVAM EDECEKTİR.


UNUTMAYINIZ: 10 KASIM 1938 CUMHURİYETİ SONSUZA KADAR KORUMAK VE KOLLAMAK ÜZERE ATATÜRK'TEN TESLİM ALDIĞIMIZ GÜNDÜR!

7 Kasım 2007 Çarşamba

Yenilikçi Öğretmenimizden Dönüt

Değerli Arkadaşlar,
Helsinki'den döneli bir hafta oldu ama yansımaları ve içimizdeki duygular hala sıcacık ve canlı. Dünya Forumuna Çorum Yavuz Sultan İlköğretim Okulu'ndan harika bir projeyle katılan genç öğretmen arkadaşımız Ahmet Saim Altıntaş'ın duygu ve düşüncelerini, diğer öğretmen arkadaşlarıma da katkı sağlar düşüncesiyle ve de ondan aldığım izinle paylaşıma açıyorum. Kendisine bir kez daha başarılar dilerken yaratıcı öğrencilerine sevgilerimi, her konuda kendisine destek verenmüdürüne saygılarımı sunuyorum. Bu imecenin herkese örnek olması dileklerimle...



"Microsoft tarafından 27-31 Ekim 2007 tarihleri arasında Finlandiya’nın Helsinki kentinde üçüncüsü yapılan 2007 WORLD WIDE INNOVATIVE TEACHERS FORUM'da Türkiye’yi temsil etmekten ve böyle bir organizasyonda Avrupa'da bayrağımızı dalgalandırmaktan şeref duyuyorum.
Ne büyük mutluluk vericidir ki; dünyanın bir çok ülkesinin katıldığı bir organizasyonda 75 milyon Türk insanını temsil edebilmek ve 29 Ekim de Cumhuriyetimizin yıldönümünde, ülkemden binlerce km uzakta da olsam, o sevinci yaşayıp farklı ülkelerin temsilcilerine bunu anlatabilmek gibi bir başka kutsal görevi de aynı zamanda yerine getirmek….
Forum boyunca farklı kültürleri, dilleri, insanları, değişik ülkelerden gelen projeleri ve daha saymakla bitiremeyeceğim bir çok özellik ve güzellikleri bir arada tanıma, dilimi, hayata bakışımı ve ufkumu geliştirme, değiştirme fırsatı bulduğum ve şimdilerde keşke biraz daha uzun süre kalabilseydim dediğim o güzel günleri yad etmek bile büyük mutluluk ve huzur verici…
Bundan sonra hayatımın her merhalesinde dikkate alacağım; olayları, insanları, kültürleri vb. ona göre değerlendireceğim ve yaşamıma o perspektiften yeni açılımlar getireceğim, nice kazanımlar edinerek; ellerim, kollarım ve beynim dopdolu döndüğüm Finlandiya’dan ülkeme, çevreme ve insanıma artık yeni fikirler, yeni projeler ve yeni açılımlarla ışık saçmaya çalışacağımı rahatlıkla ve içtenlikle söyleyebilirim.
Bu güzellikleri yaşayabilmemize olanak sağlayarak, neşesi ve güler yüzüyle bizlere moral kaynağı olan; bilgisi, tecrübesi ve yol göstericiliğiyle, yad ellerde bizi bir an dahi yalnız bırakmayan çok değerli hocamız Dr.Hayal KÖKSAL’la beraber bu organizasyona katılmaktan dolayı da ayrıca mutluluk duyuyor, bundan sonra da bu tür organizasyonlarda bulunmayı gönülden arzu ediyorum.
Ayrıca; Microsoft Türkiye Projeler ve Eğitim Müdürü Şeniz CİRİTÇİ Hanım’a, Dr.Hayal KÖKSAL Hocama, Microsoft ve Bakanlığımız yetkililerine; Hüseyin Kocasaraç Bey'e, Tunç Akdur Bey'e, diğer yenilikçi arkadaşım Nilüfer Özbey Hanım’a, çalışmalarımda her zaman bana yardımcı olan Okul Müdürüm İsmail Madan’a, mesai arkadaşlarıma ve biricik eşime en kalbi teşekkürlerimi sunarım."
Ahmet Saim ALTINTAŞ

4 Kasım 2007 Pazar

Son Kitabım: SÜREKLİ ÖĞRENEN 'BEN'


Değerli Dostlarım,
Dün Tüyap Kitap Fuarı'ndaki Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Derneği'nin standinde son kitabımı imzaladım. Beni bu güzel günümde yalnız bırakmayan dostlarıma ve özellikle de kitabın basımında büyük desteğini aldığım sayın başkanım Prof.Dr.Seçkin Dindar'a sonsuz sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Kitabımın adı: İçimdeki Çocukla SÜREKLİ ÖĞRENEN 'BEN'...
Amacı: Yeni İlköğretim programında öğrencilere kazandırılmak istenen değerlerin çocuklara hitap eden bir dille verilmeye çalışılması ve son bölümde de anne ve babalara yeni programda düşen görevlerin paylaşılması. Yeni Müfredatın en başından beri işin içinde olan ve QOMER Müfredat Eğitimi programını geliştiren ve öğretmenlere sunan bir eğitimci olarak öğrenci ve aile ayaklarında da büyük belirsizliklerin yaşanmakta olduğunu izlemekteyim. Topluma katkı sağlayabilecekse bana ne mutlu derken kitabın arka yüzündeki satırlarımı sizlerle paylaşmak istiyorum:
“...Herkesin hür ve kardeşçe yaşadığı, eşit koşulların ayrımsız uygulandığı bir dünya yaratmak ülkün ise; onu “ben” yerine “biz” yaklaşımıyla, kardeşçe elele vererek kurabiliriz ancak. Gelişim bayrağını, çağdaşlık yolculuğunda özgür beyinlerimizle açar, sonsuz sevgi, saygı ve tolerans ile “imece halkaları” kurarız barışa odaklı bu cennet topraklar üstünde...”
“Eğitimci” olarak yolculuğum İzmir Eğitim Enstitüsü’nü bitirdiğim 1976 yılından beri kesintisiz olarak sürmekte. Vazgeçemediğim ve çok sevdiğim bir deneyim bu, benim için. 1992 yılından bu yana ise çalışmalarımın özünde “Kalite insanı yetiştirmek” ideali yatıyor. Öğretmen ve idareciler için yazdığım kitaplardan sonra aile ve de özellikle çocuklara yönelik, “sürekli iyileştirme” farkındalığı veren bir çalışma yapmak istedim. Nedeni ise; bireyi küçük yaştan itibaren “yakalamak”, yaşam boyu öğrenen yapmaya yönlendirebilmekti. Aynı hedefi paylaşan “Yeni İlköğretim Programı”nı anne ve babalara tanıtan bir bölüm ile çocukların okuyacakları “kalite” odaklı bölümleri aynı kaynakta harmanladım; böyle bir çalışma ortaya çıktı. Umarım yararlı olur. Sonsuz sevgi ve saygılarımla...

Kitabın ilk baskısının geliri Sürekli Gelişim Derneği'ne bağışlanmıştır. Kitabın fiyatı 15.00 YTL olup toplu alımlarda kitap ücreti 12.50 YTL'ye düşmektedir. Kargo ücreti fiyatlara dahildir. Banka Hesap numarası: Garanti bankası, İstanbul Boğaziçi Üniversitesi Şubesi, Hesap no: 303 / 666 20 20.

Sağlık, mutluluk ve başarı dolu, İyi bir hafta diliyorum.
Dr.Hayal KÖKSAL

2 Kasım 2007 Cuma

Yarın Kitap Fuarındayız

Sevgili Dostlar,
Yarın TÜYAP Kitap Fuarındaki A Salon, 229 numaralı bölümde yer alan Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Derneği'mizin standinde yeni kitabımı imzalayacağım. Yeni Müfredat Programına uygun olarak öğrenci ve velilerin yönlendirilmesine yönelik olarak hazırlanan kitabın ismi: "İçimdeki Çocukla SÜREKLİ ÖĞRENEN BEN".
"İMECE HALKALARI" kitabımı da bulabileceğiniz standimizde sevgili "Yeniden İmece" yazarı arkadaşlarımızın da kitaplarını, en önemlisi karşınızda kendilerini bulabileceksiniz. Sevgilerimle...
Hayal KÖKSAL

1 Kasım 2007 Perşembe

Bilişimci Martılar Projesi kayıtları sürüyor.


Değerli Dostlarım,

Vatana dönmek harika bir duygu. Güzel paylaşımlar amaçlı olsa da; her seferinde aklımız yurdumuzda kalmakta. Hele çok yoğun günlerin geçmekte olduğu şu günlerde...

Resim Helsinki'de katıldığımız etkinlikten. Soğuk günlerin sıcacık arkadaşlık ve paylaşım duygularıyla perçinlendiği Helsinki'de 100'ü aşkın eğitimci ile 70 projenin teknolojinin eğitime uyarlanış örneklerini izledik. Çorum'dan Ahmet Saim arkadaşımızın "Coğrafi bölgelerimizin sanal yolculukları" ile Ağrı Diyadin'den Nilüfer arkadaşımızın "Proje-tabanlı eğitimin geleceğin liderlerini yetiştirmedeki önemi"ni paylaşan projelerini tanıtıma açtık. Bu konuda bilgi almak isteyen eğitimcilerin bizleri aramaları gerekmekte.

