31 Aralık 2011 Cumartesi

Bir Yıl Daha Sona Ererken...

Değerli Dostlarım,
2011 yılının son günü bugün. Yarın kendimizce kabul ettiğimiz bir sistem dahilinde adına 2012 dediğimiz yeni bir 365 güne başlayacak ve bir yıl, bir yıl daha derken geleceğin bize neler getirip götüreceğini hiç bilemeden bize biçilen ömrü yaşamaya devam edeceğiz. Her gelen yeni yıla odaklanmak geçen yıla odaklanmaktan çok daha iyi kanımca. Geçmişe dönmek eğer hatalarımızı gözden geçirip bir daha yapmamak ise geleceğin iyileştirilmesi adına iyi. Ancak geride yaşananların hüznüne gark olacaksa insan, ya da kafasına yaşlanmayı takacaksa kötü!
Ben ilkini yapmaya ve bir yılı irdelemeye çalışacağım burada. Sizlerle paylaşmak hoşuma gidecek. Genelde herkesin zor bir yıl dediği yıllardan oldu 2011 benim için de. Daha yeni yılın ilk günlerinde son derece sağlıklı olan eşimde bir takım arazların belirmesi canımızı fazlasıyla sıkmaya yetti. 35 yıllık evlilik insana öyle güçlü bir birliktelik ve birlik duygusu katıyor ki; onun siz sizin o olduğunu duyumsamaya başlıyorsunuz. Kıymetlinizin bir gün yanınızda olmayacağını bile düşünmek iç titreten bir duygu. Allah herkese sağlıklı, mutlu ve huzurlu birliktelikler yaşatsın; ruh ikizini ya da diğer yarısını bulmasına yardımcı olsun. Bu sıkıntıları günleri İngiltere'deki kızımızı ve oğlumuzu ziyaret ederek hafifletmeye ve unutmaya çalıştık. Sanırım bunda hayli de başarılı olduk.  Hatta orada yaptığım bir Kingston Üniversitesi semineri sonucunun "konuk öğretim üyeliği" olarak bana geri dönmesi yılın en hoş sürprizi oldu. Sonraki aylarda içimizi rahatlatan test sonuçlarıyla bu konudaki endişelerimizden sıyrılabildik. Bir kez daha her işin başının sağlık olduğunu anladık.
Geçen yılın ilk dönemi Boğaziçi Üniversitesi'ndeki "Şiddetsiz eğitim" dersim ilk kez açıldı. Yoğun ilgi ve üretilen 61 proje benim için çok büyük mutluluktu. Hele Mayıs ayında yurda temelli dönüş yapan çocuklarımız, her zaman beyin göçünden korkan biri olan benim için çok güzel bir olaydı. Yalnızlığımızdan ve küresel köy de olsa yanımızda olamayan çocuklarımızı yakınımızda hissetmenin hazzı aylarımızı aldı, hâl da almakta.
Yaz ayları uzun bir süredir rahatsız olan sevgili anneciğimin daha da ağırlaşan durumuyla bizi kederlere boğdu. Bursa ziyaretlerimiz daha da sıklaştı. Eskiden ümitle dönmeler yerini hüzünlü dönüşlere bıraktı. Yaşamdaki en iyi öğretmenim, sevgili annem bizi bir sonbahar sabahı bırakıp ebedi istirahatine çekildi. Yokluğuna alışamadım, alışamayacağım. Sıcaklığı, kokusu her an yanımda ve onu düşündükçe sızlayan bir burnum var artık.
Yılın son ayı, kendimi toparlamam, enerjimi geri kazanmam için bir fırsattı. Hindistan, Lucknow'daki "City Montessori School" ailem beni öylesine pozitif bir enejiyle sarıp sarmaladı ki beş günde bir kuş hafifliğiyle geri döndüm. Hindistan'ın havası ve suyu insanı olayları daha rahat ve olgunlukla kabullenir hale getiriyor. Bunu bu gidişimde daha yoğun olarak hissettim. Birlikte gittiğim dostlarımın da okulla ilgili benzer duyguları edindiklerini paylaşmaları da  benim için ayrı bir mutluluk kaynağı oldu.
Bu dönem iki ayrı derste 85 öğrencim oldu. Her biri kendi özelliğinde çok değerli 75 geleceğin öğretmeni. Onlardan aslında ben çok şey öğrendim, onlar tam tersini söyleseler de. hepsini de çok sevdim. Bugün yaptığımız bir çözümleme çalışmasıyla sona eren dönem için bir öğrencimden  biraz önce aldığım ileti içimi sıcacık etmeye yetti. Paylaşmadan edemeyeceğim:
"Merhaba, 
Hocam bugünkü ders ve etkinliğimiz çok güzeldi gerçekten. Toplu bir çalışma nasıl yapılır onu gördük sayenizde. Ben kendi adıma çok eğlendim ve sorunları birlikte olursak gerçek anlamda çözüme ulaştırabileceğimizi gördüm. Sizden bir isteğim var. Bana okuyup kendimi geliştirebileceğim ve bana gerçekten güzel şeyler katacak kitaplar önerebilir misiniz?
Ben sunumumu ... grupta yapmıştım. O gün gerçekten çok heyecanlıydım. Sahneye çıktığımda elimden geldiğince konuşmaya çalıştım ama bir ara duraksadım ve ne diyeceğimi bilemedim. Orada size baktım ve siz devam et der gibi başınızla beni onayladınız ve gerçekten sizden güç alarak sunumumu bitirdim. Hoca beni dinliyor ve onaylıyor diye düşündüm. :) Bunun için ve ayrıca bugünkü kurabiyeler için teşekkür ederim. Elinize sağlık. Tekrar iyi seneler...T.Ç."
İşte öğretmenlik böyle bir meslek. Rahmetli Refet Angın öğretmenim ileri yaşına rağman Milli Eğitim Müdürlüğü Danışmanı olarak çalışmasını "Meslekten kopmanın olanaksızlığı" ile açıklardı. Kendisine sonuna kadar katılıyorum. Nurlar içinde yatsın. Bir öğretmenin emekli olması olanaksız. Ben de bunu asla başaramayacak olanlardanım sanırım. Üstelik bu hoşuma da gidiyor. Tazelenmemin, kendimi yenilemenin ve öğrenmeye devam etmenin nedeni mesleğim ve değerli öğrencilerim. Onlar "liderlerin liderleri" ve ben onların yetiştirilmelerine bir nebze de olsa katkı sağlayabildiğim için kendimi çok mutlu ve şanslı addediyorum. İyi ki annemin dış, kendimin de iç sesimi dinlemişim.
İşte bunlar bir yılın kısa bir dökümü. Bu arada etrafımda uçuşan sevgili "Bilişimci Martıları"mı, değerli "TOFD-Hüsnü Ayık"lı dostlarımı unutmam mümkün değil. Onlar yaşamımı renklendiren dostlarım oldular yine bu sene. Yaşamımdaki sıkıntılı anları hafiflettiler ve kendimi iyi hissetmemi sağladılar. Özellikle sevgili Ramazan Bey ve Yaşar Bey iyi ve kötü anlarımda sesleriyle hep yanımdalardı. Hani hoş bir cümle var ya; "Hayat paylaşınca güzel!". Gerçekten öyle... Üsttekir esim bu yıl Boğaziçi Üniversitesi'nden uçuşa hazırlanan yeni Martılarım. Bugünkü heyecan ve umutları görmeye değerdi. Hepsinin, tüm yeni Martı ekiplerinin yolları açık olsun.
Yaşamı benimle paylaşan tüm dostlarıma selam olsun. Gelecek yıllarda her zaman birlikte olma dileklerimle hepinize sağlıklı, mutlu ve verimli bir yıl diliyorum.
Hayal KÖKSAL 

