22 Aralık 2013 Pazar

Yeni Yıla Doğru

Değerli Dostlar,
Yeni bir yıl yeni ümitler demek! Herşeyin kapkara olduğunu düşündüğünüz bir anda kocaman bir ışık demetini fark ediş, uçurumdayın dibinde olduğunuzu hissettiğiniz anda göklerde mutluluktan uçmanız demek.
Aklın ve bilimin ışığında, hoşgörü ve önsezilerimizle yüreğimizin gösterdiği yere gidersek eğer aydınlığa çıkacağımıza inanıyorum. Buna şeffaflık ve dürüstlüğün, sevgi ve şefkatin, art niyetsiz oluşun sihirli katkısını da eklemek lazım.
2014 yılının en güzel günleri size, bize, ülkeme ve tüm dünya milletlerine getirmesi dileklerimle diyor; barışın ve kardeşliğin hep yanımızda olmasını yürekten arzuluyorum.
Hayal KÖKSAL

23 Kasım 2013 Cumartesi

ÖĞRETMENLER GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN

Değerli Dostlarım,
Yarın bir "Öğretmenler Günü"nü daha çeşitli kutlama programlarıyla geçireceğiz. Öğretmenlerin hakları, sorunları ve beklentilerini bir gün..., en fazla da bir hafta çeşitli programlarda izleyecek sonra yine eski düzene döneceğiz. Bilinmez, belki eski düzeni bile özleyeceğiz!
Dünyadaki değişim özellikle Arap Baharı(!) sonrası farklı bir kulvara yöneldi. Mutluluk ve huzurun gelmesi beklenen ortamlar mutsuz, sefil ortamlara dönüştü. O ülkelerdeki insanlar, özellikle de eğitimin ana paydaşları olan öğrenci, öğretmen ve veliler bu durumdan memnun mu? Peki bizdeki durum ne? Bunu sıkça konuşup paylaştığınızı tahmin edebiliyorum. Peki ye neler yapılabilir sorusu karşısındaki tutumunuz ne? Son zamanlarda eğitim sistemimizde nelerin değiştiğini biliyor, okuyor veya tanık olduklarınızı irdeliyor musunuz? Çocuğunuz ya da öğrencileriniz sizin aldığınız eğitimden çok daha ileri, bilimsel ve akılcı bir yolda mı ilerliyor_ki geleceğin daha iyiye gitmesi her zaman beklenen, istendik değişimdir_? Yoksa siz de dünyada ve ülkemizde olanları olması gerekenler olarak kabullenip kendi kabuğunuzda günü mü kurtarmaya çalışıyorsunuz?
Haydi gelin bir değişiklik yapın ve bu konuda yazılıp çizilenleri okuyun ama farklı kaynaklardan! Sonra bu konuda yapılan bilimsel çalışmaları dinlemeye, izlemeye gidin ya da en azından okulları daha sık ziyaret edip içinden dışından neler olduğunu gözleyin. Sonra oturup başınızı ellerinizin arasına alın ve içinizden geçen, ideal eğitim sistemini hayal edin. Nasıl hissediyorsunuz? Mutlu ve umutlu musunuz?
Ben ülkemdeki eğitimi, eğitimin içindeki biri olarak az çok izlediğimi düşünüyorum; kâh bir pedagojik formasyoncu gözlüğüyle, kâh eğitimde kalite iyileştirme uzmanı olarak. Önümüzdeki hafta da yurt dışındakileri izleyebilmek adına 25 dünya ülkesinin eğitim liderlerinin katıldığı "16. ICSQCC" etkinliğinde olacağım. Bu sayfadan sizlere yazacağım. Ancak buna fırsat bulamayacakalrı 25 Kasım Pazartesi günü Boğaziçi Üniversitesi, Güney Kampusteki Albert long hall'da yapılacak olan "Öğretmenelr Günü Kutlama Programı"na davet etmek istiyorum. 10.00-13.30 saatleri arasında yer alacak etkinliğin yine düzenleyicisi Eğitim Fakültesi. Sayın Dekanımız Prof.Dr. Güzver Yıldıran ve ekibinin heyecan verici sunumundan çok şey öğreneceğimize eminim. Program şöyle:
 
PROGRAM
10:00 - 11:50         Açılış
İstiklal Marşı ve Saygı Duruşu
Klasik Müzik Korosu
Rektör Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu’nun Açılış Konuşması
Ana Konuşma: Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güzver Yıldıran: “Eğitim Sistemimizdeki Değişiklik ve Belirsizlikler”
 “Prof. Dr. Hikmet Sebüktekin Eğitim Bursu Ödülü’nün Takdimi
11:50 - 12:50         Program Konuşması
Engin Şimşek: “Boğaziçi Eğitimciler Oluşumu Birinci Raporu: Türkiye Eğitim Haritaları 2012”
Prof. Dr. Nermin Abadan Unat: “Bir Öğretmen 60 Yılının Hesabını Veriyor“
12:50 - 13:15         Tartışma
13:15 - 13:35         Atatürk Büstüne Çelenk Konulması
Tüm güzelliklerin öğretmenlerin ve onların yetiştireceği gelecek kuşaklarımızın olması dileklerimle...
Hayal KÖKSAL