5. Uluslararası QOMER Bilişimci Martı Projelerinin kayıt süreleri doldu. Ancak doğu illerindeki okulların 10 gün uzatma talebine uymadan da edemedik. Lütfen tüm proje okulları paydaşlık ve başvuru formlarını 0 212 276 51 64 numaralı faksa gönderip listemize girsinler.

Sonsuz sevgilerimle iyi bir haftasonu diliyorum.

Hayal Köksal

30 Ekim 2007 Salı

Helsinki'den selamlar...

Bu gece Helsinki'de bir tören var: Worldwide Innovative Teachers' Award Ceremony. Umudumuz güzel anılar ve verimli işbirlikleriyle dönmek. Yurdumuzu cok iyi tanıttığımızı düşündüğümüz etkinlikten resim ve haberleri yarın sizlerle paylaşacağım. Diğer bir paylaşımım ise PISA sonuçlarına göre dünyanın en iyi eğitim veren ülkelerinden biri olan Finlandiya'da gezip gördüğümüz iki "Geleceğin Okulu" hakkındaki görüşlerimi paylaştığım makalem olacak. Sonsuz sevgilerimle.
Hayal KÖKSAL

28 Ekim 2007 Pazar

Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun


Cumhuriyeti kurarak gerçek ve bağımsız bir ulus olmamıza olanak sağlayan başta yüce Atatürk olmak üzere tüm büyüklerimize minnettarız. Onların bu büyük eserini korumaya and içtik. Hepimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.

Hayal KOKSAL

25 Ekim 2007 Perşembe

Kitap Fuarı ve Köy Enstitülüler

Değerli Arkadaşlar,
27 Ekim-4 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan TÜYAP Kitap Fuarı'nda bu yıl "Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği"nin de yer alacağı müjdesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Hepinizi fuara katılmaya ve çağdaş, okuyan Türkiye yolunda bilgi ve deneyimleri paylaşmaya çağırıyorum. Ekte duyurusunu bulacağınız etkinlikte görüşmek üzere...
28-31 Ekim 2007 tarihleri arasında Helsinki'de gerçekleştirilecek olan Microsoft 3. Worldwide Innovative Teachers Forum'a Türkiye bu yıl ikinci kez katılıyor. 29 Eylül tarihinde Türkiye Forumu sonunda belirlenen öğretmenler yürüttükleri "Yenilikçi" projeleri Helsinki'de diğer 72 proje arasında paylaşıma açacaklar. Uluslararası Jüride gururla yer alacağım bu etkinlikte katılımcı arkadaşlarıma başarılar diliyorum.
Hayal KÖKSAL
FUAR İLANI:
YENİ KUŞAK KÖY ENSTİTÜLÜLER DERNEĞİ;
KİTAPLARI, BELGESELLERİ,
YAYIN ORGANI
YENİDEN İMECE DERGİSİ
VE YAZARLARIYLA İSTANBUL TÜYAP KİTAP FUARINDA

Kitap İmzalayacak Olan Yazarlar (14.00-17.00)
27 Ekim Cumartesi
Mehmet Başaran Bahattin Fırtına Zübeyde Seven Turan
28 Ekim Pazar
Zübeyde Seven Turan
29 Ekim Pazartesi
Zübeyde Seven Turan
30 Ekim Salı
Alper Akçam Osman Şahin
31 Ekim Çarşamba
Yard.Doç.Dr.Firdevs Gümüşoğlu Alper Akçam
1 Kasım Perşembe
Zübeyde Seven Turan
2 Kasım Cuma
Prof.Dr.Oğuz Makal
3 Kasım Cumartesi
Prof.Rıfat Okçabol Prof.Dr.Kemal Kocabaş Prof.Dr.Oğuz Makal
Yrd.Doç.Dr. Hayal Köksal İbrahim Gürşen Kafkas
4 Kasım Pazar
Prof.Dr.Kemal Kocabaş

23 Ekim 2007 Salı

Üzüntümüz Sonsuz...



"Yurtta sulh, cihanda sulh" diyen büyük Önderimizin kızları ve oğulları olarak içimiz acıyla dolu. Barışın huzurunu bir türlü yaşayamadığımız güzel ülkemizin en kısa zamanda aydınlık ve mutlu günlere kavuşmasını diliyoruz.

18 Ekim 2007 Perşembe

www.bigg-ist.com




Değerli Dostlar,
Bugün İstanbul dostları olarak biraraya geldik ve 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Projeleri arasında yer alan Bilişim İmecesi: Geçmişten Geleceğe İstanbul (Bigg-İstanbul) çalışmamızın ikinci paylaşım toplantısını gerçekleştirdik.
Resimlerden anlaşılacağı üzere katkı payı yüksek çalışmanın bundan sonraki adımları http://www.bigg-ist.com/ http://www.bigg-istanbul.com/ adreslerinden sizlerle yapılanları ve yapılacak olanları paylaşabilmek. Sizleri de yanımızda yer almaya davet ettiğimiz çalışmanın ülkemiz tanıtımında ve yeni kuşakları bilinçlendirmede etkili olmasını diliyoruz. Sonsuz sevgilerimle...


Hayal KÖKSAL

7 Ekim 2007 Pazar

İstanbul: Benim Sevgili Yârim...

Değerli Dostlar,
Zaman o kadar hızlı ve yoğun akıp geçmede ki; bu bloğu hergün düzenli yazmak amacıyla başlattığım halde bunu yapamamaktan dolayı üzgünüm. Günler günleri, aylar ayları büyük bir hızla kovalamakta ve bizler yaşımız ilerledikçe yapmak istediklerimizi gereğince yapamamak kaygısıyla daha farklı bir telaş ve koşturmaca içine girmekteyiz. En azından bu benim için böyle!
Geçen haftaki "Microsoft Yenilikçi Öğretmen Türkiye Forumu"nun ardından bir hafta geçti bile... Şimdi önümüzde Dünya Forumu çalışmaları, Bilişimci Martı projelerine başvuru kabulleri, 2010 projesi, yeni başlayan dersimle birlikte projelere yönlendirilmesi gereken 75 çok değerli öğrenci, Boğaziçi Üniversitesi Barış Eğitimi Merkezi (BUPERC) çalışmaları, Köy Enstitüleri ile ilgili bir panel çalışması ve bir de Bayram tatili var. İşim hayli çok, değil mi? Ancak elele verip, sinerji sağlayabilirsek hepsi de uyumlu bir şekilde gerçekleşir. Bu arada 22-23 Ocak 2008 tarihlerinde İstanbul Ritz Carlton'da yapılacak olan bir "Healthcare / Hastanelerde Kalite" Seminerimiz olduğunun ön haberini de vermiş olayım. Hastanelerin "Kalite" ile özellikle "hasta bakımı" ile ilgili birimlerinin bizlerle temasa geçmelerini öneririm.
2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti projesine gelince: Macaristan, Almanya ve Yunansitan ekiplerini de içine alacak bir proje grubunun içinde yer almayı başaran projemiz 17 numara ile yolculuğuna devam ediyor. Bu hafta başında istekli okulların yönetimleriyle görüşmelerimiz başladı. İmzalanacak protokoller sonrasında ekipler seçtikleri proje eseri ile ilgili çalışmalarına hız verecekler. Bu arada web sayfamız da hazırlanmaya başladı. Bildiğiniz üzere bu proje sonuçta web sayfası üzerinden paylaşıma açılacak bir "Bilişim İmecesi" olacak. Web sayfamızda destek vermek isteyen kurumların destekleri doğrultusunda logo ve isimlerine yer verilecek. Projede hedef kitlemiz; birinci sınıftan üniversiteye kadar öğrenci ve öğretmenler, aileler ve proje olarak seçilen eserin bağlı bulunduğu muhtarlık, yerel yönetim birimi ve çevresindeki küçük ölçekli işletme sahipleri. Bizi arayıp bilgi alınız.
Sevgi ve saygılarımla iyi bir hafta diliyorum.
Hayal KÖKSAL

30 Eylül 2007 Pazar

Eğitimde Yenilik ve Yenilikçilik

Değerli Dostlar,
Dün Marriott Otelde çok güzel bir paylaşım yaşandı. Geçtiğimiz bahar aylarında MEB Eğitek işbirliğiyle dört grup halinde otuzar saatlik "Microsoft Yenilikçi Öğretmenler" eğitimini alan öğretmenler mayıs ve haziran aylarında üzerinde çalıştıkları 43 projeyi poster ve power point sunumlarıyla paylaşıma açtı. Son derece etkili çalışmaların izlendiği etkinlikte dereceye giren öğretmenler akşam yapılan bir törenle ödüllerini aldılar.
"Yeniliğin gün gelip eskiye dönüştüğü" ve "Yenilikçi yaklaşımın meslekte her dem taze kalmak" olarak algılanması gerekliliği üzerinde durulan çalışmanın ikinci ayağı olan "Eş yönlendirme ve Liderlik" eğitimleri kasım ve aralık aylarında gerçekleştirilecek.
Tüm öğretmenlerimize başarılarının devamını diliyorum. Ödül töreni resmini görmek için İngilizce Bloğa bakınız.
Hayal KÖKSAL

28 Eylül 2007 Cuma

Bilişim ve Müfredat Uygulamaları


Bilişim Teknolojilerini (BT) derslerine ve yeni müfredata uyarlama konusunda yoğun eğitim alan ilköğretim ve lise öğretmenleri gerçekleştirmiş oldukları projeleri paylaşıma açıyor. Değerlendirmenin ardından kazanan öğretmen(ler) Helsinki’de gerçekleştirilecek “Microsoft Dünya Forumu”nda ülkemizi temsil edecek.