19 Aralık 2011 Pazartesi

Yılın Son Günleri

Değerli Dostlarım,
Bir yılı daha tamamlamak üzereyiz. Kiminle konuşsam yorgun olduğunu söylüyor, aynen benim gibi. Kendimizi mi iş yüküyle tüketmekteyiz acaba diye sorgulamak da içimden gelmiyor çünkü çalışmayı ve özellikle eğitimle ilgili işleri çok seviyorum. İşim aslında benim hobim. Sanırım yaşanan olaylar, kayıplar, zorluklar, şiddeti okumak bile enerjimizi tüketiyor. Arada umut ve sevgi kırıntıları bulmasak herhalde yaşam dayanılmaz bir hal alır. Bu umut kırıntılarının en büyük parçaları da aslında öğrencilerden geliyor. Bir öğrencim bugün teşekkür iletisi yazmış; "Bizi kitaba bağlı kılmayıp projeler, ilginç konuşmacılar ve farklı ünite anlatımlarıyla zenginleştirdiğiniz  için"... diye. çok mutlu oldum. Bir başka dostum yüzüne birşey mi yaptırdın diye soruyor? "Evet Hindistan'dan sevgi ve mutlulukla döndüm" dedim kendisine... Dünya için hâlâ bir dolu umut projesi olduğunu görmek, sevgi ve gelecek planları ile dolu dostları görmek bile insanı gençleştiriyor.
Bu seneki WCTQEE Yıllık Toplantısı gerçekten beni çok mutlu etti. 2012 yılını Maritus, 2013 yılını yine Hindistan ve 2014 yılını da İngiltere'nin aldığı ve benim 2008 yılında 11.sini Yeditepe Üniversitesi'nde gerçekleştirdiğim konvansiyon 2020 yılı için yine bana, Türkiye'ye verildi ve defalarca 2008 İstanbul Konvansiyonu'nunn güzelliği anlatıldı, durdu. Ne kıvanç verici! Evet Türkiye aslında çok güzel şeylere imza atıyor ama bunu hem basında duyurmak çok zor hatta imkansız ve desteklemesi gereken kişi ve kurumlardan destek bulmak da çok zor. Kıskançlık ve haset bizim özelliğimiz olamaz, olmamalı. Herkese yetecek kadar işbirliği ortamı ve paye var. Yeter ki sevgiyle ellerimizi ve yüreklerimizi birleştirmeyi bilelim. Gerisi nasıl olsa gelir.
Bu arada 2012 yılı Bilişimci Martılar Projemizin kayıtları bu ay sonunda bitiyor. Aramızda yer almak istiyorsanız imecenizi bir an önce gerçekleştirin lütfen. Sonsuz sevgi ve saygılarımla...
Hayal Köksal