24 Eylül 2013 Salı

Yeni Akademik Yıl ve Düşündürdükleri

Merhaba,
Yeniden sizlerle birlikteyim sonunda.
Geçen hafta İlk ve Orta dereceli okullar bu hafta da diğer bazı üniversitelerle birlikte bizim Üniversitemiz_Boğaziçi de açıldı. Uzun bir aradan sonra genç öğretmen adaylarımla iki gün birlikte olmak enerjimi tazelemeye yetti. Onların kıpır kıpır meraklı halleri, heyecanları yanısıra sergiledikleri ders çakışma üzüntüleri ve bunu düzeltme çabaları görmeye değerdi. Bir kenera çekilip onların bu tatlı koşturmalarını izlemek hoştu doğrusu. Bu duygu, yıllarını öğretme aşkıyla geçirmiş ve geçirmekte olan eğitimciler için tanıdık bir duygu aslında ama herşeyi bitirip köşeye çekilene dek pek de dillendirilmiyor galiba. Ben bunu hâlâ yaşamaya ve yaşatmaya çalışan, uslanmaz bir öğrenme ve paylaşma aşığıyım. Benzer duyguların varlığını hissettiğim gençlerde öğretmenliğimin ilk yıllarını görmek, bunu duyumsamak beni tazeleyen şey belki de.
Öncelikle öğretmen olmamda ısrarcı olan sevgili anneme ve babama, sonrasında da beni yetiştiren öğretmenlerime minnettarım öğretmen olduğum için. Ve en son olarak da mesleği sevmeme katkı sağlayan herkese, en başta da değerli öğrencilerime. Şimdi çalışma yıllarımı elimden geldiğince uzun tutmaya çalışarak artık benim en büyük hobim haline gelmiş bu kutsal mesleği sürdürecek değerli gençleri yetiştirme çabasındayım, sağlığım ve koşullar elverdiğince...
Malûm artık herşey çok daha farklı. Yaşam tarzınız, giyiminiz, okuduğunuz gazete ve izlediğiniz TV kanalı bile sizin farklı kişilerce farklı yorumlanmanıza sebep olup alanınızda verimli işler yapmanızı bile şekillendirir oldu; engelliyerek ya da sizi göklere çıkartarak! Sizin ne kadar yetkin ve etkin olduğunuzu, alanınızdaki bilgi ve becerinizi bilip sizi kolluyanlar varsa, ne âlâ. Çok şanslı sayın kendinizi ve tadını çıkarın. Bir de tersiyse durum, vay halinize! Kendinizi çok farklı koşullar altında, farklı bir çalışma içinde ya da âtıl buluverirsiniz. "Eh emeklilik bu işte!" diyenler en çok kızdıklarım. Emeklilik çağı bence kişinin bir ömür boyu biriktirdiklerini gençlerle ve kendinden sonra gelenlerle paylaşma, ışıldama çağı. Tıpkı güneşin toprağa güç, bitkilere can vermesi gibi. Ancak çoğu yerde ne yazık ki bunun tersi oluyor, özellikle de ülkemizde. Oxford Üniversitesi'ni gezmeye gittiğimde her binadan hayli yaşlı hocaların çıktığını gördüğümde garipsemiştim, onların çağı geçmiş olmuyor mu İngilizlere göre diye düşünmüştüm. Deneyime verilen değer malesef gelişmiş ülkelere özgü. Bizde durum farklı, biraz yaşlanma belirtisi gösterdiniz mi artık boş bir çuval gibi atılma, kenara konma vaktiniz gelmiş demektir! Çocuklarınızla bile durum aynı. Çoğunluğa göre 25 yıl çalıştıktan sonra 2000'in ilk yıllarında köşeme çekilip rahatıma (!) bakmam gerekiyordu. Torun torbaya karışıp büyükanneliğin tadına varmalıydım. Yıllar sonra da bu mümkün. Şu an torunumla geçirdiğim saatler hayatımın en mutlu saatleri. Kendi canımdan, kendi kanımdan bir miniğe de birşeyler vermeye çalışabilmek. Onun için yeni oyunlar icat etmek ve bir çocuk gibi yuvarlanmak yerlerde. Ancaaaak; beynimizi ve vücudumuzu zinde tutmak için çalışmaya devam etmemiz gerek, taaa yeter olduğunu BİZ, KENDİMİZ hissedinceye kadar. Ben de öyle yapacağım.