2005 yılı Haziran ayında pilot çalışmaları başlayan ve gerekli iyileştirmelerden sonra MEB/Eğitek işbirliğiyle dört grup halinde hizmet-içi eğitime alınan öğretmenlerle; “Bilişim Teknolojileri”ni derslere, özellikle de değişmekte olan yeni müfredata uyarlamayı amaçlayan “Microsoft Yenilikçi Öğretmenler Programı ilk aşama eğitimini alan öğretmenlerin hazırlamış olduğu 43 projeyi 29 Eylül 2007 Cumartesi günü, Marriott Otelde yapılacak bir çalışmayla değerlendiriyor. Kamuoyu ile paylaşılacak olan projeler üç ana kategoride değerlendirilecek: İçeriğin kalitesi, Meslektaşlar arasındaki işbirliğinin gücü ve Projenin Topluma katkısı.

38 ilimizdeki resmi okullarda sınıf ve alan öğretmeni olarak görev yapan 44 Yenilikçi ve 12 de destek öğretmen; Mart-Mayıs 2007 tarihleri arasında Microsoft Eğitim ve Projeler Müdürü Şeniz Ciritçi ile MEB, Eğitek’ten görevlendirilen eğitim yöneticilerinin yönetiminde, Kalite Okulları Merkezi Başkanı Dr.Hayal Köksal’ın danışmanlığı ve koordinatörlüğünde 30 saat yoğunlaştırılmış eğitim alan 100 öğretmen arasından gönüllü ve istekli olarak proje yapanlar. Teknoloji kullanımına ayrı bir önem veren yeni müfredat içerisinde özellikle sadece temel BT becerilerine sahip öğretmenlerin “yenilikçi” yanlarını dışa vurmaları ve gereken desteğin kendilerine sağlanması amacıyla başlatılan program sonucunda 43 proje ortaya çıktı. Bu öğretmenler önümüzdeki aylarda aynı programın ikinci basamağı olan “Eş-Yönlendirme ve Liderlik” Eğitimlerine de katılarak “Geleceğin Okulları” anlayışını okullarına taşıyacaklar. Belli bir şablon dahilinde yürütülen ve teslim edilen projelerin en başarılı olanları 28 Ekim 2007 tarihinde Finlandiya, Helsinki’de yapılacak olan “Dünya Yenilikçi Öğretmenler Forumu ve Yarışması”na katılacak. Geçen yıl ABD’de yapılan Yarışmada Türkiye İşbirliği Kategorisinde Dünya İkincisi olmuştu.
Türkiye’nin bu yıl da en iyi şekilde temsil edilmesi dileklerimle...

Hayal KÖKSAL

23 Eylül 2007 Pazar

Bilişimci Martı Projeleri 1 Ekim'de Başlıyor!

Değerli Dostlar,
Yarın yine okullu olmanın heyecanı bende, bizlerde. Boğaziçi Üniversitesi'ndeki dersimin ilk günü. Eylül ayının en sevdiğim yönlerinden biri de bu: İnsanı sevdiklerine kavuşturması ama bir yandan da ailelerinden ayrılıp üniversitelerine gelen gençlerin ayrılık hüznünü unutmamak gerek. Büyük, küçük tüm öğrencilerimize başarılar diliyorum.
Bilişimci Martılar bu yıl 5. yılına giriyor. Büyük bir keyifle ve gitgide kalabalıklaşan ailemizle hemen hemen her ilimizde ve 3 yabancı ülkede uçuyor olmaktan kıvançlıyız. Her yıl olduğu gibi projemizde bu yıl da değişiklikler var. En belirginlerini yazarsak;
- Ana temalara bu yıl 3 tane daha eklendi: Türkçemize sahip çıkalım, Medyada Etik ve Kadın Hakları.
- Değerlendirmede "Akran değerlendirme" %50'lik bir orana ulaştı.
- Ödül törenleri artık okullarınızda olacak ancak bu yıla özgü bir sürprizimiz var: Başarılı ve Üstün Başarılı ekipler ülkemizin evsahipliğini yapacağı 11. International Convention on Students' Quality Control Circles" a katılım hakkını edinecekler. Seçilen 3 ekip de uluslararası ekiplere sunum yapacak.
- İlköğretimden üniversiteye kadar tüm sınıflar web tasarımı yapacak.
- Drama, Poster ve Slogan hazırlama, Kolaj konuları da projemize giriyor.
- Her zamanki gibi projede yer almanın ilk koşulu; Kalite Okulları Merkezi paydaşı olmak.
Kayıtlarımız 1 Ekim-1 Kasım 2007 tarihleri arasında yapılacak.
Bir sonraki duyurum 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Projemiz ile ilgili olacak. Beni izlemenizi diliyorum. Tüm dostlarımıza sevgiyle duyururum.
Hayal KÖKSAL

20 Eylül 2007 Perşembe

Yuvaya Dönüş


Değerli Dostlarım,

Kısa süreli bir Olimpos/Çıralı tatilinden sonra işlerin dört gözle bizi beklediği yuvaya döndük. Tatil ne kadar hoş olsa da çalışmak, yararlı bilgiler edinip insanlığa hizmet etmek daha büyük bir keyif. Aynı duyguyu okullarına dönen öğrenci ve öğretmenlerin de yaşadığına eminim.


YENİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA TÜM ÖĞRENCİ, ÖĞRETMEN VE İDARECEİ ARKADAŞLARIMIZA SAĞLIK, MUTLULUK VE BAŞARI DOLU GÜNLER DİLİYORUM.


Sağlıcakla kalın.

Hayal KÖKSAL

13 Eylül 2007 Perşembe

Gündemde ne var?

Değerli Dostlarım,
Zaman o kadar hızlı akıp gitmede ki; "bütün" bir insan olmak için birlikte geliştirilmesi gereken yaşamın üç ana alanı "kafa-kol ve kalp" ile ilgili neler yapabildiğimizi sorgularsak sanırım pek doyurucu yanıt çıkmayacak. Sevgili Battal Aslan hocamın "3 K" olarak adlandırdığı bu değerleri açarsak:

- Zihnimizi geliştiren okuma, eğitim...,

- Bedenimizi geliştiren spor, sağlıklı soluk alma ve rahatlama teknikleri ile

- Ruhumuzu iyileştiren hobiler; müzik, resim, sanat... karşımıza çıkar.

Acaba kaçımız bu yönlerimizi dengeli olarak geliştirecek eylemlerde bulunabiliyoruz? Umarım bugünden itibaren yaşama bir de bu gözlüklerle bakarız.

Günler benim açımdan da yine hayli yoğun geçmeye başladı. Geçtiğimiz günlerde Valilik AB Merkezi'nin Sertifika Töreni nedeniyle Arkeoloji Müzesindeydik. Kursiyerlerin heyecanına ve Uluslararası katılımlı bir koronun güzel konserine tanık olduk.

10 Eylül Pazartesi akşamı Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Derneği, İstanbul şubesi olarak ilk toplantımızı gerçekleştirdik. Sayın Prof.Dr.Seçkin Dindar başkanlığında toplanan yönetim kurulunda bizi en mutlu eden olay İstanbul'a göç eden sayın Prof.Dr.Oğuz Makal hocamızın bize katılmasıydı. Yukarıdaki resimde gördüğünüz gibi gücümüze güç, neşemize neşe katan büyüğümüze "Hoş Geldin" diyoruz. Her ayın ilk pazartesi akşamı yine genel katılıma açık toplantılarımızla sizleri de bizimle olmaya davet ediyoruz.

Salı günü Beykoz Kırmızı Yalı'da düzenlenen bir anma toplantısındaydık. Genel olarak STK başkanlarının katıldığı etkinlikte yeni dostlar edinme olanağı buldum.

İki günden bu yana 2007'de Hindistan'da ve 2008 yılında da Türkiye'de düzenlenecek olan 25 ülke katılımlı "10. ve 11. Uluslararası Öğrenci Kalite Kontrol Halkaları Konvanları"nın organizasyonu ile ilgili çalışmalar içindeyiz. Türkiye'de gerçekleştirilecek olan Konvana destek verebilecek kuruluşların co-sponsor olarak yanımızda ve afişimizde yerlerini almalarını bekliyoruz.

