2 Eylül 2010 Perşembe

Bir Yaş'ın Ardından...


2 Eylül benim doğum günüm. Dün bir yılın daha muhasebesini yaptım kendimce. Hiç alenen paylaşamadığım şeyleri yaşım ilerledikçe daha açık yüreklilikle paylaşmaya başladığımı farkettim, yaşımı da çekinmeden söyleyebildiğimi. İrkilmedim desem yalan olur ama biraz daha yalın ve şeffaf olabilmenin tadını çıkartırcasına da gülümsedim içten içe...Dile kolay geldi 54 yıl ama gerilere gittiğimde büyüklerimin sözleri geldi hemen aklıma: Durun bakalım siz daha dünkü çocuksunuz. Tam kadın olduğunuz yaş. :)
Bu yaşımın ilk dakikaları ilerlerken hızla Facebook'taki sayfama yazılan yüzlerce satıra bakıp onurlandım, mutlu oldum. Ne çok dost biriktirdiğime bakıp yılların ardından kendimle gururlandım. Olumsuz algılamayın; hep yapmayı istediğim şeydi... 1976 yılından da 2010 yılından da öğrencilerimin aynı sayfada alt alta sıralanmasıyla gurur duydum. Hele biri vardı ki; "En kral hoca! demişti. Ona göre ne yapmıştım ki bu müthiş üç kelimeyi hak etmek için! Ne büyük mutluluktu allahım!Öğretmenliğin yaşamıma kattığı zenginliğin gücünü duyumsadım, sonra dedim ki: Dur daha 35 yılda bu bu kadar, ya sonrasında? Bir de 50 yılını aşan büyüklerimi düşündüm ve daha çook yolumun olduğuna hükmedip başımı öne eğdim, yolumda aynı hızla ve kararlılıkla, ödünsüzce devam etmeye karar verdim. Sağlığım yerinde oldukça hizmete devam; insanlığa, barışa ve bilime.
Baktım da bana ileti gönderip, telefon açıp beni unutmadıklarını anlatan dostlarıma bir bir sonra zaman çizgisinde geri gittim; önce ortaokuldaki ingilizce öğretmenliğime, sonra üniversitedeki okutmanlığıma, sonra yüksek lisans ve doktora çalışmalarıma. Kah konservatuar, kah spor akademisi, mühendislikler, hukuk fakültesi derken eğitim fakültelerinde geçen 25 kocaman yılıma. Hepsi dün gibi. Bir dönem bile uzak kalmadım sevgili gençlerimden, düşünmesi bile zorlu bir işkence gibi... Ama hep aynı ritmde gitmez ki hayat! Bazen de kitaplarla seslenmek lazım dostlara, aynen şimdi yapmaya çalıştığım gibi. 2 kitap bitti, 4 tanesi daha sırada. Liderlik, proje yönetimi, yenilikçi öğretmenlik, etik çalışmaları derken sıra şimdi engelli dostların engellerini biraz olsun kaldırmaya destek vermede. Sivil topluma destek, yerel yönetimlere destek vermek aslında genel anlamda topluma ve insana destek vermek demek! Öğrencileri sınıftan dışarı çıkarıp tüm yaş gruplarını öğrenci, toplumun her ortamını dershane ve paylaşım mekanı yapmak demek! İşte şimdi sıra artık bunlarda. 35 yıllık aktif üniversite hocalığım sonlanmakta mı bilmem ama bildiğim tek şey var; öğretmenliğin ölene dek süreceği ve gitgide okul kavramının benim için duvarların dışına taşmakta olduğu. Yüreğimde hissettiklerim bunlar. Bundan sonra yapacaklarım da bu doğrultuda olacak. Kıskançlıkların, engellemelerin, dışlamaların küçük beyinlerin yada kafalarında beyin barındırmayanların işi olduğu bilinciyle verimin, imecenin ve dostluğun ilmek ilmek her örgüye taşındığı bir dünya kurma yolunda bir noktayım. Gelin canlar birlikte yol alalım. Genç yavrularımızı aklın, bilimin ve hoşgörünün ışığıyla donatıp karanlıklardan uzak tutmanın yollarını arayıp bulalım. Bu yollarda yaren gerek. Bana en büyük yaren de sensin arkadaşım. Sevgiyle, sağlıcakla...
Hayal Köksal