24 Haziran 2012 Pazar

Yaz Okulu Başlıyor...

Değerli Dostlar,
Yarın Yaz Okulu ile birlikte yeni öğretmen adayı gençlerle tanışacağım. Şu an kayıtlı 40 öğrencim var. Onlar beni ben de onları tanımak için, karşılıklı sabırsızlanıyoruz sanırım. Sıcakların arttığı şu günlerde tatil yapmak varken bu da nereden çıktı diyebilirsiniz. Size söyleyebileceğim tek şey var:  Bahar döneminin bittiği 9 Haziran tarihinden bu yana hastalıktan başım kurtulmadı desem... Yaptığım kısa süreli tatil planlarımı uygulayamadım desem, beni anlar mısınız? Ben çoğu kimsenin dediği gibi iflah olmaz bir işkoliğim sanırım. Ya da yeni dostluklar, yeni paylaşımlar ve kurulan güçlü bağlar vazgeçilmezim, kimbilir?
Boş geçen her dakikanın yaşamdan çalınmış, heba olmuş değerler olduğunu düşünürüm hep. Şu iki haftada yaptığım iki önemli iş var: iki konferans ve panel konuşmacılığıyla okuduğum 3 kitap. En beğendiğim Buket Uzuner'den "Su". Her kitabında olduğu gibi yine elimden bırakamadım. "The Art of School leadership" diğer bir cazip kitap oldu, dersimde kullanacağım. Beki Erikli'nin "Meleklerle Yaşamak" farklı bir boyuttaydı. Ahmet Ümit'in tarihi romanı ise son sayfalarında...
Yarın sizinle dersimle ilgili ilk düşüncelerimi paylaşacağım. İyi bir hafta başlar umarım hem bizler hem de tüm dünya insanları için. Savaşın kıyısına gelip gelip giden ülkeler arasında önde gidenlerdeniz sanırım. Savaşın sadece savaşanlar için değil; hem geride kalanlar ve hem de çevre için büyük yıkım olduğunu asla unutmamak gerek! En içten sevgilerimle...
Hayal KÖKSAL

11 Haziran 2012 Pazartesi

Dönütler Devam ediyor...

BİR BAŞKA YANSIMA
“Şiddetsiz Eğitim / Non-violence in Education” okul hayatım boyunca , 6 seneyi doldurduğum bu süre zarfı içerisinde , iyi ki almışım dediğim derslerden birisi oldu . Bazı dersler vardır, öğrenciye ciddi anlamda bir şeyler katar , bazı dersler ise öğrenci için sadece geçmek amaçlıdır. Benim için bu ders , bana kattıkları açısından önemli bir ders oldu . Neler mi öğrendim ?Öncelikle hoşgörü , sevgi , saygı çerçevesinde, bir bütün halinde kaynaşarak  ders yapılabileceğini öğrendim .Diğer aldığımız tüm derslerde öğretmen öğrenci ilişkisi pek yoktu. Varsa da sadece soru sorma , soruyu cevaplama çerçevesinden çıkmayan bir ilişki içerisinde gerçekleşti . Ancak bu ders bana üniversite hayatının güzel tarafını da gösterdi . Bu ders isteyerek gittiğim çok nadir derslerden birisi oldu .Çünkü derste pozitif bir enerji söz konusuydu , öğrenme ortamı oldukça interaktifti , yaptığımız beyin fırtınaları düşünüce , birlik olunca ortaya neler konulabileceğinin bir göstergesiydi .6 senedir  ilk kez aldığım bir derse  konuk hoca geldi , ders değil sanki bir panel havasındaydı.Dersin konusu ise ayrı bir öneme sahip; Eğitimde şiddetsizlik. Özellikle ülkemiz koşullarını düşünürsek, şiddet gibi büyük bir problem için, yayımlanmış bilimsel makaleleri referans alarak sebeplerini ve çözüm önerilerini ortaya koyduk . Ortaya çok güzel öneriler çıktı. Dersteki sunumların puanlandırılmasında öğrencilerin de katkısı olması ne kadar demokratik, öğrenci merkezli bir eğitim ortamının olduğunun göstergesi.Tabi ki bu dersin oluşumunu sağlayan, öğrencilerine her şeyi sıfırdan başlatıp , gerekli yerlerde yardımını sağlayan, öğrencilerini sadece öğrenci olarak değil aynı zamanda birer evlat, arkadaş gibi gören hocamızın, barış ve şiddetsizlik üzerine uzun yıllar akademik deneyimi olması sayesinde sayesinde biz bu dersten bu kadar verim aldık. Bu açıdan, bu okuldan sizden ders alıp mezun olduğum için çok şanslıyım . Akademik hayatına devam eden arkadaşlarımın sizden ders almasını önermeliyim diye düşünüyorum.
                                                                                                                 M. U. Kocatürk