Ekim ayı başında "2008 Bilişimci Martılar" ve "2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti" Projelerimiz başlıyor. Bu çalışmalarda yer almanın ön koşulu Kalite Okulları Merkezi paydaşı olmak. Paydaşlık süresi dolan okullar http://www.kaliteokullari.com/ adresmizden Formu indirebilirler. Bu yoğun çalışmalar arasında üç günlük bir dinlenme fırsatı yaratmak için Antalya-Olimpos'ta olacağız. Dönüşte size o cennet köşede çektiğim fotoğraflarımı paylaşacağım.

Sonsuz sevgilerimle 3 K'yı unutmamanızı ve hayırlı Ramazanlar diliyorum. Kendinize de zaman ayırın lütfen. Hayat o kadar kısa ki...

Hayal KÖKSAL

8 Eylül 2007 Cumartesi

Yeniliklere Açık Olmak...

Değerli Arkadaşlarım,
Yeni Eğitim-Öğretim yılına girerken öğretmenlerimizin yoğun bir çalışma içinde olduğunu sanıyorum. Derslerimizi "yenilikçi" bir yaklaşımla, teknoloji desteğini de yanımıza alarak hazırlarsak, üstelik bunu da diğer meslektaşlarımız, velilerimiz ve öğrencilerimizle takım çalışmasıyla sinerji yaratarak yaparsak; güçlü ve vizyoner yeni kuşaklar yetiştirmede daha başarılı olacağımıza inanıyorum. Yenilikçilik ruhunu kazandırmak için hem hizmet-içi hem de hizmet öncesi eğitimlerin önemli olduğunu biliyorum. Bu bağlamda 29 Eylül tarihinde MEB/Eğitek ve Microsoft Türkiye işbirliğiyle "Türkiye Yenilikçi Öğretmenler Forumu" İstanbul'da gerçekleştirilecek. 50 civarında projeyle her ilden gelen öğretmenler çalışmalarını paylaşacaklar. Öte yandan ikinci dönem Boğaziçinde Eğitim fakültesi öğrencilerim "Innovative Teaching" dersimi alarak mesleğe girmeden bu kavramı sorgulamaya başlayacaklar.
Sizlerle geçen yıl orta doğu Teknik Üniversitesi Uluslararası ELT Konferansında, "Quality in ELT" dersimi almış, Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun olan şu anda da Bilkent Üniversitesinde çalışan bir öğrencimle birlikte sunmaktan büyük keyif aldığım bir bildiriyi paylaşmak istiyorum.
En güzel günlerin sizlerin olması dileklerimle...
Hayal KÖKSAL
Use of Technology and its Importance for all Turkish Teachers: Innovative Teaching!
H.Köksal (Ph.D.)& S.Bayraktar
Summary
Computer Assisted Language Learning (CALL) is an idea in most countries which has not been put into action, yet. It still lingers in the air with its potential to be realized in the hands of competent teachers. Therefore, we need to elaborate on how teachers can be competent in that area and what they can do with technology. The use of technology effectively and ICT (Information and Communication Technologies) projects can be considered as a good opportunity for ELTers to ignite the independent-creative thinking abilities of our students. The data students are subject to will increase in quantity, but the more various data they deal with, the more critical and selective they will happen to be. Moreover, the presence of immense data input will trigger their creativity supplying raw materials for a brand-new original output. CALL is also regarded as a far-fetched ideal by some in teaching area. In fact, they have logical arguments that need to be discussed: 1.Students are not mature enough to utilize technology effectively and are inclined to misuse it, which in turn disturbs the learning effectiveness. 2. In most countries, the students are used to traditional methods, you cannot expect them to be autonomous learners immediately. 3. It is generally said that parents are essential components of CAL. However, in developing countries students cannot take necessary help from their parents whose education level and economic status are comparatively low. In such a situation, students can neither be encouraged nor can take extra help during their study from their parents.
In Turkey, there is an outstanding need for Computer Assisted Learning in the light of the arguments we have highlighted in this study. Nothing we think as essential and take for granted now was achievable when it first starred as an idea. Therefore, it is viable that tomorrow’s world is the sum of the ideals that are thought to be unlikely, now. In Turkey, we want to have a say upon our tomorrow and trigger an action that will lead to cultivate informed, educated, creative, questioning individuals that are eager to shape the destiny of the world. Many different ways might be proposed for overcoming those difficulties and blocks. One of them, designed according to the needs and requirements of Turkey and to the pre-requisites of the new Curriculum of primary schools will be shared in this study: Innovative Teaching!

6 Eylül 2007 Perşembe

BİGG-İSTANBUL Projesi


Değerli Dostlar,

Bugün sizlerle 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Projelerinden biri olarak 41 numara ile Proje Kitabında yer alan “BİGG-İST: Bir Bilişim İmecesi: Geçmişten Geleceğe İstanbul” çalışmamızı paylaşmak istiyorum.

2005 yılından bu yana ön hazırlıkları sürmekte olan ve son şeklini alan projemizde yer almak isteyen okullar, muhtarlıklar, KOBİ ve Üniversiteler ve de destek vermek isteyen kurum ve kuruluşları bizlerle görüşmeye davet ediyoruz. Kalite Okulları Merkezi ve Sürekli Gelişim Derneği işbirliğiyle başlayan projede destek veren kurumlar; GAIA, AMBA, Oki Printings, Microsoft, Alternatif Yaşam Derneği, Gala Genova, Karayolları Emeklileri Derneği ve çalışmalara tarihi ve mimari eser çalışarak katılacak olan okullar.

Bu çalışmayı Mayıs 2007'de Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde düzenlenen Eğitim Teknolojileri Konferansında da sunmuştuk. Aşağıda özeti verilen çalışma yeni eğitim-öğretim döneminde çalışılmaya başlıyor.

Sevgilerimle....

Hayal KÖKSAL

TEKNOLOJİ DESTEKLİ 2010 ISTANBUL AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ PROJESİ: “BİGG-İST”
ÖZET

Bu çalışmanın amacı; İstanbul’un bir Avrupa Kültür Başkenti olması yolunda gerçekleştirilen projelere teknolojiyi yoğun olarak kullanan bir eğitim projesiyle katkı sağlamaktır. Proje; bireyleri tüm yaşamları boyunca sarıp sarmalayan kültürel değerlerin, geçmişten geleceğe yeni kuşaklar tarafından taşınacağı düşüncesiyle; öğrenci ve ailelerinden başlayarak tüm eğitim paydaşlarında “Tarihî, mimari ve kültürel değerler farkındalığı” yaratmayı ve bu amaçla yapılanları kamuoyu ile paylaşmayı hedeflemektedir. Bu noktadan hareketle ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarını; ”Farkındalık ve Araştırma”, üniversite öğrencilerini; ”Farkındalık, Araştırma ve Yaratıcılık”, aileleri, muhtarlık ve küçük esnafı da; ”Destek” boyutlarında yakalayacaktır. Ulusal ve uluslararası paylaşımlarla insanlık tarihi için son derece önemli bir “veri tabanı” oluşturacak ve bireyin değerleri koruma bilinci kazanmasını sağlayacak olan bu proje, uygarlıkların beşiği olarak bilinen Anadolu’nun Avrupa’yı kucaklayan en güçlü birleşim noktası İstanbul’dan başlayacak, Avrupa’daki başkentlere yayılacak (Macaristan-Pecs, Almanya-Essen, Yunanistan-Selanik) ve Bilişim Teknolojileri (BT) destekli işleyecektir. Proje;
- Geçmişini çok iyi öğrenen, bilen ve geleceğini bu bilgilerin ışığında, akıllıca kurabilen,
- Tarihi zenginliklere ulusal ve uluslararası boyutlarda önem veren ve koruyan,
- Alt ve üst sınıflardaki öğrenci arkadaşlarıyla iletişim kurup işbirliği geliştirebilen,
- Paylaşım ve iletişimini ulusal sınırların da dışına taşıyabilen,
- Yaratıcılığını BT ile birleştirebilen Mimarlık, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü (BÖTE), Arkeoloji ve Antropoloji Bölüm öğrencilerini diğer alt sınıf öğrencileri ve aileleriyle birleştiren; oturdukları mekânlardaki Muhtarlıklar aracılığıyla küçük esnafı ve diğer toplum üyelerini de kucaklayan bir imece / işbirliği çalışmasıdır.


3 Eylül 2007 Pazartesi

Yeni Bir Yaş Daha...


Sevgili Dostlar,

Dün yeni bir yaşa daha girdim. Her ne kadar bayan olarak yaşımızdan hele hele 50'li yaşlardan söz etmeyi sevmesek de yaşamın gerçeklerinden kaçış yok. Her yaşın kişiye sağladığı değer o kadar fazla ki; yaşanmış o yılları yaşanmamış saymak ya da onlardan korkmak büyük haksızlık! Evet dün 51 yaşımı tamamladım. Annem gibi hep bir yıl önden gitmeyi sanırım ben de seviyorum. Dün 52 dedikçe uyardı dostlarımdan bazıları. Son derece samimi ve içten bir toplantıydı. Umarım öyle de bir yıl olur benim için; hep sevdiklerimle ve dostlarımla beraber yaşanan...