Nereden nereye geldi söz, değil mi? İşte kantinin terasına oturup bunları geçirdim kafamdan dün. Gençleri izledim keyifle. Onlarla genç oldum, genç hissettim. Önlerindeki zorlu yılları düşündüm. Misyonları ve vizyonlarını geçirdim içimden ve hatta ilk dersimde de onlara bunları sordum. Misyonlarının; şu an yaptıkları herşey, tüm çabaları olduğunu ve gelecekte olmayı düşledikleri yere gelene kadar yani vizyonlarına ulaşana kadar neleri yapmaları gerektiği konusunda beyin cimnastiği yaptım onlarla. Farkındalık yaratmaktı amacım ve sonraki günlerde de hazırbulunuşluk düzeylerini yükseltmek! Şu an 103 öğrencim, diğer bir deyişle 103 genç öğretmenim var, bir dönem boyunca benimle çalışacak. Öyle şeyler yapmalıyız ki onlarla; mezun olup, çalışmaya başladıklarında gerçekleştirilebilir ve kendilerini mutlu hissettirecek hedefleri olsun kendilerince. Dostları, arkadaşları olsun birlikte proje oluşturup genele yayabilecekleri. Aydınlık düşünceler doldursun kafalarının içini, yürekleri rengarenk olsun, çiçek çiçek. Mutsuz başlamasınlar yaşama daha baharlarında. Kıpır kıpır olsunlar, kadın erkek ayrımı gütmeden, kaç-göç yaşamadan. Elele versinler dudaklarında gülücük ve bir de mırıldanılan şarkıyla.
İşte her yeni dönem başında ben böyle olurum dostlar: Kâh giderim çocukluk yıllarıma, dolaşırım Manisa'da, Kütahya'da, Balıkesir'de. Öğretmen olmaya çalıştığım günler geceler boyu okul bahçesinde kelime ezberleyen öğretmen adayı olurum İzmir'de. Sonra konarım birer birer okul bahçelerine Tuzla'nın, Göle'nin, Antep'in bir garip martı gibi, vatanı her yer olan denizli ya da denizsiz. Sonra çıkarım yurt dışına, uçarım farklı diyarlara, farklı dostlar bulurum kendime. Ayrı din, ayrı dil ve ayrı ırkta ama gönlü aynı benim gibi çarpan. Sarılırız sonra hep birlikte ortak dileğimize ve bir mabet olur yeryüzü hepimizin kutsal ülküsüne. Çırpınırız, çırparız kanatlarımızı, yavrularımızı uçurmak için göklere ve sonra... sonra ne olur bilemem! Hayırlısı olsun demekten başka birşey gelmez elimden.
Evet, işte ilk iki günün bendeki yansıması yukarda yazdıklarım. Bir de dönem sonu yazmalıyım yaşananları bir bir. Acısıyla, tatlısıyla paylaşmalıyım tanıklıklarımı. Bu arada umarım genç öğretmenlerim de açacak birer Blog ve paylaşacaklar duygularını, yaşanmışlıklarını ve de yaşayamadıklarını. Hepsi birer umut türküsü olacak dudaklarında, gelecek günlere kalan.
Şimdi vedâ etme vakti canlarım. Yarın belki yazarım, kim bilir belki de daha sonraki güne kalır yazıp paylaşacaklarım. Ancak şu kesin ki; sürecek ve anlatılacak hayallerim, umutlarım ve düşlerim. 
Hayal Köksal

