28 Mart 2007 Çarşamba

MUTLU ve DÜŞÜNDÜRÜCÜ PAYLAŞIMLAR


Sevgili Dostlarım,

Bundan böyle haftanın belli günlerinde sizlerle bana gelen, beni etkileyen ve duyurulmasının gerekli olduğuna inandığım iletileri paylaşmak istiyorum. Bunların hemen hepsi bence "Başarı öyküleri" ve de paylaşmaya değer bilgece düşünceleri kapsıyor. Bugün sizlerle farklı üç iletiyi paylaşacağım.
İlki Dünya Tiyatrolar Günü nedeniyle hislerime tercüman olan sevgili dostum, değerli ressam ve felsefeci arkadaşım Ferhan Özdurmuş’tan:
“……Dünya Tiyatrolar gününü kutlarken Shakespeare'in komik,trajik,traihsel olayları içeren oyunlarının hepsinde aynı başarıyı yakalamış olmasınının nedenini sorgulamaya çalıalım.....Rodin'in 'Dünya ancak tüm insanlar sanatçı ruhuna sahip oldukları zaman ,yani hepsi yaptıkları işten zevk aldıkları zaman mutlu olacaktır.'sözleri de insana insanı insanla insanca anlatan tiyatronun bu amaca yönelik önemine işaret ediyor gibi..."
İkinci haberim Kahraman Maraş, Namık Kemal İlköğretim okulu’nda “QOMER Bilişimci Martı Projesi”nin liderliğini yürüten genç ve idealist Bilgisayar öğretmenimiz Asım Barut’tan geliyor:

Merhaba Hayal Hocam;
Projemizle ilgili olarak mart ayında yapmayı planladığımız ağaç dikme şenliğimizi 22.03.2007 tarihinde çok güzel bir etkinlikle davulla, zurnayla, halk oyunları eşliğinde gerçekleştirdik. Bu etkinliğimizde yanımızda olmanızı ve bu sevinci bizimle paylaşmanızı çok isterdik.
Çocukların hazırladıkları pankartlar etkinliğimize renk kattı, herşey mükemmel oldu. İlçemiz Kaymakamı da etkinliğimize katıldı. Ben ve İmece halkamızın üyeleri size binlerce kez teşekkür ederiz bizi bu çalışma içerisine dahil ettiğiniz için, sayenizde yaklaşık 230 tane fidan dikimi gerçekleştirdik. Şimdiki hedefimiz önümüzdeki yıl 500 fidan daha sonraki yıl daha fazla ve her yıl artarak bu etkinliği sürdürmek ve ilçemizin boş arazilerini ormanlık alana dönüştürmek.
Etkinliğimizle ilgili fotografların bazılarını gönderiyorum diğerlerine de okulumuzun web sitesinden ulaþabilirsiniz... www.namikkemal46.k12.tr. Şimdilik bu adresten bakıyorsunuz pazartesi veya en geç salı günü öğrencilerim kendi web sitelerini oluşturacaklar.... İyi günler Diliyorum..... Tekrar Ekibim Adına size teşekkür ederim..


Son haberim de Irmak Okulları, QOMER Bilişimci Martı Projesinin lideri Leyla Coşkun öğretmenimden. 2000 yılında kuruluşumuzdan bu yana her zaman paydaşımız ve gerçek bir paylaşım ortağımız olan Irmak okulları’nın bu seneki “Organ Bağışı” konulu projesiyle ilgili haberler gerçekten guru vericiydi…:

Merhaba Hayal Hocam,
Cuma günü gerçekleştirdiğimiz 'Organ Bağışı Bilgilendirme' konferansı çok iyi geçti. Veli.öğretmen ve öğrenci katılımı ile gerçekleşen bu toplantımızda gözümüz sizi çok aradı. Hatta sunu metni üzerinde son anda değişiklik yaptık.Çünkü akış içinde sizin de konuşmanız vardı. Sağlık olsun…
Konuşmacımız öğrenci çalışmalarından çok etkilendi. Afiş ve slogan çalışmalarını bir ay süreyle Memorial Hastanesinde sergilememizi, imece halkası 'umut çiçekleri' ile ropörtaj yaparak hastane dergisinde yer almamızı ve projemiz tamamlandıktan sonra öğrencilerin hastane doktorlarına yönelik bir sunum yapmalarını rica etti.
Etkinliğimizle ilgili aktaracaklarım şimdilik bu kadar. Sevgi ve saygılarımızla…


Annemin rahatsızlığı nedeniyle katılamadığım bu etkinlik için Leyla öğretmenime ve değerli öğrencilerine; dikilen ve dikilecek olan fidanlar için de Asım öğretmenime ve sevgili öğrencilerine sonsuz sevgi ve teşekkürlerimi gönderiyorum. Hepinize mutlu, sağlıklı ve başarılı bir gün diliyorum.

Hayal KÖKSAL

25 Mart 2007 Pazar

BUGÜN TRT'DE BİGG-İST/ANBUL PROJEMİZİ TANITTIK!