Bu hafta okullar için önemli bir hafta. Salonlar, koridorlar öğretmenlerin ayak sesleriyle yine bir başka anlam ve şevk kazanıyor. Yazın sessizliğinden sonra eğitimci tınılarını özlemiş olmalılar. Hele üç hafta sonra okullar yeniden okul olmanın zevkini yaşamaya başlayacaklar. Seminerler ve dönem hazırlıklarıyla öğrencilerinizin yaşamlarına dokunacağınızı ve aydınlık yarınların liderlerini yetiştireceğinizi hiç unutmayınız değerli öğretmen arkadaşlarım. Korku yerine sevgi kültürünün tohumlarını ekeceğinizi, okul-aile-toplum birlikteliğini uyumlayacağınızi bu arada kendinizi de geliştirmeyi ihmal etmeyeceğinizi biliyor ve bu yolculukta mutluluklar diliyorum.

Bu dönem Boğaziçi Üniversitesi, Eğitim fakültesindeki "Eğitime Giriş" dersimle 60 öğretmen adayı gencimizi daha kucaklamaya hazırlanıyorum. Her dönem derslerimde mutlaka birşeyler değişir. Yöntemim gereksinim ve gelişmeler karşısında değişime uğrar, konular http://www.meb.gov.tr/ deki değişikliklere bağlı olarak güncelleşir ve öğrencilerimin "eğitim"e olan ilgisini arttırabilme yolunda eğlenceli olacağını umduğum çeşitlemeler eklenir. bu yıl da yine öyle olacak. Öğrencilerimin geçmiş dönem bu dersi okuyan arkadaşlarına sorduklarında aldıkları yanıtlar bu yıl yapacaklarımızla kesinlikle aynı olmayacak. Bizler öğretmen olarak "Değişim Yöneticileri"yiz. Hızla değişen dünyamıza ayak uydurmak adına _Bonstingl'ın söylediği gibi_"Esneklik ve uyum"un "Oyunun adı" alduğunu unutmamamız gerekiyor. Tabii ki ilkelerimizden ödün vermeden!

Değerli dostlarım bu ay "Microsoft Yenilikçi Öğretmen Programı"nın uzantısı olan "Forum" ile ilgili yoğun çalışmalarımız olacak. 29 Eylül'deki çalışmanın ardından "Eş Yönlendirme ve Liderlik" eğitimlerimiz ve "Dünya Forumu" çalışmalarımız gelecek.

Bir başka çalışma "2008 Bilişimci Martı" Projeleriyle ilgili olacak. Aramıza yeni katılacak ve de geçen yıldan bu yana bizlerle olan halka lideri öğretmenlerimizin benimle acilen temasa geçmesi gerekiyor.

2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Projemiz de ciddi ciddi başlıyor. İlgilenen öğretmen ve müdür arkadaşlarımın konuyla ilgili olarak beni aramalarını rica ediyorum.

Bu üç yoğun proje ve dersim tüm dönemimi yine yoğun yaşanır hale getirecek. Ne güzel! Çalışmak ve hala vatanıma milletime hayırlı olabilecek işler yapmak ne hoş! Umarım daha uzun süre sağlık ve huzur içinde bunları yapabilme gücüm olur. Tabii ki siz sevgili dostlarımın desteğiyle. Herşeyin gönlünce olmasını diliyor; yeni yaşımda gerek telefondaki sıcak sesleri, gerekse içten satırlarıyla yanımda olan tüm dostlarımı da sevgiyle kucaklıyorum. İyi ki varsınız ve benimlesiniz...

Hayal KÖKSAL

1 Eylül 2007 Cumartesi

Dünya Barış Günü ve Anlamı


Değerli Dostlarım,
Öncelikle 1 Eylül Dünya Barış Günü'nüz kutlu olsun derken, her türlü çatışma ve huzursuzluktan uzak; sevgi dolu dünya yılları dilerim.
Bugün sizlerle güzel bir haberi ve dün yaşadığım hoş bir olayı paylaşacağım:
Güzel haber şu; Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde kurulan "Barış Eğitimi Merkezi"nin onay haberi 29 Ağustos 2007 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak faaliyetlerine başlama kararı yürürlüğe girdi. bundan böyle "Merkez" bünyesinde "empati, çatışma yönetimi ve barış"a odaklı çalışma, seminer ve konferanslar yapılarak topluma bu konuda destek verilmeye çalışılacak. Sayın Doç.Dr.Fatoş Erkman başkanlığındaki Yönetim Kuruluna ve tüm kurucu arkadaşlarımı kutluyor ve başarılarının devamını dilerim.
Diğer konu da; Oylat'ta Çardak altında edindiğimiz dostlardan biri, daha doğrusu bir çift ile ilgili. Ragibe Nine, diğer bir deyişle "Bazlama Teyze", Çardak altındaki sohbet toplantımıza sessizce gelip katılan 75 yaşında bir Anadolu kadını; Bursa Keles'li. Araştıran ve sorgulayan gözleriyle bizi uzun uzun dinledikten sonra yavaş yavaş yanıma sokulmuş ve "Ben senin yaptıklarını, anlattıklarını çok beğendim ama kendini çok yorma yavrum, burada bari biraz dinlen!" diyen duyarlı bir büyüğüm. Saatlerin nasıl geçtiğini anlayamadığımız gün sonunda resmini çektiğimde ilk tepkisi: "Boşuna çekme benim resmim hiç güzel çıkmaz!" olmuştu ama resmini görünce doğrusu beğenmemezlik edemedi. Gözlerindeki şefkat ve kendisiyle barışık hali cansız kağıda can vermişti adeta! "Ah keşke beyim de görseydi ve hatta o da çekilseydi. Bizim oğlanla, gelin ve torunlar da bayılırdı." dedi. İçimde yer eden bu sözleri akşam hayata geçirmeye karar verdim. Bir şekilde beylerin de yemek sonrası sohbetimize katılmasını sağladık. Eşine dizüstü bilgisayarımdaki resmi gösterdik. "Benim hanım pek bi güzeldir ama burada da çok güzel çıkmış" oldu tepkisi. Çok hoşumuza gitmişti halleri. 60 yıllık evlilermiş. Birbirlerine "Aşkım" diye seslenen, harika bir çift dost bulmuştuk. Bu kez resimlerini birlikte çektik. Teyzemin gözlerindeki gurur ve mutluluğu; iki resim arasındaki belirgin farkı hemen farkedeceksiniz. Eşininkilerde de aşkı, sevgiyi, huzur ve hoşgörüyü. Kahkahalarla süren sohbetimiz sonunda önümüzdeki yıl "Keles Kiraz Festivali"ne gitme sözünü almışlardı bizden, Ragibe ve Saffet Cansal çifti. Kendilerinden izin aldım isimlerini ve resimlerini blogumda paylaşmak için. Çok duygulandılar ve memnuniyetlerini belirttiler. Eşimle gözgöze geldik. Sözcüklere hiç gerek yoktu aslında. İşte Türkiye'nin esas insanı böyleydi; kaç-göçsüz, paylaşımcı, mutlu, çocuklarının ardından torunlarını da okutarak vatana, millete yararlı kılmaya çalışan, sadece toprağı ekip biçen değil aynı zamanda değerlerimizi de üreten, güncelleyen, candan ve empatik köylümüz!
Dünya Barış Günü'nde bu haberlerin paylaşmaya değer olduğunu düşündüm. Umarım bana hak vermişsinizdir.Bireyin kendi içinde barıştan sonra gelen ikinci adım eşiyle, ailesiyle ve daha sonra da yakın çevresiyle olan barışıdır. Daha sonra da diğerleriyle olan paylaşımlar gelir. Böylece bu duygu bireyden toplum geneline ve evrene yayılır; aynen mikrokozmozdan makroya yayılımı gibi...
Sevgilerimle.
Hayal KÖKSAL


31 Ağustos 2007 Cuma

Oylat'tan Sevgilerle...


Sevgili Dostlar,
Bugün kâğıt üstünde de olsa yaz aylarından sonuncusunun son günü. Meteorolojiden aldığımız bilgiye göre; önümüzdeki günler önce kavurucu sıcak dalgası, sonrasında da özlemle beklediğimiz yağmura gebe. Bu gel-gitlerde deniz sonrası rahatlamayı güzel bir kaplıca sefası ile bitirmek istedim. Yıllar sonra yine Oylat Güven Oteldeyim. İnegöl'e 17 km uzaklıkta, yeşiller içinde huzur dolu kaplıca kenti Oylat, şelalesi ve bir yıl öncesi açılan 500 m. uzunluktaki Turcave (Mağara) ile yerli turistlerin uğrak yerlerinde biri. Kaplıca turizmi açısından aslında daha fazla yol kaydedebilmesini beklediğim bu güzel belde yerli ürünlerin satıldığı küçük ama şirin pazarıyla da ilgi beklemekte.