6 Haziran 2012 Çarşamba

Dönütlerin Yarattığı Duygu Seli ve Paylaşım

Değerli Dostlarım,
Bir akademik yıl daha bitti. Bu dönem verdiğim iki derste yüzü aşkın değerli öğretmen adayını tanıma ve onlarla ders yapma şansım oldu. Her dönem sonunda onlardan istediğim dönütler hem kendimi hem de dersimi iyileştirme adına benim için büyük fırsatlardır. Gençlerin görüşleri kendimi "update" etmeme yani "güncelleme"me neden olur. Bu yüzden sınav sonrası günlerin heyecanı benim için çok daha başka anlam taşımakta.
Sizlerle Ö. Alpaslan adlı birinci sınıf öğrencimin dönütünü paylaşmak istiyorum bu kez. Kitap okuma konusunda kendilerine inisiyatif bırakmak sanırım yeterli olmuyor. Ben de bu dönem onun önerisine uyacak ve 3 kitaplık bir "kitap okuma ve  yansımalarını paylaşma" bölümünü programıma yerleştireceğim. Teşekkürler sevgili öğrencilerim. Hepinize huzurlu, sağlık ve esenlik dolu, gönlünüzce bir yaz tatili diliyorum. Her ne kadar o kadar uzun süre tatil yapmaya dayanamayacağınızı bilsem de yine dileğim bu. Sevgilerimle.
Hayal KÖKSAL
   
BİR YANSIMA 2011-2012 eğitim yılının 2.döneminde yarı dönemden 1.sınıf olarak başladım.Yarım dönemlik zorlu remediallık sürecinden sonra üniversiteye başlarken aklımda büyük soru işaretleri vardı. Ders seçimi özellikle korktuğum alanlardan bir tanesiydi. Yarı dönemde başlamanın verdiği zorlukla hangi dersleri almam gerektiğini kestiremiyordum. İlk dönemde almam gereken derslerden bir tanesi de "Eğitim Bilimlerine Giriş" dersiydi. Açıkcası dersin içeriği hakkında pek bir fikrim yoktu. Ve öğretmenlik fikri bana çok uzaktı.
Ama sene içerisinde Hayal Köksal Hocamızın kendini eğitime, eğitimciliğe adaması beni çok etkiledi. Dönem boyunca eğitim sorunlarını ve bunlara alternatif çözümleri konuştuk. Kalite kavramından bahsettik ve bu kavramı Hayal Köksal’ın misyonuyla sadece eğitim alanında değil hayatın bütün alanlarına indirgeyerek daha iyiye nasıl ulaşırız diye tartıştık.Gerek tartışma ortamının yaratılıp fikirlerin sunulması, gerek öğrenci merkezli araştırmalar yapılmasıyla sene içerisinde dersler çok verimliydi.
    Ayrıca Hayal Köksal hocamızın sene içerisinde bizlere Köy Enstitüleri Belgeseli izletmesi, konularımızla ilgili uzman konuklar getirmesi ve kendi yaşam tecrübelerini yeri geldğinde bizimle bir anne şefkatiyle paylaşması, geleceğin öğretmenleri  olarak hepimize büyük hayat tecrübeleri kattığına inanıyorum.
     Ders için olumsuz söyleyecek pek bir şey bulamıyorum ama öneri olarak şunu diyebilirm ki, benim kendi eksikliğim olarak kitap okuma alışkanlığında hala cok zorlanıyorum.Belki sene içerisinde okumamız için bize 2 yada 3 kitap zorunlu tutulabilirdi.
      Koca 1 dönemlik anneliğinz ve öğretmenliğiniz için çok teşekkür eder ellerinizden öperim hocam.
                                                    2012 bahar döneminden öğrenciniz
                                                         Ö.ALPASLAN/CET