Değerli dostlarım,

2010 İstanbul Avrupa Başkenti Projeleri arasında yer alan bir "BİLİŞİM İMECESİ: GEÇMİŞTEN GELECEĞE İSTANBUL (kısa adıyla; BİGG-İST/ANBUL) projemiz önümüzdeki hafta geçen yıldan beri süregelen proje okullarının yanısıra Vehbi Koç Vakfı Koç Özel İlköğretim Okulu, Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi ve St.Pulcherie Mezunları Vakfı Özel Nesil Özel 2000 İlköğretim okulu'nda da başlıyor. Okullar yoluyla ağırlıklı olarak öğrenci ve öğretmenleri; Muhtarlıklar yoluyla aileleri ve KOBİler yoluyla da iş dünyasını kucaklayacak olan projenin amacı; İmece halkaları yoluyla sorun çözme becerileri eğitimi alan proje paydaşlarının İstanbul'un kültürel, tarihi ve mimari değerlerinin öneminin farkına varabilmesini ve mevcut sorunları çözerek geleceğe güzel miraslar ve eserler olarak taşıyabilmelerini sağlamak. Geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek dilimleriyle çalışılacak olan eserlere İstanbul şiirleri, türküleri, kostüm ve yemekleri, resim ve fotoğrafları, hatta yolları gibi temel ögeler de eşlik edecek. Tüm çalışmaların teknoloji desteğiyle web sayfasına taşınacağı projenin bir de yurt dışı ayağı olacak. Üç buçuk yıla oturacak olan projede Yunanistan'dan Selanik, Macaristan'dan Pecs ve Almanya'dan Essen'deki benzer paydaş grupları da aynı eğitimleri ve yönlendirmeleri alarak kendi illeri adına benzer paylaşımda bulunacaklar ve kültürümüzün en önemli öğesi "İmece ruhu"nu öğrenerek paylaşımı uluslararası boyuta taşımış olacaklar."Konuşan bir İstanbul Haritası"nda yansımaları göreceğiniz projenin web sayfası Nisan ayında hazırlanmaya başlıyor. İlk sene projelerini; sevgili dostumuz, Sü Ge Der kurucularından Prof.Dr.Ümit Serdaroğlu'na ithaf ettiğimiz çalışma çok katılımlı olmak durumunda. Basından ulaşım sektörüne; teknoloji işbirlikçilerinden tekstil dünyasına, mutfak dostlarından okul ve muhtarlıklara ve küçük esnaftan büyük iş dünyası ortaklarına kadar herkesin el uzatması gereken gerçek bir İMECE çalışması bu...

Bugün projemize ilgi duyarak TRT'deki sabah programında tanıtım olanağı yaratan sevgili dostumuz Ali Kızan beyefendiye ve ekibine sonsuz teşekkürlerimi sunuyor; projemize şimdiden destek veren tüm dostlarımızı saygıyla selamlıyorum. Gelin İstanbul'umuzu koruma, güçlendirme ve tanıtma adına güçlerimizi birleştirelim. Ne dersiniz, var mısınız?

Fotoğrafta projenin beyin takımını oluşturan arkadaşlarımızdan bir kısmını görmektesiniz.

Hayal Köksal
0 532 373 84 87
0 505 925 97 46

23 Mart 2007 Cuma

BİR BİLİŞİM PROJESİ...




Değerli Arkadaşlar,

2000 yılından bu yana ulusal ve uluslararası çalışmalarla sürmekte olan ve "Proje-tabanlı Öğretim"in güzel örneklerinden biri olarak tanımlanan "BİLİŞİMCİ MARTILAR" Projesi; 2007 yılında 32 QOMER projesi, 97 tane de Eğitek projesiyle sürüyor. 15 Mayıs tarihinde teslim edilecek olan projelerin "Paylaşım ve Ödül" günü 5 Haziran 2007 tarihinde Ankara Başkent Öğretmenevi'nde gerçekleştirilecek.

Öğrencilere öğretmenlerinin liderliği ve ailelerinin de desteğiyle sorun çözme becerilerini öğreten ve sanal bir "İmece Eğitimi" çalışmasıyla başlayan proje, web tasarımı ve powerpoint sunumlarıyla paylaşıma açılıyor. Bu seneki ana temanın; "BARIŞ, UYUM ve HOŞGÖRÜ" olduğu proje MEB, Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü, Microsoft Türkiye ve QOMER işbirliğiyle 14+ ilde gerçekleştiriliyor. Ağrı, Afyon, Bingöl, Bolu, Çanakkale, Çankırı, Edirne, Hatay, Isparta, Muğla, Nevşehir, Siirt, Şırnak ve Rize illerinin Eğitek; Ankara, İstanbul, Eskişehir, Kahraman Maraş ve İzmir illerinin de Qomer yoluyla katıldığı projeler içinde Ege ve Boğaziçi Üniversitelerinin ekipleri yanında 14 TEGV halkası ile Hindistan ve Güney Afrika'dan da ekipler var.

Bu konuda daha fazla bilgi almak isterseniz;

http://bilisimcimartilar.meb.gov.tr/
www.bilisimcimartilar.com adreslerini ziyaret edebilirsiniz.

Sonsuz sevgi ve saygılarımla...