Yazmanın ve okumanın kuş sesleri eşliğinde keyif kazandığı 'Çardakaltı'nda edindiğim dostlarla keyifli iki gün geçirecek, sonra da sevgili İstanbul'umun zorlu koşturmacasına döneceğim. Burada okuduğum iki kitaptan biri Sayın Tınaz Titiz'in "Okulda Yeni Eğitim" adlı eseri. İlgimi çeken satırlardan bir ikisini hemen sizle paylaşayım:


"...Öğretmenlik başta olmak üzere eğitim sınıfı bugüne kadar hakkında hiç konuşulamayacak alanlardan birisi olarak geldi...", "... zihinsel soykırım...", "...Eğitim kendini farketme sürecidir...", "Kişinin kendi ihtiyaçalrına karşılık gelmeyen hiçbir şey öğrenilemez...", "öğrenmek kişinin asli görevidir...".

Sayın Titiz'in kalemine ve yüreğine sağlık diyor bu kitabı okumanızı öneriyorum.


Huzur dolu, sağlıklı günler dilerim.


Hayal KÖKSAL

29 Ağustos 2007 Çarşamba

Zafer Bayramı


ZAFER BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN...

Kahraman ordumuza, sevgili askerlerimize, kutsal vatanımız, bayrağımız ve bağımsızlığımız adına şehitlik ve gazilik mertebesine erişmiş Türk büyüklerimize şükranlarımı sunuyorum. Bu özel hafta nedeniyle Genelkurmay Başkanlığı'nca yayınlanan mesajı paylaşmak istiyorum.

Sonsuz sevgi ve saygılarımla...
Hayal KÖKSAL

Değerli Silah Arkadaşlarım,
Tarih sahnesinde görüldüğü andan itibaren bağımsızlığı ile tüm dünyaya örnek olmuş yüce Türk ulusunun, vatanının işgal edildiği bir dönemde bu güçlere karşı verdiği onurlu mücadeleyi zaferle taçlandırışının bugün 85'inci yıl dönümünü kutlamanın coşkusunu yaşıyoruz.
Türk ulusunun bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz bir anıtı olan bu zafer, Türk ordusunun yüksek kudret ve kahramanlığının bir göstergesi olmakla kalmamış ulusal birlik ve beraberliğin ne kadar büyük ve zinde bir güç olduğunu da ortaya koymuştur. Türk ulusunun zayıf zannedildiği dönemde kazanılan bu zafer, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel dayanaklarının ne derece sağlam ve sarsılmaz olduğunun en açık ifadesidir.
Yokluğun ve teknik imkânsızlıkların kol gezdiği bir dönemde, düşman karşısında dimdik ayakta durma cesaret ve kararlılığı gösteren kahraman Türk ordusunun dokusuyla, bugün Bilgi Çağının gerekleri ile donanarak harp yeteneklerini üst düzeye ulaştırmış Türk Silahlı Kuvvetlerinin dokusu arasında en ufak bir fark yoktur. Bu doku, Türk ulusunun "doğuştan taşıdığı kabiliyet ve kudret" ile şekillenen ve Ulu Önder Atatürk'ün İlke ve Devrimleriyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar yaşatacak dinamik gücün temeli olmaya devam edecektir.
Unutulmamalıdır ki, Atatürk Devrimi, demokratik bir niteliğe sahiptir. Padişahlığı ve halifeliği yıkarak yerine ulus egemenliğine dayanan Cumhuriyeti getirmiştir. Atatürk Devrimi, özünü Ulusal Kurtuluş Savaşı'ndan almıştır. Türk Milletinin bu büyük savaşı, hem Anadolu'yu ele geçirmek isteyen dış düşmanlara, hem de bu düşmanlarla iş birliği yapan Padişahlık ve Halifelik düzenine karşı verilmiştir. Bu mücadele dışarıya karşı bağımsızlığı, içeride de ulusal egemenliği amaçlamıştır.
Bilime ve akla dayanan Atatürkçü Düşünce Sisteminin esaslarını kavrayamamış birtakım kötü niyetliler tarafından; Türk ulusunun birlik ve beraberliğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin laik ve demokratik yapısını bozmak ve çağdaş kazanımlarını ortadan kaldırmak amacıyla yürütülen sinsi planlar ne yazık ki her geçen gün farklı şekillerde ortaya çıkmaktadır. Üzülerek ifade ediyorum ki, yaşadığımız günlerde hem ülke içinden hem de ülke dışından Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yapılan saldırılar artmış bulunmaktadır. Bu saldırıların amacı, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları tarafından çok iyi bilinmektedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısını içine sindiremeyen bölücüler ile laik yapısını sistematik bir yaklaşımla aşındırmaya çalışan şer odaklarının yaklaşımlarını, tüm ulusumuz çok açık olarak izlemektedir.
Bu tehditler karşısında, hiçbir etnik temele dayanmayan ve Anayasamızda açıkça belirtilen, soydaşlık değil yurttaşlık esasına dayanan ve Ulu Önderimiz Atatürk'ün: "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkına Türk ulusu denir." veciz ifadesinde yerini bulan Atatürk milliyetçiliği ve laiklik, bilim ve aklın parlak ışığı ile bütün bu karanlık güçleri boğarak bizi aydınlık bir geleceğe ulaştıracaktır.
Bir hususu, Kurtuluş Savaşı'nın esas kahramanları olan yüce Türk ulusunun bilmesi gerekmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerini, tüm dünyaya örnek olan çelik gibi disiplinini, birlik ve beraberliği ve Atatürk'ün ideolojiden uzak, bilim ve akla dayanan dinamik ve çağdaş Düşünce Sisteminin takipçisi olan personelini, bu tür saldırılar ve ihanetler yıldıramayacaktır. Bu direnç, Türk Silahlı Kuvvetlerinin genlerinde mevcuttur.
Türk Silahlı Kuvvetleri bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni koruyup kollama görevini Atatürkçü Düşünce Sisteminin rehberliğinde gerçekleştirirken kararlı duruşundan asla taviz vermeyecektir.
Bu bilinçle hareket eden kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına ülkemizi bölmeye çalışan terör örgütü ile vermiş olduğu mücadelede başarılar diliyor, tüm kahraman evlatlarımızı ve onların komutanlarını sevgiyle kucaklıyorum. Unutmayın, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün: "Cumhuriyeti kuranlar, onu korumaya da muktedir olmalıdırlar." özdeyişi daima rehberimiz olacak ve bize güç verecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle; başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere yurdu ve ulusu uğruna seve seve canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle, kahraman gazilerimizi şükranla anıyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin her kademesinde görev yapan, general/amiral, subay, astsubay, uzman erbaş, erbaş ve erlerimiz ile sivil memur ve işçilerimizin Zafer Bayramı'nı ve TSK Günü'nü kutlar; aileleriyle birlikte sağlık, mutluluk ve esenlikler dilerim.
Büyük Zaferin 85'inci yılı kutlu olsun.
Orgeneral Yaşar Büyükanıt
Genel Kurmay Başkanı
27 Ağustos 2007

28 Ağustos 2007 Salı

Sayın Ahmet Necdet Sezer ve Eşine Sonsuz Saygılarımla...


Değerli Dostlarım,

Bugün görevini teslim edecek olan 10. Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer 'e, zarif ve duyarlı eşi Hanımefendi Semra Sezer'e sonsuz sevgi, saygı ve minnet duygularımı sunmak istiyorum.

Güçlüklerle dolu bir dönemde; çalkantılı dünya düzeni ve küresel savrulmaların kendini son derece büyük bir şiddetle hissettirdiği bu dönemde Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılığı yanında, çağdaş ve laik Türkiye için hukuk kurallarına gereken önemi vermesi ve mükemmel devlet adamlığıyla Atatürk'ün Çankaya'sına son derece yakışan bir kişi olarak saygıdeğer eşi Semra hanımefendi ile kalbimizde unutulmayacak liderler arasında yerini almıştır.

Eğitimci bir eş olarak Sayın Semra Sezer Eğitimin Türkiye'nin en önemli sorunu olduğu konusunda odaklanıp bu doğrultuda "Ulusal Eğitimin Çağdaşlaşması" ve "Kızların okutulması" konularında öncülük etmesi, özellikle biz eğitimcileri son derece mutlu etmiş, geleceğimiz konusunda umutla dolmamıza yol açmıştır. Demokratik İlkler Derneği olarak "Kadın" Projelerine verdiği destek için Köşk'te kendilerini ziyaret ettiğimizde tanık olduğumuz; gösterişten uzak, sade ama vatandaşlık haklarına duyarlı yaklaşımlarıyla kendinden sonraki liderlere de öncülük yaptığına hep birlikte gözlemlediğimiz değerli Sezer Ailesine bir kez daha sonsuz şükranlarımızı sunuyor; sağlık, mutluluk ve huzur dolu uzun yıllar diliyoruz. Desteklerinin Türkiye'ye; özellikle Türk Hukuku'na ve Türk gençliğine bundan böyle de devam edeceğinden emin olarak gönlümüz sizlerle diyoruz.