2 Temmuz 2013 Salı

HAYAL'DEN GERÇEĞE...: Zaman Su Gibi Akıp Gidiyor

HAYAL'DEN GERÇEĞE...: Zaman Su Gibi Akıp Gidiyor: Sevgili Dostlar, Bloğumu son yazdığım tarihe baktım da zamanın su gibi akıp gittiğine bir kez daha inandım. Bu tür yaşanmışlıklarda yap...

Zaman Su Gibi Akıp Gidiyor

Sevgili Dostlar,
Bloğumu son yazdığım tarihe baktım da zamanın su gibi akıp gittiğine bir kez daha inandım. Bu tür yaşanmışlıklarda yaptığım gibi,  Gaziantep Üniversitesi'ndeki değerli rektörüm Sayın Prof.Dr. Uğur Buget alanı olan fiziğin de güzel bir yansıması olarak; "Küçük yaşlarda yaşanan zaman diliminin kısalığı nedeniyle zamanın yavaş akıp gittiği, yaşlandıkça da yaşamın doluluğu içinde o zaman diliminin çok kısa olarak algılandığı" açıklamasını anımsadım yine.
Öğrencilerimin sunumları ardından final günlerini ve ardından da not verme dönemini yaşadık. Bu akademik dönemin kısa olması yurtdışı etkinliklerimin planlamalarımın dışında çok yoğunlaştığı günlere gelmesiyle işlerimi kolaylaştırdığını paylaşmadan edemeyeceğim. Örneğin 15-18 Mayıs günleri arasında hiç ummadığım bir davetle Paris'teki "Ortadoğu Kadınlarının Barış için Geleneksel Yıllık Konferansı"na katıldım. The Global Women's Network'ün düzenlediği etkinlik Marriott Otelde 22 ülkeden 42 kadın katılımcının katkısıyla gerçekleşti. Onlarca Japon kadının finansal ve fikren desteklediği etkinlikte Türkiye'den iki kişi katıldık. Boğaziçi Üniversitesi, Eğitim fakültesi'nde vermekte olduğum iki seçmeli dersin yansımalarını paylaştığım etkinlikte Kapanış raporuna da "Açık Alan teknolojisi" ve İmece Halkalarıyla sorun çözümlemesi ekleyerek kendimce katkı sağlamış oldum. Sağ üstteki resimde moderatör Carolyn Handschin ile beni ve yönetim kadrosundan bir kesimi görmektesiniz. WFWP Int'l Başkanı Dr. Lan Young Moon'u başarılı ve özverili çalışmalarından dolayı çok takdir ettim.
Diğer bir konferans katılımım ise Boston MIT'de gerçekleştirilen ve beni gerçekten çok mutlu eden MIT's "Learning International Networks Consortium"un altıncısı oldu. 16-19 Haziran tarihleri arasında gerçekleşen etkinliğe 42 ülkeden 300 katılımcı gelmişti. "Bir Hayali Gerçekleştiriş:  Herkes için Eğitim Gerçek oluyor. Dünya bu avantajı kullanabilecek mi?" temasıyla yola çıkan bu yılki konsorsiyumda sunduğum; "Öğretmenlerin değişime ve yeniliklere olan direncini azaltmak!" adlı bildirim  ilgi çeken konulardan biri oldu. MIT'nin teknoloji alanında gerçekleştirdiği yenilikler; "The Flipped Workshop: Hands-on MOOC Development", MIT kampus turu, her sabah ve öğleden sonra gerçekleştirilen panel konuşmaları, MITx ve Edx kavramlarıyla, "MIT Blossoms" son derece dikkat çeken yeniliklerdi. 2004-2009 yılları arasında Microsoft Türkiye'nin danışman hocalarından biri olarak çalışan ve Yenilikçi Öğretmenler programını yerelleştirip ilk yenilikçi öğretmen ve koçları yetiştiren bir eğitimci olarak bu kavramlarda sıkıntı yaşamamak ve de üstelik MIT'de yenilenmek doğrusu moralimi çok yükseltti. Mesleğinin 38. yılında bir eğitimci olarak teknolojiyi genç meslektaşlarımla hemen hemen aynı düzeyde paylaşabilen biri olduğum için de kendimi mutlu ve şanslı hissettim doğrusu. Tüm öğrendiklerimi ve deneyimlediklerimi gelecek dönem vereceğim "Classroom management" dersimdeki öğrencilerimle paylaşma fikri de beni mutlu eden başka bir yan.
Gelecek günlerde dört konferans katılımım var gibi görünüyor:
1. Ağustos ayında Kadınlarla ilgili bir konferans,
2. Eylül ayında yine İstanbulda bir internet konferansı,
3. 4-6 Ekim'de İzmir'de gerçekleştirilecek olan 16. Uluslararası inged Konferansı ve
4. 29 Kasım'da Hindistan, Lucknow, City Montessori School'da gerçekleştirilecek olan 16. ICSQCC ve 10. Uluslararası Bilişimci Martılar Ödül Töreni.
Bu yoğun günleri düşününce şu önümdeki birkaç haftayı dinlenerek değerlendirmek istiyorum. Sonrası yine tahmin edeceğiniz gibi yoğun bir koşturmaca gerektirecek. Olsun! O kadar memnunum ki hobi olarak gördüğüm bir işi yapmaktan, öğrencilerimle birlikte yol almaktan ve başarılarımızı yurtdışındaki eski ve yeni dostlara aktarabilmekten. Boş durmak bana göre değil!Hepinize keyifli ve bol gezi'li günler diliyorum. Kadın ve erkeklerin birlikte, eşit koşullarda ve eşit paylaşımlarla huzur ve barış içinde yol alabilecekleri bir yaz da dileklerim arasında...
Hayal KÖKSAL