Hayal KÖKSAL

19 Mart 2007 Pazartesi

BİGG-İSTANBUL PROJESİ


Sayın İstanbul aşığı dostlarım,

Bugün sizlere güzel İstanbulumuzun tarihi, mimari ve kültürel değerleri konusunda planlamasınını ve pilot çalışmalarını yaptığımız bir projemizden bahsedeceğim.Projenin ismi;"Bilişim İmecesi: Geçmişten Geleceğe İstanbul" yani kısaca "Bigg-İst".

Avrupa Birliği'ne sunulan "2010 Istanbul Avrupa Kültür Baskenti Projeleri" kitapçığı içinde 41 numaralı proje olarak yer alan bu çalışma, geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında bazı okullarda pilot çalışma olarak yürütüldü ve güzel dönütler alındı. İlköğretim birinci kademeden üniversiteye kadar genis bir kesimi kapsayan projede hedef; İstanbul'un mimarî, tarihî ve kültürel degerlerine sahip çıkmak, korumak ve sorunlarını çözerek güzelleştirmek.Tabii ki tanıtım yanı da çok önemli.O farkındalığı edindikten sonra da bir liste üzerinden seçilen tarihi eserler geçmiş ve şimdi zaman dilimlerinde incelenip taranmakta, mevcut sorunlarına çözüm getirdikten sonra da 100 yil sonra ne olurduyu projeksiyonlama. Yapılan çalışma ayrıca "Konuşan bir İstanbul Haritası"nda paylaşıma açılacak ve İstanbul şarkılarından tutun, kostümleri, edebiyatı, resim ve fotoğrafları, el sanatları, eğlence hayatı (direklerarası vbg), mutfağı ve yolları'na kadar farklı kültürel yönlerle de zenginleştirilecek. Ayrıca diğer bir adım da Avrupa Kültür Başkenti adayı olan diğer üç ilin de; Macaristan-Pecs, Almanya-Essen, Yunanistan-Selanik benzer projeleri yürütecek olması.
Bu konuda siz İstanbul severlerin desteği ve işbirliğine gereksinimimiz var. Daha detaylı bilgi almak isteyenler beni telefonla arayabilir ya da mail atabilirler. Kurumlara gelip detaylı bir açıklama yapabiliriz. Web sayfalarımızın adresleri şimdiden belli ama henüz doldurulmadı. Açılınca haberiniz olacak. Bu konuya gereken önemi verecek duyarlılıkta olduğunuzu biliyor, hepinizi güneşli bir günde selamlamaktan mutluluk duyuyorum.

Hayal Köksal

18 Mart 2007 Pazar

ÖNEMLİ GÜN...

Değerli Dostlarım,

Bugün Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıldönümü. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın mesajından bir bölümü paylaşmanın uygun olduğu kanısındayım:

"... Atatürk'e inanmanın ve güvenmenin ulusumuz için en büyük ödülü, bağımsız yurt toprakları üzerinde kurulan laik, demokratik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti olmuştur... Çanakkale Savaşlarının sonuçları, insanlığın geçmişteki hatalardan ders çıkarması gerektiğini çarpıcı biçimde anlatmaktadır. Dileğimiz, savaşlara son verilmesi, tüm ulusların sevgi ve huzur içinde bir arada yaşayacakları barış dolu bir dünyanın temellerinin atılmasıdır." A.Necdet SEZER (Cumhuriyet, s.8, 18 Mart 2007)

Bu dileğe katılmamak olanaksız. Sadece dilekte değil, eylemde de aynı amacı paylaşacağımız inancıyla sonsuz sevgi ve saygılarımla tüm dostlarıma iyi bir gün diliyorum.

Hayal KÖKSAL

15 Mart 2007 Perşembe

ÖĞRETMEN OKULLARI VE ÖĞRETMENLİK RUHU


Değerli Dostlarım,
Yarın Öğretmen Okullarının kuruluşunun 159. yıldönümü. 16 Mart 1848 "Öğretmen" yetiştirmede bir başlangıç olarak kabul edilmekte. Sayın Prof.Dr.İsa Eşme'nin yazmış olduğu "Yüksek Öğretmenler Okulları" ve Sayın Prof.Dr.Rıfat Okçabol'un "Öğretmen Yetiştirme Sistemimiz" adlı eserlerinde genişçe yer verilen Öğretmen yetiştiren kurumlarını tüm yeni yetişmekte olan öğretmenlerin okuması gerekiyor. Deneyimli öğretmenlerimizin de hafızalarını tazelemek adına böyle bir sürece gereksinimleri olabilir.
Bu anlamlı gün için yarın 19.00-21.00 saatleri arasında Mecidiyeköy'deki LADER salonlarında olacağız. Samsun Ladik Akpınar Öğretmen Okulu'nun köyden alıp eğitim dünyasına kazandırdığı değerlerin sayısı bir hayli fazla. Yıllar sonra İstanbul'daki Akpınarlılar, 1998 yılında LADER'i kurmuşlar. Samsun'daki Akpınarlılar da İstanbul'daki Akpınarlılar'dan esinlenerek 2005 yılında LADER'in şubesini açmışlar. Amaçları Ordu ilinde de bir LADER şubesini açmak olan Dernek 35-40 senedir görüşmeyen arkadaşlara tekrar görüşme imkanı sağlamış.İçlerinde sadece öğretmenler değil doktor, hakim, belediye başkanı, profesör ve her dalda yetişmiş uzmanlar olan LADER'de yapılacak konuşmanın konusu: Öğretmenlik Ruhu.
Dünyanın en kutsal mesleği olan Öğretmenlik'i meslek ve amaç edinmiş tüm dostlarıma bu güzel gün vesilesiyle sonsuz sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Hayal Köksal