Hayal KÖKSAL

27 Ağustos 2007 Pazartesi

Lise Mezunları ve Üniversiteler

Sevgili Dostlar,
Yeni bir hafta başlıyor. 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı da içeren bu ayın son günleri içimde son derece güçlü duygular uyandırır. Heyecanla yüreğim titrer. Askerlerimizi, şanlı Ordumuzu mutluluk ve gururla duyumsarım. Kurtuluş Savaşımızın mutlu sonla biten günlerini yadeder, yüce lider "Atatürk'ümün kurduğu çağdaş ve laik Türkiye Cumhuriyet'imle gurur duyarım. Cumhuriyetin kuruluşunun hemen sonrasında gelen devrimlerle de dünyadaki güçlü yerimizin nedeni olan büyük liderimize sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Üniversite sonuçları belli olduktan sonra çevremizdeki gençlerde büyük bir heyecan yaşandığına tanık olmaktayım. Sınav bezgini ve kaygılarla bunalmış lise öğrencilerinin görüntüleri değişime uğradı. Daha şimdiden başları daha bir dik, gülümseyen gözler etrafa daha bir özgüvenle bakmada.
Peki, bundan sonra ne olacak? "Nasılsa bir yere kapağı attık, mezun oluruz" türü düşünceler taşıyan gençlerden mi olacaklar? Bilinçle kendilerini ve dolayısıyla çevrelerini mi geliştirecekler? Dünyaya ve ülkelerine karşı duyarlı olup Atatürk'ün duyarlı gençlerinden biri mi olacak yoksa küresel savrulmada benliklerini yitirip; o ya da bu görüşün kuklası mı olacaklar? Üniversitenin liseden çok farklı olduğunu; hem üniversite öğretim elemanlarının ve hem de ailelerin vurgulaması gerekiyor. Gençlerin de bilinçli, araştırmacı, bilimsel yaklaşımla hareket edip çağı yakalaması, ülke değerlerinin ayırdında olması gerekiyor. Geleceğimiz demek olan gençlerin gereğince yetiştirilmesinde hepimize büyük bir görev düşüyor.
Bu konuda sizlerle Çukurova Üniversitesi Öğretim üyelerinden Sayın Prof.Dr.İbrahim Ortaş'ın son yazısını paylaşmak istiyorum. Son derece duyarlı bir şekilde hazırlanmış bu yazı gençler ve aileleri için iyi bir kılavuz niteliğinde. Umarım keyifle ve dikkatle okursunuz. Paylaşımı için sayın hocama teşekkür ederken; hepinize sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir hafta diliyorum.
Hayal Köksal
Üniversiteyi Kazanan Yeni Öğrenciler Kendilerini Yeni Döneme Hazırlamalıdır
Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ,
Çukurova Üniversitesi
iortas@mail.cu.edu.tr
ÖSS sonucuna göre üniversiteye yerleştirilen yeni üniversite öğrencilerini kutluyor ve üniversite hayatına hoş geldiniz diyorum.
Üniversitelerimizde ne üniversite tarihi ve kültürünün tanıtımı, ne de üniversiteye uyum programının uygulandığı bilinmektedir. Yine öğrencilerimizin çoğunluğunun da üniversite okuyacak düzeyde lise eğitiminde yeterli olgunluğa erişmediği bilinmektedir. Uyum programları veya üniversite ortamına hazırlık süreçleri uygulanamadığı için üniversite atmosferi ve üniversitelik bilinci öğrenci öğrencinin kafasında yeterince gelişmiyor. Bütün bunların sonucunda doğal olarak üniversite lisenin bir devamı gibi algılanıyor ve sonuna kadar da böyle devam ediyor. Üniversite hayatını yakından izleyen ve üniversitelilik bilincinin yeterince gelişmediği ülkemizde öğrencilerimizin başlangıçta kendilerini yeni döneme nasıl hazırlamaları gerektiği konusunda, kendilerine ileride büyük yarar sağlayacağını düşündüğüm bazı tespitlerim ve önerilerim olacaktır.
Öğrenci Üniversitenin Ne Olduğunu Bilmiyor
Bugüne kadarki hocalık tecrübeme göre öğrencilerimizin geneli "üniversiteyi tanımıyor". Öğrencilerin çoğunluğu üniversite nedir, üniversite öğrencisinin rolü nedir? Üniversite öğrencilerinden toplum ne bekliyor? Üniversite gençliği üniversitelilik bilinci ile dünyadaki ve ülkedeki gelişmeler karşısında nasıl davranmalı?
Bu ve benzeri daha bir çok soruyu öğrencilerin kendi kendilerine sormaları ve üniversite tarihini öğrenerek kendilerini geliştirmeleri yararlı olacaktır.
Üniversite Ortamı Yalnız Meslek Öğrenilen Yer Değildir
Öğrencilerimiz üniversiteyi bir meslek edinme aracı olarak görüyor. Ders işleme anlayışı da lisenin bir devamı olarak algılanıyor. Bu anlayış öğrencide yaşama faklı bir bakış açısı ile bakma konusunda yeni birheyecan, aşk ve istek yaratmamaktadır. Üniversiteden neredeyse tek beklentisi bir an önce bir diploma alıp hayata atılmak olmaktadır. Üniversiteyi bir bilim ve felsefi tartışma ortamı olarak görüp, kendini geliştirme, sosyalleşme, geleceğini şekillendirme konusunun gerek bizim tarafımızdan işlenmemesi, gerekse de öğrencilerimizin tartışma kültürlerinin yetersizliği nedeniyle bilgi ve düşünce üretme sürecine bir katkısı olmadan ve kendini entelektüel dünyaya yeterince hazırlamadan diploma alarak gitmektedirler. Çünkü üniversite beklediğimiz ölçüde kişiye farkındalık yaratma ve ufkunu açma işlevinde bulunamamaktadır.
Dil ve Düşünme Becerisini Geliştirme
Ayrıca çok önemsediğim bir diğer konu da yazma kültürünün eksikliği ve geliştirilmesidir. Üniversiteye hazırlık niteliğinde olması gereken lise eğitimimizde dil bilgisi yanında, tarih, felsefe, sosyoloji, psikoloji gibi derslerde yeterince verilmemektedir. Üniversite öğrencisinin kendisini hayata bir bütün olarak hazırlaması ve tartışmaya daha etkili katılması için bir çok konuda donanımlı olması gerekir.
Tarihi Bilgisinin Geliştirilmesi
Üniversitede maalesef öğretemediğimiz bilim tarihi, bilim felsefesi ve uygarlık tarihi konusunda eğitime başlamadan önce öğrencilerin üniversiteye hazırlanarak gelmeleri yararlı olacaktır. Üniversiteye gelecek öğrencilerin üniversite yaşamına bilinçli olarak başlamasının önemli olduğunu belirtmek isterim. Çok benimsediğimiz "nasıl başlarsa öyle gider" öz değişine uygun olarak gençlerin üniversiteye bilinçli ve ne istediğini bilerek başlaması önem arz etmektedir. Özellikle öğrencilerimizin tarih bilincine önem vermesi anlamlı olacaktır. Her konuda geçmişi bilmek ve geçmişten geleceğe akış sağlamak hem bağıntılı ve bütünsel düşünme, hem de düşünsel bir derinlik sağlayacaktır.
Kendi Bakış ve Özgür Düşüncesini Oluşturma
Gençlerin hiç bir gurubun bütünüyle bir “izm”in etkisine girmeden, yetişkin bir birey olarak kendilerini yetiştirmeleri, tüm etkilerin üstüne çıkarak özgür düşünebilmeleri hem özgüvenlerini artıracak, hem yeni ufuklar sağlayacaktır. Üniversite öğrencilerinin değişik ihtiyaçlarını karşılama konusunda kendilerine yanaşan, maddi ve manevi yardım sunan kişilerin peşine takılmak veya katılmak yerine kendi öz bilinçlerine ve değerlerine güvenerek özgür birer öğrenci olarak kendi ayaklarının üzerinde duracak davranışlar sergilemelerini, kendilerini yetiştirmelerinin kendileri için daha yaşamsal öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Öğrencilerin içinde geleceğe yönelik kendi “yaşamsal yol haritaları”nı bilinçli seçmeleri gerekir. Kişilikli olmayı, küçük çıkar ilişkilerine tenezzül etmemeyi, kendi ayakları üzerinde durmayı şimdiden ilke haline getirmeleri, uzun sürede kendi yararlarına olacaktır. Kişilik Sahibi Olma