11 Nisan 2013 Perşembe

Dünden Kareler

Değerli Dostlarım,
Dün Ed 101 dersimde üç grup öğrencim ilk ara sınav sunumlarını "İmece Halkaları/SQC" yöntemiyle yaptılar. Yapılanların her geçen dönem çok daha yenilikçi ve ilginç hale gelmesi beni son derece mutlu ediyor. Öncelikle bu kadar kısa zamanda böylesine ayakları yere basan ve veri analizine dayalı çalışmalar yaptıkları için kendilerini kutluyorum.Kısaca sizlerle paylaşacağım bu projelerin değerlendirme ölçütlerini de paylaşmak isterim. Bu sunumlar öğrenciler tarafından değerlendirilip notlandırılmakta. Böylece  öğretmen adayı olan öğrencilerim gelecekte uygulayacakları farklı değerlendirme yöntemleriyle şimdiden karşılaşıp uygulayıcısı durumuna gelmiş oluyorlar. Amaç kuramda taklı kalmayıp uygulamaya da geçmek.
Ölçütler on maddeden oluşmakta:
  1. Halka elemanlarının projelerine karşı tavırları, benimseme oranları,
  2. Projenin hedefi ve ulaşılıp ulaşılamadığı,
  3. Citation Index odaklı bilimsel içerikli ilgili başka çalışmalara dayanıp dayanmadığı,
  4. Sunumun içeriğinin beklentilere uygunluğu,
  5. Çözüm önerileri,
  6. BT araçlarının etkin kullanımı,
  7. Zaman yönetimi ve diğer beklenen çözümleme yöntemlerinin kullanım oranı,
  8. Tasarımın kalitesi,
  9. Değişim yöneticisi olarak öğretmen kavramına uygunluk derecesi,
  10. Sunum tekniği.
İlk sunum "Zor öğrencilerle çalışma stratejileri" hakkındaydı. "Shields Halkası" bu konuda çalışmalarını paylaştı.
İkinci sunumu yapan "Malala Halkası" kızların eğitimde başarılı olmaları konusunda yaptıkları araştırmayı paylaştı.

Son halka ise "Career Dinosaurs" idi ve Öğrencileri Liseden sonra hayata hazırlama konusunda araştırma sonuçlarını paylaştı.
Bu çalışmalar geleceğin öğretmenlerini farklı konulardaki farkındalıkla donatıp düşünmeye ve çözüm bulmaya yönlendirmesi açısından gerekli. "Kuramdan uygulamaya...". Bu eğitimin her adımında izlenmesi gereken yöntem olmalı, aynen Köy Enstitülerinde yapıldığı gibi. 17 Nisan'da kuruluşunu kutlayacağımız bu kurumlara emek verenlere selam olsun.
Bu arada sizlerle paylaşacağım başka bir haber de yine Üniversitemizin Barış Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi BUPERC'in bir etkinliğiyle ilgili. 18 Nisan 2013 tarihinde Güney Kampüste gerçekleştirilecek olan etkinliğin programını altta bulabilirsiniz.
Sevgilerimle...
Hayal Köksal