14 Mart 2007 Çarşamba

TIP BAYRAMI

TÜM DOKTOR DOSTLARIMIZIN "TIP BAYRAMI"NI KUTLAR, ETTİKLERİ HİPOKRAT YEMİNİ DOĞRULTUSUNDA SAĞLIĞIMIZA VERDİKLERİ DESTEK İÇİN KENDİLERİNE SONSUZ TEŞEKKÜRLERİMİ SUNARIM.

HAYAL KÖKSAL

13 Mart 2007 Salı

YENİ KUŞAKLAR İÇİN...(Devam)

Sevgili arkadaşlarım,

Dünkü yazıma kaldığım yerden devam ediyorum. "Yeniden İmece" dergimizin 12. sayısında "Öğretmen yetiştiren kurumlarda (Özellikle Eğitim Fakülteleri ve Anadolu Öğretmen Liselerinde) çalışan arkadaşlarımı" bir 'İmece’ye davet etmiştim: “Köy Enstitüleri Felsefesinin Genç Öğretmen Adaylarına Aktarımı Projesi” (Bkz. s.76-78). Geçen yıl başlattığımız ve Yeni Kuşak köy Enstitülüleri Derneği İstanbul şubesi çalışmaları içinde yer alan bu projeyi; ilk dönem Boğaziçi Üniversitesin’deki “Öğretmenlik Mesleğine Giriş” dersimde; içinde bulunduğumuz Bahar döneminde de Boğaziçi ve Yeditepe Üniversitelerinde vermekte olduğum "Yenilikçi Öğretmenlik", "Okul Deneyimi" ve "Eğitimde Kalite" derslerimde de devam ettirmekteyim. Şimdiye dek yürütülen 8 “Öğrenci imecesi”nde işlenen konular şöyle:
Atatürk’ün Eğitim Politikası: Halkın eğitimi, Köy Enstitüleri ve Harf devrimi. Köy Enstitüleri neden kapatıldı?
Hasan Ali Yücel, Tonguç ve diğerleri... Niye onların başarılarından habersiziz?
Aktif Öğrenme: Yaparak Yaşayarak öğrenme ve Köy enstitüleri...
Müzik, Sanat, Resim ve Müfredat bağlantısıyla Köy Enstitüleri.
Köy Enstitülerindeki yöntemle sonradan uygulanan yöntemlerin kıyaslanması
Köy Enstitüleri ile Toplam Kalite felsefesinin örtüşen ve ayrışan yanları...
Köy Enstitüleri olsaydı “Köyden Kente Göç”ün şu anki durumu ne olurdu? Eğitimsel bir bakışla varoşlardaki eğitim sorunu!

Öğrencilerimin bu konuya olan yakın ilgisi beni gerçekten çok duygulandırıyor. 19 Ocak 2007 tarihinde dört tansinin Irmak okullarında sunduğumuz bu projelerin bir kısmını da 17 Nisan'daki etkinliğimizde izleyeceksiniz. Şimdi bir kaç tane çğrenci yansımasını sizlerle paylaşayım:
"...Günümüzde eğitim çevrelerinde tartışılan, yeni müfredatta da adı geçen ancak uygulama aşamasında birçok engelle karşılaşılan ‘yaparak ve yaşayarak öğrenme’ modelinin Türk Eğitim Tarihinde ilk olarak Köy Enstitülerinde sorunsuz olarak uygulandığını gözlemledik. Köy Enstitülerinde öğrenciler, kendi ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda kendi projelerini hayata geçiriyorlardı. Ülkemiz geçmişinde Köy Enstitülerinin ne denli önemli bir yere sahip olduğunu göz önünde bulundurursak, Yaparak ve Yaşayarak Öğrenme’nin eğitim sistemini ne derecede başarılı kıldığını da açıkça görebiliriz. Son yıllarda gerek yurt içinde, gerek yurt dışında Köy Enstitülerindeki eğitim sistemi üzerinde yapılan araştırmalar da bunun en önemli kanıtıdır..." K.A.

" ..ED 101 dersinin ilk saatinde dersin biz öğrencilerin yapacağı “imece” çalışmalarıyla işleneceğini öğrendik. Bu dersin bizi en çok heyecanlandıran yönü imece halkaları içerisinde “köy enstitüleri” ile ilgili çalışma yapabileceğimizi öğrenmek oldu. Köy Enstitüleri konusunda çalışmak isteyen arkadaşlarımızla imece halkamızı oluşturduktan sonra, üzerinde araştırma yapacağımız konumuzu belirledik. Konumuzun belirlenmesiyle beraber, çalışmalarımız hız kazandı ve Köy Enstitülerindeki eğitim sisteminin en önemli özelliklerinden biri olan “çok yönlü birey yetiştirme” konusu üzerinde çalışmalarımız yoğunlaştı...." B.T.