7 Aralık 2011 Çarşamba

EĞİTİMDE ÖNCÜ OLMAK: CMS

Değerli Dostlar,
Rüya gibi geçen bir haftalık Hindistan gezimizden döndük. 8 akadermisyen, öğretmen ve üniversite öğrencisinden oluşan Türk Delegasyonu Lucknow kentine indiği andan itibaren her zamanki gibi evsahibi kurum City Montessori School & Degree college'ın büyük ilgi ve desteğini gördü. Geleneksel yöntemlerle karşılanıp okula ve hemen sonrasında da odalarımıza yerleştik. İlk günün kayıt, basın toplantısı ve tanışma süreci sonrası akşam bizleri müthiş bir kültürel show programı selamladı. Artık 5. kez gittiğim bu müthiş Barış ve Kalite odaklı okuldaki hemen herkes ve katılımcıların çoğu tanıdık, dost yüzlerden oluşmakta. Bu nedenle kendimi her seferinde daha fazla evimde hissediyorum. Bunu yaratan sevgili kardeşim Dr. Vineeta Kamran ve Dr. Jagdish gandhi ve eşine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
İkinci ve üçüncü günü onursal konuklarla yapılan açılışların ardından sırasıyla tüm katılımcı akademisyen dostlarım sunularını yaptılar. Boğaziçi Üniversitesi, Eğitim fakültesi dekanımız Prof.Dr. Güzver Yıldıran, Bahçeşehir Üniversitesinden arkadaşımYrd.Doç.Dr. Feyza Doyran ve Kadir Has Üniversitesi'nden dostum Yrd.Doç.Dr. Müberra Yüksel sunularını paylaştılar. Benim sunumumun sonunda geçen dönem "Şiddetsiz Eğitim" dersimi alan Gizem Yeter Baş ve Funda Doğan ders ve 2011 Bilişimci Martı projeleri konusunda yansımalarını kısaca katılımcılarla paylaştı. Saint Benoit Fransız Lisesinden katılan iki idarecvi arkadaşım gözlemci olarak hayli rapor tuttu. Çoğumuz 5 alanda yarışan öğrencilere jüri üyeliği yaptık. 3500 kişinin katıldığı Konvansiyonda doğal olarak katılımcıların çoğunu 14 ülkeden gelen öğrenciler ve öğretmenler oluşturuyordu. Konferans salonunun öğrencilerin yer aldığı bölümünün adı "Atatürk salonu" idi ve "World Student Parlimant" çalışmasında da ön sıralarda Türkiyeyi temsilen bir öğrenci yer alıyordu. Tüm bu ilgi ve yakınlık bizleri çok mutlu etti. Yerel geziler, alışveriş olanakları ve Taj Mahal gezisiyle renklenen gezimizde bir kez daha Asya ülkelerinin eğitimde nitelik açısından başını çeken Hindistan'ın "eğitimde mükemmellik" adına yaptıklarını izlemekten büyük heyecan duyduk. Asya ülkeleri eğitimden beklediklerini belirlemişler, sistemlerini oturtmuşlar ve ülke-bölge ayrımı yapmadan elelele hedefe doğru koşar adıma gidiyorlar. Darısı bizim başımıza!
Sizlerle paylaşımlarım sürecek. 2011 Bilişimci martı Ödüllerinin de dağıtıldığı etkinlikte 2012 Martı projeleri büyük ilgi topladı. Özellikle Nepal ve Maritus bu konuda çok istekliler. Bir sonraki Konvansiyon Maritus'ta Mayıs ayı sonunda gerçekleşecek. Martı projelerimiz henüz sonlanmamış olacağı için olası Ödül Töreni mekanı, gelecek ekim ayında  İstanbul ve/ya Nepal-Katmandu. :)
Sonsuz sevgilerimle iyi bir hafta diliyorum.
Hayal KÖKSAL