Barış Süreçleri ve Medya Semineri
9.30-10.00      Kayıt
10.00- 10.10   Hoş geldiniz
Prof. Dr. Fatoş Erkman, Boğaziçi Üniversitesi Rektör Danışmanı, Boğaziçi Üniversitesi Barış Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü
Kadri Gürsel, Basın Enstitüsü Derneği Başkanı, Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı 
10.10-10.45    Barış gazeteciliği mümkün mü? 
Dr. Susan Dente Ross, Washington Devlet Üniversitesi öğretim üyesi, TODA Barış gazeteciliği araştırma grubu koordinatörü, Barış çalışmaları ile ilgili araştırmalar yapan PAXİM Araştırma Grubu kurucusu
10.45- 11.00   Soru -cevap
11.00-11. 30   Medyada Çatışma Çözüm yöntemlerinin yeri
Marianne Perez de Fransius  Çatışma çözüm eğitim uzmanı, Peace is Sexy  kurucusu, İsrail-Filistin diyalog grubu kolaylaştırıcı ve eğitimcisi.
11.30-11.45    Soru cevap
11.45- 12.00   Kahve molası 
12.00-13.30     1. Panel : Barış gazeteciliği açısından Türkiye’de durum. Türkiye’de barış gazeteciliği mümkün mü? 
Moderatör: Prof. Dr. Haluk Şahin  Bilgi Üniversitesi, Gazeteci  
Faruk Bildirici,  Hürriyet Gazetesi Ombdusmanı
Ruşen Çakır,   Vatan Gazetesi Yazarı
Rober Koptaş, Agos Gazetesi  Yazı İşleri Müdürü
Doğan Satmış, HaberTürk    Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı
13.30-13.45    Soru-cevap
13.45-14.30   Öğle Yemeği
14.30-15.30   II Panel: Çatışma dili tiraj mı getiriyor? Türkiye’de ana akım medya ve savaş gazeteciliği
Moderatör :Kadri Gürsel
Medya okuyucunun haber alma hakkını ne kadar gözetiyor? - Utku Çakırözer, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi 
Barış gazeteciliği açısından Türk ve Kürt medyasına bakış  - Doç. Dr. Esra Arsan, Bilgi Üniversitesi
Kürt sorunun çözümünde siyaset ve medyanın karşılıklı etkileşimi  - Doçent Dr. Koray Çalışkan, Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi 
Barış Gazeteciliği ve yeni bir etik... -Prof. Dr. Sevda Alankuş, İzmir Ekonomi Üniversitesi öğretim üyesi
15.30-15.45        Soru-Cevap
15.45-16.16.45   II. Çatışma süreçlerinde barış gazeteciliği örnekleri 
Moderatör: Ferai Tınç, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Yürütme Komitesi Üyesi, Basın Enstitüsü Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
Barış Gazeteciliği açısından  Filistin-İsrail örneği, Susan Dente Ross 
Irak barış sürecinde medya, Marianne Perez de Fransis  
Türkiye’de Barış gazeteciliği örnekleri, Nadire Mater , BİANET
16.45-17.00   Soru Cevap
 KAPANIŞ  Bir günün toparlaması : Emre Kızılkaya, Basın Enstitüsü Derneği Başkan Yardımcısı, Hürriyet Gazetesi Dış Haberler Servisi Şefi
Tarih:  18 Nisan 2013    
Yer:  Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampus NATUK BİRKAN binası İbrahim Bodur Salonu 

1 Nisan 2013 Pazartesi

Eğitim Tarihimiz

Değerli Dostlar,
Geleceğe daha iyi tasarımlar ve programlar yükleyebilmek için geçmişimizi çok iyi bilmemiz gerekiyor. Bu sadece siyasi tarihimiz için değil eğitim tarihimiz için de geçerli. Geçmişte değerli büyüklerimiz tarafından oluşturulan sistemleri okuyup tanıdıkça yenilikleri de o denli yaratıcı ve bize özel oluşturabilmekteyiz.
Eğitim tarihimizin bana göre en güzel projelerinden biri "Köy Enstitüleri"dir. Sayın İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Âli Yücel tarafından Atatürk'ün önerisiyle hayata geçirilen bu kurumlar Aydınlanma Dönemimizin köyü ve köylüyü kalkındırma konusunda gerçekleştirilmiş olan en değerli çalışmasıdır. Üstelik  içinde bulunduğumuz ay da bu konuda önemli bir tarihi oluşturur: Enstitülerin kuruluş tarihi olan 17 Nisan'ı.
Şimdiye dek bu kurumlara olan sevgim ve hayranlığım nedeniyle ilgili iki derneğin kuruluş aşamasında yer aldım:
1. Köy Enstitülerini Araştırme ve Eğitimi geliştirme Derneği (KAVEG) ve
2. Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Derneği'nin İstanbul şubesi (YKKED).
2005 Yılından bu yana derse girdiğim Eğitim fakültelerinde hangi dersim olursa olsun hepsinde de döneme Köy Enstitüleri felsefesini anlatarak başlıyorum. Emek verip film yapan büyüklerimizin filmini izlettiriyor, çeşitli kitaplar ve İmece dergisini öneriyor ve mutlaka Köy Enstitülü bir büyüğümüzü dersime davet ederek öğrencilerim onlardaki derin eğitim anlayışından feyz almalarını sağlıyorum.
Bu dönem şanslı bir sınıfım var: Hem Prof. Dr. Rıfat Okçabol hocamı ve hem de Göl Köy Enstitülü büyüğüm, eğitimci yazar Mehmet Sazak'ı dinleme fırsatı yakaladılar. İlgileri hem konuşmacılarımızı hem de beni mutlu etti. İnanıyorum ki bu özel günleri ve bu güzel insanalrı asla unutmayacak ilerde sınıflarında yaparak yaşayarak öğrenme, imece, klasikleri okuma, bir müzik aleti çalma, sanatla ilgilenme ve olumlu eleştiri yapabilme becerilerini öğrencilerine de öğretecekler. Bir başka beklentim de dönem projelerinde Köy Enstitüleri sistemine gönderme yapabilecek açılımlarda bulunabilmeleri. UNESCO tarafından gelişmekte olan ülkelere ideal eğitim modeli olarak tavsiye edilen bu sistemi okumaya, anlamaya ve ilgili dernekelrde çalışmaya hepinizi davet ediyorum. Sevgilerimle...
Hayal KÖKSAL