Gününüz aydınlık ve verimli geçsin. İmece anlayışı barışa katkı yolunda özünüzdeki en önemli değer olsun. Sevgilerimle...

Hayal Köksal

12 Mart 2007 Pazartesi

GEÇMİŞ KUŞAKLARLA GELECEK KUŞAKLAR AYNI ÇATI ALTINDA BİRLEŞİYOR


Farklı bir dünyada yaşıyoruz. Teknolojinin hızlı değişimi yanında anlayış ve yaklaşımların da gitgide karmaşıklaştığı ve çeşitlendiği bir dünya bu. Çıkar uğruna en değerli ilişkilerden vazgeçilebildiği, amaçlı ve art niyetli karalamaların çok kolay yapılabildiği, iyi modellerin değil çarpık ilişkilerin gözler önüne özendirici bir şekilde sunulduğu ve de okuyup ilerlemenin değil de kısa yoldan köşe dönücülüğün öne çıktığı çıkar odaklı bir dünya. Ancak çok da umutsuz olmayalım: Bir dolu iyi niyetli insan; eğitimcisiyle, ailesiyle, toplum liderleriyle ve farkındalığı yüksek bireyleriyle böylesi bir dünyayı olumlu yönde değiştirebilmenin yollarını aramada. Kolayca algılanabileceği üzere; olumlu değişim ve gelişimin anahtar rolleri anne-babalara ve öğretmenlere ait. “Tam bir insan”, “Adam gibi adam/kadın olma” becerilerini, çok yönlü düşünme sistemini, iyi ve doğru alışkanlıkları ve de arkadaş seçiminin kurallarını öğretecek kişiler onlar! Teknolojiye adım uydurmak, bizler gibi siyah-beyaz televizyonla üniversite yıllarında tanışmış orta yaşlı kişiler için hayli zor. Üstelik neredeyse elinde bilgisayar faresi ile doğan yeni kuşaklar için bizleri anlamak, bizlerin onları anlamasından kat kat daha zor. Durum böyle olunca aradaki boşluğu en aza indirgeyecek bir sistem, bir model bulunması gerekiyor. Geçmişin değerlerine bağlı ve dünya savaşlarını yaşayarak imecenin yararına tanık olmuş teknoloji özürlü gençleri (!) ile; teknoloji cambazı olarak doğmuş ancak bireyselliği önde tutan ve küresel savruluşta öz değerlerini yadsıyabilen veya onların ayırdında olamayan bazı günümüz gençlerini aynı platformda buluşturabilmek! Böyle bir öneride bulunabilmek için ya hayaliniz geniş ve üstelik de isminiz Hayal olmalı ya da Köy Enstitülü büyükler ve onların yetiştirdiği kuşakları tanımış olmanız... Ben bu koşulların hepsine birden sahibim. Çok sayıda Köy Enstitülü büyüğümle biraraya geldiğimizde yüreğimde ortaya çıkan duygular bunlar. Durum böyle olunca eğitimci yanınızı ister istemez devreye sokuyorsunuz. Bu konuda bir sonraki yazımı bekleyeceğinizi umuyorum. Üstteki resim sevgili Köy Enstitülü Halil Vural amcamızın İstanbul şubesi kuruluşu için kurucu başkanımız Dr.Ayça Çakaloz Çerman’ın evine geldiği ilk toplantı gününden bir görüntüyü içermekte...

Şimdi sizlerle YENİ KUŞAK KÖY ENSTİTÜLÜLER DERNEĞİ GENEL MERKEZİ’mizden gelen son haberleri paylaşmak istiyorum:

1) Derneğimiz 24 Şubat 2007 tarihinde Olağanüstü Genel kurul yaparak tüzük değişikliğini gerçekleştirdi. Yapılan değişikliklerle tüzüğümüz şubeli ve Genel Merkezli bir biçime dönüştü. 2) YKKED İzmir Şubesi için yapılan başvuru değerlendirildi ve Nisan 2007 sonuna kadar Sayın Halil Vural başkanlığındaki ekip YKKED-İzmir Kurucu yönetim Kurulu olarak çalışmaya başladı.3) 16 Mart 2007 Cuma günü Köy Enstitülü yazar-şair Mehmet Başaran Dokuz Eylül Üniversitesi Fen-edebiyat Fakültesi Konferans Salonunda “Aydınlanma, Eğitim ve Köy Enstitüleri” başlıklı bir konferans verecek. Konferansta ayrıca bir belgesel gösterimi de yapılacak.
4) Dernek “Ortaklar Köy Enstitüsü’nden Ortaklar İlköğretmen Okulu’na Adabelen Işığı” başlıklı bir kitabı yayına hazırlamıştır. Kitap Mart ayı sonuna kadar sunulacak.
5) Önümüzdeki yıl için İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Yard.Doç.Dr.Firdevs Gümüşoğlu “Cilavuz Köy Enstitüsü” kitabının hazırlıklarına başladı. Cilavuzlu tüm eğitim kahramanlarını Cilavuz İmecesine katkı koymaları beklenmektedir (
firdevs.gumusoglu@gmail.com).
6) YKKED Genel Merkez ve YKKED-İzmir Şubesi; 17 Nisan 2007 Salı günü İzmir’de Konak Belediyesi Dr.Selahattin Akçiçek Kültür Merkezinde Konak Belediye ve diğer demokratik kitle örgütleriyle beraber Köy Enstitü’lerinin 67.Yıl Kutlamaları gerçekleştirilecektir.
7) Dernek; Nisan ayında düzenleyeceği “Köy Enstitülerinin 67. Yıl Kuruluş Kutlamalarını” ülkenin eğitim sorunlarının paylaşıldığı, çözümlerinin arandığı bir eğitim platformuna dönüştürmeyi hedeflemektedir.
[Bu konuda İstanbul şubesi etkinliklerini kısa süre sonra web sayfamızda paylaşıma açacağız
(
www.koynestitululer.net). ]
8) İstanbul-YKKED Şubesi yeni bir proje başlatmıştır. Proje eğitim fakültesi öğrencilerine yönelik olup "Köy Enstitüleri Felsefesinin Genç Öğretmenlere Aktarımı" adını taşımaktadır. Bu proje; öğretmen adayları Köy Enstitüleri üzerine yapılmış belgeselleri ve kitapları irdeleyerek mevcut eğitim sisteminin hissedilen ve yaşanan sorun alanlarını Köy Enstitüleri penceresinden bakarak iyileşleştirmeye, öneri üretmeye, öğrenci görüşlerini tartışmalara sokmaya amaçlamaktadır.YKKED-İstanbul Şubesi Başkan yardımcısı Dr.Hayal Köksal (
hayal@hayalkoksal.com hayalkoksal@superonline.com) önderliğinde geliştirilen bu projenin tüm eğitim fakültelerinde yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır.
9) Nisan 2007’de tüm şubelerimizde yeni bir projeye imza atıyoruz. “Köy Enstitülüler Eğitim Fakültelerinde” başlığını taşıyan bu projeyle derneğin ve şubelerin saptayacağı 15-20 kişilik köy enstitülü büyüklerimizden oluşan “eğitim timi” Nisan 2007 boyunca eğitim fakülteleri yönetimleriyle işbirliği yaparak, belirli bir programla sınıflara girecekler. Öğretmen adayı çocuklarımıza 20 dakika boyunca kendi hayatlarını ve köy enstitülerini anlatacaklar. Diğer 20 dakikada çocuklarımızın sorularını yanıtlayarak köy enstitüleri olgusunu çocuklarımızın kendi kahramanlarından öğrenmelerini sağlayacaktır.
10) Nisan 2007 son haftasında Ankara-YKKED ile birlikte hazırlanacak bir törenle 5.YKKED Aydınlanma Onur Ödülünü Sayın Halit Çelenk’e verilecektir. Program (
www.yenikusakizmir.com) web sayfasında yayınlanacaktır.
11) Yeniden İmece Dergisi en çok okunan, saygın bir eğitim dergisi olmuştur. Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği(YKKED) “ulusaldan evrensele” arayışları tartışmak, hayata geçirmek amacıyla “Aydınlık ve Demokrat bir Türkiye” heyecanını taşıyan tüm dostları YKKED ‘ne üye olmayı ve Yeniden İmece Dergisi’ne üye olmayı davet etmektedir.
12) 23 Mart 2007 Cuma günü Balıkesir-YKKED Şubesinin katkılarıyla dernek başkanımız Prof.Dr.Kemal Kocabaş Balıkesir Üniversitesi Necati Bey Eğitim Fakültesinde “Köy Enstitüleri 67 Yaşında “ başlıklı bir konferans verecektir.
13) Nisan ayı boyunca arkadaşlarımızla değişik üniversitelerimizde olacağız. 11 Nisan’da Demirci Eğitim Fakültesi’nde, 13-14 Nisan’da Isparta Süleymen Demirel Üniversitesi’nde, 16 Nisan’da Pamukkale Üniversitesi’nde, 20 Nisan’da Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 27 Nisan’da Hatay-Mustafa Kemal Üniversitesi’nde, Mayıs ayı başında ise Kıbrıs’taki üniversitelerde olacağız. Belgesellerimizle, sergilerimizle Cumhuriyetimizin yüz akı Köy Enstitüleri gerçeğini öğrencilerimize aktaracağız.
14) YKKED çok sayıda yerden örgütlenme talepleri almaktadır. Bu başvuruları değerlendiren genel kurul önümüzdeki dönemlerde sırayla ve başvuruları değerlendirerek Kars, Bursa, Eskişehir,Antalya, Lüleburgaz, Muğla,Edirne, Samsun, Adana, Gaziantep, Uşak,Konya, Kayseri, Malatya,Kütahya, Simav, Sinop ve Mersin’de dernek şubelerini açma kararı almıştır.
15) Antalya –YKKED Şubesi çalışmaları başlamıştır. Katkı koymak isteyen arkadaşlarımız Sayın Mediha Demirağ (
medihademirag@hotmail.com) ve (0.505.920.74.23) ulaşabilirler.
16) İstanbul-YKKED Şubesi (
www.koyenstitululer.net) adlı bir Web sayfası oluşturmuşlardır. Değerli arkadaşımız Başkan Sayın Prof.Dr.Seçkin Dindar ve yönetim kurulundaki arkadaşlarımıza kutluyor, başarılar diliyoruz.
17) Yeni Kuşak Köy Enstitütüler Derneği Başkanı Prof.Dr.Kemal Kocabaş ve Yönetim Kurulu üyesi Prof.Dr.Oğuz Makal YKKED-Aydın Şubesi yönetim kurulu üyeleriyle birlikte 9 Mart 2007 tarihinde Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Şükrü Boylu’ya ziyaret ettiler. Bu ziyarette YKKED-Genel Merkezi Sayın rektöre Ortaklar Köy Enstitüsü mekanları ile ilgili olarak “Gönen Projesi”’nde yapılanlardan esinlenerek hazırlanmış bir proje önerisi sundu.