Günümüzde maalesef yaşamın zorlaşması sonucu insan ilişkilerinde ciddi zedelenmeler yaşanmaktadır. Rüzgarın estiği yöne göre hareket etmek, küçük çıkar, makam ve mevkiler için inanmadığınız süreçlere girmeniz size şeref vermez ve kişiliğinizi başından zedeler. Sağlıklı ve nitelikli olarak davranmak, durduğunuz yeri bilmek insana saygınlık kazandırır. Güç kimde ise ona göre yön almak, güç sahiplerine hizmet etmek, daha yüksek makam ve mevkilere gelmenizi sağlayabilir. Ancak insanlık tarihi gücün, kendi çıkarı için her türlü yanlışı kabul eden kişilerin hiçbir zaman özgür olmadıkları ve kendilerini o makama getiren kişilerin manevi ve maddi baskısından çıkamadıkları görülmektedir. Öğrencilerin bugünden geleceğe yön oluştururken, kişilikli olmayı ve ona göre onurlu ve başı dik olmayı öğrenmeleri, Kurtuluş Mücadelesinde görüldüğü gibi Anadolu'nun küllerinden yeni bir dünya yaratmayı göze almaları gerekir.
Planlı ve Kararlı Olma
Bugüne kadar yapmak isteyip de yoğun ders yükü nedeniyle gerçekleştiremediğiniz hobi ve beklentileriniz için üniversite iyi bir fırsat oluşturabilir. Öğrenci olarak kim olduğunuzu, kim olmak istediğinizi, toplumun sizi gelecekte nasıl bilmesini istiyorsunuz? Bunları yeni hayatınızın başlangıcında derin derin düşünmenizde yarar bulunmaktadır. Öğrenciliğin ilk gününe başlamadan ne istediğini veya ne istemediğini iyi analiz ederek yol haritasının başlangıcında işinizi ciddiye alarak başlamanız gerekir. Çoğumuz ailemizden, toplumdan, geleneklerimizden doğrudan aldığımız ve yorumlamamdan kucağımızda bulduğumuz değerleri, şimdi bilinçli ve objektif olarak sorgulayarak yol haritamızı içinde yaşadığınız çağa uygun olarak yeniden hazırlamamız gerekir. Bilinçli olarak çalışarak, okuyarak uğrunda emek harcayarak elde ettiğimiz bilgi ve diğer kazanımlar bizim öz değerlerimizdir.
Hobi ve Duyarlılıklarımızı Geliştirme
Gençlerin üniversitede yapmaları gereken bir diğer özenli görev de belli hobileri kazanmasıdır. Yaşamdan zevk almak yaşamı anlamlı kılmak için hobi sahibi olmak büyük zenginlik kazandıracaktır. Hepsinden önemlisi yatay boyutta gelişmek için çok değişik alanlarda okuyarak üniversite yaşamında kitap okuma alışkanlığını kazanmaları gerekir. Çeşitli sanat alanları bulunup bunlarla ilgilenmeleri gerekir. Öğrencilerin şimdiden kendilerine tam teşekküllü ve geleceklerini anlamlı kılmak ve çağa yeni bakış açısıkazandıracak şekilde kendilerini hazırlaması için kolları sıvamaları gerekir. Kendi kendinizi yeni döneme hazırlarken, başarılı olabileceğiniz alanları iyi tanımlayarak, öğrenci temsilciği, liderlik, müzik, resim vediğer sosyal alanlarda ne tür yeteneklerinizin olduğunu bu süreci şimdiden düşünmekte fayda bulunmaktadır. Öğrenciliğin ilk aşamasında sahip olduğunuz iç enerjiyi ve becerilerinizi harekete geçirerek yeni bir yol haritası çizmeleri gerekir. Tabii üniversitelerinde bu dinamik gençliğin dinamiklerini durdurmak değil,daha ileriye taşıyacak ortamlar hazırlaması beklenilmektedir.
Kendi Gelecek Senaryolarını Oluşturma
Sık sık insanların geçmişte savunduğu düşüncelerin ve söylemlerinin yıllar sonra karşısına çıktığı görülmektedir. Hele Devletin önemli bir mevkisine gelecekseniz, hemen geçmişiniz sorgulanır ve söylemlerinizden dolayı yargılanırsınız. İnsan gerçekten de yaşam için olgunlaşıyor, törpüleniyor,sivri söylemlerden arınıyor. Ancak temelden görüş değişikliği çok büyük bir dönüşümü gerektirir. Onun için şimdinden yol haritasını çizerken mutlaka bilinçli, ve sorumlu bir başlangıç yapmak gerekir. Bugünden atılacak yanlış adımların cezasını yine sizler çekeceksiniz. Tabii sorumlu mevkideyseniz etki ettiğiniz alandaki kişilerde sizin yanlışlarınızın kurbanı olacaklardır. Yarını bugünden doğru kurgulamak önemli. Bir kez yol haritanızı doğru kurguladığınızı düşünüyorsanız da sonuna kadar değerlerinizin arkasında durmayı da şimdiden öğrenin. Öğrencilerin kendi vizyonların ve misyonlarını şimdiden çizmeleri bir çok yönden önemli. Ne olmak, neye sahip olmak, olmak istediği veya ulaşmak istediği geleceğini şimdiden nasıl sağlayacağını ve hangi argümanlar ile sağlayacağını şimdiden düşünmekte yarar var.
Vicdanınızı Dinleyin
Yeni sürece başlarken, kim olduğunuzun iyi analiz edilmesi önemli. Yaptığınızın insanlığa ve doğaya ne faydasının olduğunun iyi düşünülmesi gerekiyor. Gelecekte nasıl anılmak istediğiniz hayati bir sorun niteliği taşımaktadır. Ahretlik bir konu ancak, her insanın bu dünyadan ayrılırken, insanların sizin hakkınızda arkanızdan ne demesini istersiniz? İnsanların hakkınızda nasıl konuşmasını istiyorsanız bugünden ona göre davranmanız gerekir.
Bilim Adamı Olmak İsteyenler Şimdiden Çok Çalışmalıdır
Bilim adamı olmak isteyen gençlerin bugünden yabancı dil bilgisi yanında derslerini daha dikkati izlemeleri ve bilim adamı olmaya kendilerini hazırlamaları gerekir. Bilim yapmak için yalnız ders çalışmak değil, aynı zamanda iyi birer felsefeci ve sosyal bilim bilgisi ile donatılmış olmaları gerekir. Kavramları iyi bilmesi, çalıştığı konunun tarihini bilmesi iyi bir bilim adamı için zorunlu koşullardır.
Ne Yapmalı?
Üniversiteler açılana kadarki yaklaşık bir yıllık süre içinde kendilerini üniversiteye üniversite öğrencisi gibi hazırlamalı, eksiklerini gidermeli. Yukarıda belirttiğim konularda biraz düşünerek kendi kendilerine bir yolharitası çizmeli:
-Mutlaka Türkçe, İngilizce, Meslek Sözlüğü ve bir adet Felsefe Sözlüğü almaları,
-Üniversite temelde bir felsefi tartışma ortamı olduğu için liseden psikoloji, davranış bilimleri, sosyoloji, felsefe, uygarlık tarihi ve genel toplum bilimi gibi konularda bilgi ve bakış geliştirmeleri,
-Dil açısından gelişim sağlayacak bol okuma yapmaları,
-Mutlaka bir yabancı dil bilgisi gerçekleştirmek için plan ve hazırlık yapıp, bunu başarmaları,
-Bilgisayar konusunda eksiklerin giderilmesi ve iletişim ağından yararlanma yollarının geliştirilmesi,
-Bilgiye erişme ve bilgiden yararlanma konusunda kütüphanenin nasıl kullanılacağını üniversiteye gelmeden öğrenmeleri,
-Tabii temel bilimler ve kavramlarına hakim olmaları.
Tüm bunların sırrı, bol okumak, günceler tutmak, denemeler yazmaktan geçiyor. Gençler bu konularda daha ilköğretim başından itibaren çok sistemli olarak desteklenmeli ve cesaretlendirilmeli.
Özet olarak, üniversiteye yeni gelecek öğrencilerin, ülkemiz gençliği içinde seçilerek gelen en iyi öğrencileri olduklarını, toplumun geleceğini kendilerinin omuzlarında olduğu bilinci ile sorumlu davranmaları gerekir. Unutmayalım gelecekteki kendi mutlu yaşamımız ve ülkemizin aydınlıkgeleceği bizim bugün vereceğimiz karara bağlı. Dolayısıyla kendi yarınımızı şimdiden bilerek ve bilinç ile kurgulamamız gerekir. Bir toplumun en eğitilmiş kesiminin içinde olmak sorumluluğu bu bakımdan büyük bir sorumluluktur. Sorumluluk sahibi kişiler, ne yaptığını bilen, kişiliği gelişmiş, doygun iç zenginliği olan, küçük çıkarlara yenik düşmeyen kişiliklerdir. Toplum okumuşlardan bilgisi, görgüsü ile saygınlığı olan,çağına karşı sorumlu ve toplumu çağdaş düzeye taşıyacak nitelikler beklemektedir. Bunu başaracağınızı düşünüyorum. Tüm bunları söylerken de üniversite camiası olarak ne kadar ağır bir sorumluluk taşıdığımızın bilincindeyim. Sizlerin gelişeceği ortamları da bizler sağlamalıyız. Salt istemekle olmaz, gerekli koşulları da hazırlamalıyız. Dolayısıyla YÖK üst yönetimi ve rektörlüklere, her bir öğretim elemanına “fikri, irfanı, vicdanı hür nesiller” yetiştirilebilmesi için büyük bir yükümlülük düşmektedir. Uygun ortamları bulacağınız, bulduklarınızı ilerleteceğiniz ümidiyle öğrencilerimize tekrar başarılar dilerim.