24 Mart 2013 Pazar

İstanbul Martılarını Ziyaret

Değerli Dostlarım,
Geçtiğimiz hafta İstanbul'daki Bilişimci Martı ekibimi ziyaret ettim.  Okçu Musa İlkokulu bu yıl ikinci kez aramızda ve gerçekten çok güzel ve değişik bir projeye imza atmaya hazırlanıyor. Engelli Hayvanlar üzerinde çalışan ekip İstanbul'daki hayvan barınaklarında yaşayan engelli hayvanlara yardımcı olmak üzere çeşitli etkinlikler ve ilaç-yiyecek yardımı hazırlıyor. Sayın Müdür  Şadan Yücel Yüksel desteğine çalışan sevgili lider öğretmenler Kübra Aslanoğlu ve Duygu Özen'i yürekten kutluyorum.

Nepal QUEST'in destek ve işbrilikçi kurum olarak aramıza katılmasından sonra Nepal okulları projemize katılmaya devam ediyor. Bu konuda her zaman yanımızda olan Prof.Dr. Dinesh Chpagain'e sonsuz teşekkürler.
 
Sixth International Conference of MIT's Learning International Networks Consortium (LINC) 'a göndermiş olduğum bildirim kabul edildi ve dünyanın bu en prestijli üniversitesinde Öğretmenlerin değişime ve yeniliklere olan direncinin nasıl azaltılacağı konusunda sunu yapmak üzere davet edildim.   Massachusetts Institute of Technology'de sunu yapacak olmak benim için çok heyecan ve bir o kadar da gurur verici. Bildirimin hiçbir düzeltmeye gerek kalmadan Konferans Kitapçığında yer alacak olması da ayrı bir onur kaynağı. Bildiğiniz üzere, 2004 yılından bu yana Yenilikçi Öğretmenlik konusunda yaptığım çalışmalar hayli yol almış ve bane epey deneyim kazandırmış durumda. Kıstme olursa 16-19 Haziran tarihleri arasında Boston'dayım.
 
Bu dönem de vermekte olduğum "Eğitim Bilimlerine Giriş" dersimde iki haftadır "Köy Enstitüleri" konusunu işlemekteyim. Bu hafta sevgili köy enstitülü büyüğüm, eğitimci yazar Sayın Mehmet Sazak öğrencilerimle olacak. Eminim 62 öğrencim için çok değerli bir katkı olacak. Hepinize barış ve sevgi dolu bir hafta diliyorum.
Hayal KÖKSAL

16 Mart 2013 Cumartesi

Nepal QUEST ile İşbirliği Başlattık

Değerli Dostlarım,
"Güneş doğudan doğar" sözüne uygun bir şekilde felsefe ve uygulamalarından etkilendiğim  doğudaki ülkelerle işbirliğim gelişiyor. Hindistan ve Maritus'tan sonra Nepal ile yakınlaştık. Nepal QUEST'in kurucu başkanı olan ve Kathmandu Üniversitesi'ndeki çalışmalarından sonra kendisini genel anlamda Nepalli öğretmenlerin gelişimine adayan Prof.Dr. Dinesh Chapagain şimdi de Uluslararası Bilişimci Martılar Projesi'ni destekleme kararı alarak, tüm Nepal'deki okulları bu projede yer almaya yüreklendiriyor. Genel sekreter Yrd.Doç.Dr. Lekhnath Pathak zaten son iki yıldır projemizin jüri üyelerinden biriydi. Projenin sorun çözen, ekip ruhunu öğrenen ve teknolojiyi kullanan öğrenci ve öğretmenlere destek vermesinden etkilenen QUEST ekibi ülkemize gelerek "Uluslararası Öğretmen İmecesi"projemize de destek verme arzusunda. QUEST için daha fazla bilgi almak isteyenler son Bültenlerini inceleyebilirle: http://www.questnepal.org.np/newsletter/Index.html.
21-22 Mart tarihleri arasında Hindistan, Haryana'da Indian Association of Health, Research and Welfare ve Guru Jambheshwar Üniversitesi, Centre for Behavioral Reserach and Intervention  tarafından düzenlenen "2nd International Conference on Psychology and Allied Sciences" ın konuşmacılarından biri olarak "The Methodology of Training Innovative Teachers" adlı çalışmamı video konferansta paylaşacağım. İlgilenen arkadaşlarıma da ha fazla bilgi verebilirim.
Son olarak da geçtiğimiz Cumartesi günü Koç Üniversitesi ve Novartis Onkoloji'nin ortaklaşa yürüttüğü "ICBA-International Capacity Building Alliance Program" içinde bir modülü sunduğumu paylaşmak istiyorum. Farklı kanser ve MS derneklerinin temsilcilerinden oluşan 17 kişilik bir ekiple "İmece Halkaları ve Sinerji Yaratımı" Eğitimi yaptık. Çok verimli geçmekte olan programı düzenleyen ve destekleyen kurum ve kişilere teşekkür ediyorum.
Hepinize iyi bir haftasonu ve sevdiklerinizle gönlünüzce geçireceğiniz mutlu  saatler diliyorum.
Hayal KÖKSAL 