Sevgi ve saygılarımla...

8 Mart 2007 Perşembe

TÜM HEMCİNSLERİMİN "KADINLAR GÜNÜ"NÜ KUTLARIM...

Değerli Dostlar,

Sadece bir günlük kutlamayla kalmaması gereken günlerden biri daha bugün. Tıkı; "Anneler Günü", "Babalar günü", "Dostluk günü"... gibi.

Günle ilgili türlü etkinlikler var çevremizde, hiç olmazsa birine katılarak dost ve arkadaş çevrenizi biraz daha geliştirmenizi ve haklarınız konusunda bilginize bir halka daha eklemenizi öneririm.

Sevgili Arıduru dostlarımdan gelen bir alıntı ile ben de bu günün size güzellikler getirmesini diliyorum.

Yıl:1923
Yer: İzmir
Söyleyen: MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

"....... şuna inanmak gerekir ki, dünya üzerinde gördüğünüz her şey KADIN'ın eseridir."
8 Mart Kadın Hakları ve Dünya Kadınlar Gününüz kutluyorum...


Ata'mızın bir başka güzel sözü de Ağustos 1928 tarihli;

"Toplumsal kalkınma, kadın erkek birlikte gerçekleştirilebilir. Kadınlarını geri bırakan toplumlar geri kalmaya mahkumdur."


Sevgi, saygı ve hoşgörünün yoldaşınız olmaya devam etmesi dileklerimle...


Hayal Köksal

5 Mart 2007 Pazartesi




Değerli Dostlar,
Mart ayında süratle yol almaya başladık. Derslerin son derece yoğunlaştığı, bir o kadar da proje çalışmalarının hızlandığı günlerdeyiz.

Etkinlik ve projelerin öğrenci başarısını engellediği düşüncesi artık çok gerilerde kaldı. "Çoklu zeka kuramına göre (Gardner) içimizdeki potansiyeli/cevheri keşfetme yolunda her türlü etkinliği denememiz öğütleniyor. Artık tek bir yöntem ve materyale bağlanıp öğrencilerimizi tek tip insan yetiştirmeye çalışmamamız gibi! Zamanı yönetmeyi ve çok yönlü düşünme becerileriyle önceliklerini belirlemeyi öğrenen; kariyer planları doğrultusunda hareket eden gençler_büyük bir aksilik olmadıkça_ sosyal, kültürel ve çağın dinamiklerine uygun beceri kazanımlarıyla "donanımlı geleceğin insanı" olma yolunda ilerliyorlar. Dersin ve okumanın zihni beslediği yadsınmaz bir gerçek, ancak "Bütünselleşme: tam, bütün bir insan olma" yolunda beden ve ruhumuzun da beslenmeye gereksinimi var. Bu da ancak spor, dans, hobiler ve sosyal etkinlikler, topluma hizmet projeleriyle mümkün. Bu yıl dördüncü yılını sürdürmekte olduğumuz "Bilişimci Martılar Projesi" 96 MEB-Eğitek, 32 de Qomer projesiyle devam etmekte. Konular ve okullar konusunda paylaşımı www.bilisimcimartilar.com adresinden edinebilirsiniz.

Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği, İstanbul şubesinin bu akşam Taksim, İ.Ü.İktisat Fakültesi Mezunlar Cemiyeti Lokali'nde aylık toplantısı var. Ancak bugünün bir de ana konusu var: "Hasan Âli Yücel'i Anma". 19.00-20.00 arasındaki etkinlik sonrası yemeğe kalmak isteyen dostların 0 212 292 02 03 numaralı telefonla kayıt ve yemek rezervasyonu (30 YTL) yaptırması gerekiyor. Üye olmanın da mümkün olduğu bu etkinlikte sizleri de yanımızda görmek istiyoruz.

Her gününüzün bir bahar coşkusu içinde geçmesini dilerken; "Tehlikelerin de ayırdında olup çağdaş, laik ve demokratik bir Türkiye için üstüm/nüze düşeni yapmam/nızı" diliyorum. İnternetten gelen ancak kaynağı konusunda bilgi verecek olana teşekkürlerimi sunacağım bu görüntüyü de sizlerle paylaşmak istiyorum. Hoşçakalın.

Hayal Köksal

3 Mart 2007 Cumartesi

HAYAL'DEN GERÇEĞE...

Değerli Dostlar,

Bugün üç önemli olayın yıl dönümüydü. Bu nedenle İstanbul Kadın kuruluşları Birliği tarafından gönderilen bir iletiyi sizinle paylaşmak istedim. Sevgili Nazan Moroğlu'na bu iletiyi bizlerle paylaştığı için çok teşekkür ediyorum:

"Türkiye'yi Laikleştiren Yasalar"83 yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 3 Mart 1924 günü kabul edilen üç yasa ülkemizde çağdaş, demokratik ve laik bir ulus-devlet yaratılmasının temelini oluşturmuştur. Türkiye'nin aydınlanmasında ve toplumun çağdaşlaşmasında büyük önemi olan 3 Mart 1924 tarihli;
* 429 sayılı birinci yasayla din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını sağlamak üzere Şeriyye - Evkaf ve Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Vekaletleri kaldırılmıştır. Kanunun 1. maddesinde "Türkiye Cumhuriyetinde halkın işleri ile ilgili yasaları yapmaya ve yürütmeye yalnız TBMM ile hükümet yetkilidir" denilmek suretiyle laik devlet anlayışının benimsenmiş olduğunu görüyoruz.
* ikinci kanun, Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanunudur. Bu kanun ile yurttaşlar arasında duygu, düşünce ve kültür birliği ile dayanışmanın sağlanması amaçlanmıştır. Öğretim Birliği Yasası ile İlkokuldan başlayarak okullaşmanın her kademesinde "eğitim birliği" ilkesine bağlı kalmak, kadın erkek ayrımı yapmadan Cumhuriyetimizin temel niteliklerine bağlı kuşakların yetiştirilmesini sağlamak hedeflenmiştir.
* Üçüncüsüyle Hilafetin kaldırılması kabul edilen, 3 Mart tarihli bu Devrim Yasalarına "Türkiye'yi laikleştiren yasalar" da diyebiliriz.
Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak amacı ve kararlılığıyla Cumhuriyet'in ilan edilmesi, egemenliğin kayıtsız şartsız ulusun olduğunun kabul edilmesi, yapılacak devrimlerin de habercisiydi. 3 Mart tarihli kanunların ardından 17 Şubat 1926 da kabul edilen Medeni Kanun, Mahmut Esat Bozkurt'un yazdığı önsözde belirtildiği gibi, laik hukuk sistemine geçişin simgesidir. Laiklik demokrasinin temelidir. Demokratik, laik hukuk sistemi de kadın haklarının güvencesidir.
Ancak, günümüzde ne yazıkki (3 Mart 2007'de) "Laiklikten Şeriata Mı?" diye sorduran uygulamalarla karşılaşıyoruz. Atatürkçü'lerin şimdi her zamankinden daha fazla elele vermelerinin ve tarikat şeyhlerine kucak açanlara dur demelerinin zamanı. 1923 de Mustafa Kemal ve devrimci arkadaşlarının başlattığı yolculuğu hedefine ulaşıncaya kadar sürdürme görevi Atatürk devrimlerine inanan herkese düşüyor. Bu hedef Atatürk'ün gösterdiği "çağdaş uygarlık düzeyidir".
Bu yıl yapılacak olan önce Cumhurbaşkanı seçimi, daha sonra genel seçimler, Atatürkçü yurttaşları adeta" bir kırılma noktasına geliniyor diye endişelendiren" bir tablo ile karşı karşıya getirmiştir. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği olarak "Tehlikenin farkındayız".
Yine aynı kuruluşun 8 Mart Kadınlar günü nedeniyle Marmara Oteli'nde yapılacak Panelinin de içeriği şöyle:
PANEL: KADINLAR NASIL BİR CUMHURBAŞKANI İSTİYOR? (8 Mart 2007, 10:30- 13:00)
Açış Konuşması : Av. Aydeniz ALİSBAH TUSKAN
Yöneten:Av. Kazım KOLCUOĞLU
Konuşmacılar: Pınar TÜRENÇ Yrd. Doç.Dr. Şule ÖZSOY Av. Nazan MOROĞLU
Düzenleyen : İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi
Umarım güzel bir haftasonu geçirmektesinizdir. Havaların güzel gitmesi bizleri mutlu ederken, küresel ısınma gerçeğinin su ve gelecekteki yaşam koşullarımız üzerindeki olumsuz etkisi de korkutucu. Bu konuda gerekli bilinci kazandırması açısından Al Gore'un Oscar ödüllü "Inconvenient Truth" filmini izlemenizi ve özellikle de çocuklarınızı götürmenizi öneriyorum. Üzücü de olsa, bu dünyamızın gerçeği ve geleceğin liderleri olarak onların daha küçük yaşlardan bu sorunun ayırdında olmaları ve üzerlerine düşeni yapmaları gerekiyor.
Sonsuz sevgi ve saygılarımla...
Hayal Köksal