11 Mart 2013 Pazartesi

Yeni Bir Hafta

Değerli Dostlarım,
Güzel ve verimli bir haftasonunun ardından hepinize gönlünüzce geçecek yeni bir hafta diliyorum. Etrafınızdaki tüm olası olumsuzluklara karşın yüreğiğnizi olumlu duygu ve düşüncelerle doldurun ve kendinizi içine girdiğimiz bahar günlerinin dinamik değişimlerine açın. 18 Mart bizler için son derece önemli bir gün. Tarihimize odaklanıp geleceği özenle kurmanın yollarını araştırın, toplantılara katılın, duygu ve düşüncelerinizi gençlerle paylaşın. Aynı şekilde 16 Mart Öğretmen Okullarının Kuruluş yıldönümü. Nice değerli öğretmenler yetiştirmiş bu kurumlar hakkkında okuyun, bilgilenin.
Bu hafta benim için yeni dostlarla karşılaşacağım yoğun toplantılarla dolu. Boğaziçi Üniversitesinin 150. Kuruluş yılı etkinlikelri arasında yer alan güzel bir Konserimiz var perşembe akşamı. Salı günü Taksim Elite Otelde BUPERC'in güzel bir paylaşım günü var. Çarşamba günkü dersimi her zamanki gibi heyecan ve mutlulukla bekliyorum. 62 tane pırıl pırıl genç öğretmen adayı arkadaşımla biraraya gelip dönem projelerini planlayacağız.
Bu sabah günümü aydınlatan bir video izledim. sevgili Köy Enstitülü ağabeyim, öğretmenim Mehmet Sazak göndermiş. Sizlerle paylaşmak istiyorum. Sonsuz sevgilerimle...
Hayal KÖKSAL
Doğayla iç içe yaşama çabasındaki Akira Kurosawa'nın ünlü "Düşler - Dreams - Yuma" filminin son bölümü. "Su Değirmenleri Köyü   http://vimeo.com/34415863

 

8 Mart 2013 Cuma

HAYAL'DEN GERÇEĞE...: Paylaşımlar

Paylaşımlar

Değerli Dostlarım,
Öncelikle kadın dostlarımın bugünkü özel gününü kutluyorum:
Dünya Emekçi Kadınlar Günü.
Bu konuda yapılan çalışmaların artmasıyla kadına uygulanan şiddetin ve ayrımcılığın azalması beklenirken tam tersi olmakta. Bu konudaki görüşlerinizi benimle paylaşmak ister misiniz?
Uzun bir süre ara verdiğim Bloğuma devam ediyorum. Yoğun bir 2012 yılının ardından kucağımızda tatlılar tatlısı bir torunla yeni yıla girdik. Yaşamda çok güzel mutluluklar var ve anladım ki bunlardan en özeli ve de güzeli bir torun sahibi olmak.
Geçtiğimiz yıl üç dönemi de dolu dolu yaşadım Üniversitemde. Yaz Okulu da dahil olmak üzere beş grup öğrencim oldu. Kimiyle Çatışma Yönetimi, kimiyle Şiddetsiz Eğitim ve kimileriyle de Eğitim Bilimlerine Giriş dersini birlikte sürdürdük. 2013 yılının ilk döneminde 62 öğrenciyle eğitim odaklı dersime devam ediyorum.
Bu yıl Uluslararası Bilişimci Martılar Projesinin 10. GURUR YILI'nı sürdürüyorum. Bu yıl City Montessori School'un Ödül töreni organizasyonu desteği yanında Nepal-QUEST'in proje ortaklığı da devreye girerek daha güçlü uçmamızı sağladı. Daha fazla bilgi için lütfen web sayfamızı ziyaret ediniz: www.bilisimcimartilar.com.
Yarın (9 Mart 2013) Koç Üniversitesi ve Novartis işbirliğinde hayata geçirilen "ICBA-International Capacity Building Alliance Project" bünyesinde "Bireysel Kalite ve Sinerji Yaratma eğitimi" adlı yarım günlük bir paylaşımım olacak. STK odaklı bir çalışma olacak.
 Hepinize güzel bir haftasonu diliyorum.
Hayal KÖKSAL