4 Nisan 2009 Cumartesi

Kadınlarımız ve Diğer Haberlerden alıntılar

Değerli Dostlarım,
4 Nisan 2009, kadınların seçme-seçilme hakkını elde etmesinin 79. yıldönümü.
Çok çağdaş ve demokrat bir ailede büyümüş, şanslı Türk kızlarından biriyim ben. Rahmetli babam; yeni evliyken kızı olsun çok istemiş. Hatta beni görevi nedeniyle doğumumdan dört ay sonra görmesine karşın doğduğumda şu şiiri göndermiş nüfusumun arkasına yazılmak üzere:
"Çok zengindir Hayal'im,
Hep onunla çarpar kalbim
Dünya durdukça yaşasın;
Sen, Ben ve sevgili yarim."
Benden 8 yaş küçük kızkardeşim doğmadan önce de aynı sözleri söylediğini anımsıyorum. "Sen Hayal'sin o da Meyal değil ama Meral olacak" demişti. İki kız babası olmaktan son derece mutlu olarak göçtü bu dünyadan. Bizi okutmak, meslek sahibi yapmak ve ayaklarımızın üstünde durmamızı sağlamak birinci misyonlarındandı. Başardı da. Nur içinde yatsın.
Evlendikten sonra da yine şanslı bir Türk kadını olarak hep sevgili eşimin desteğini yanımda hissettim. Bazen öne çıkan başarılarım onun yerinmesine değil, övünç kaynağı olmasına neden oldu. Kendisine sonsuz teşekkür ediyorum. Bir kız babası olarak da üstüne düşenleri ve gerekenleri en iyi şekilde yapmakta. Bu şekilde davranan erkekleri de yürekten kutluyorum.
Peki ama herkes acaba bizler kadar şanslı mı? Kadınları; "eksik etek", "arsız kedi" ya da "kaşık düşmanı" gibi aşağılamalarla canından bezdiren erkeklere ne demeli? Üstelik annelerinin de bir kadın olduğunu düşünmeden! İşte tüm bu duygularla bloğumun 4 Nisan tarihli bölümüne yazısını koyma izni verdiği için sonsuz teşekkürlerimi sunduğum Sayın Gürgün Say'dan alıntılarla başlamak istiyorum.
KADINSIZ DEMOKRASİ
"...Ülkemizde kadınlar seçme hakkını kullanabiliyor ama ne yazık ki seçilemiyor. Meclis’te kadın oranı açısından dünya sıralamalarında en geri sıralardayız. Gerimizde, kadınlara seçme- seçilme hakkı tanımayan Arap ülkeleri vb. var. Bu neden bugünü sevinçle değil, buruk olarak kutluyoruz. Dünyada bir ülkede demokrasi olup olmadığı iki kriterle ölçülüyor: Birincisi o ülkede seçim yapılıyor mu? İkincisi kadınlar temsil ediliyor mu?
Meclis’imizde kadınlar temsil edilemiyor. Çünkü Meclisde çok az kadın var. Kadınları derinden ilgilendiren yasalar çıkarılırken kadın hakları savunulmuyor. Meclis’deki kadınlar, sanki kadınların değil genel başkanlarının temsilcisi gibi. Ülke nüfusunun yarısı temsil edilmiyorsa, o ülkede demokrasi yok demektir.
Erkek arenası gibi olan Meclisimizden kadınlara dayağa evet çıkıyor. 2008 bütçesinden kadınlara ayrılan pay, kadın başına yılda 10 kuruş çıkıyor. bu 10 kuruşla, ülkede sunalan eğitim hizmetinden kadınların eşit yararlanması, Bu on kuruşla, ülkede sunulan sağlık hizmetinden kadınların eşit yararlanması,
Bu on kuruşla ülkenin sunduğu iş olanaklarından kadınların eşit yararlanması, Yani, eğitim, sağlık ve iş olanaklarından eşit yararlanması sağlanacak. Bu on kuruşla, aile içi şiddet, iş yerinde taciz, töre cinayetleri önlenecek. Bu on kuruşla, kadının toplumdaki ve aile içindeki statüsü yükseltilecek. Böyle giderse Türkiye’de kadın erkek eşitliği gerçekleşemeyecek. Tersine erkekler daha güçlü, kadınlar daha güçsüz hale gelecek. Oysa çağdaşlık yolunda ancak kadınlarla birlikte yürümek gerekiyor. Bize Çağdaş Uygarlık Düzeyini hedef olarak gösteren ATATÜRK diyor ki:
"Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirle bağlı kaldıkça,
öbür bölümü göklere yükselsin?"
Bir evde bir ezen ve de bir ezilen varsa; orada mutluluk olmaz.Atatürk laik Cumhuriyetimizi kurarken kadınları güçlendirmeye yöneldi. Çarşafı, imam nikahını, çok evliliği yasakladı. Laikliği kurarken olduğu gibi korurken de güçlü kadınlara ihtiyacımız var.
Kadın-erkek eşitliği sorunu, çevremizdeki kadın ve erkeklerin kişisel özelliklerinin karşılaştırılması değildir. Kişisel özellikler karşılaştırıldığında hiçbir insan bir diğerine eşit değildir.. Kadın-erkek eşitliği konuları, çevremizdeki kadın ve erkeklerin birbiri üzerinde, üstünlük kurmaya yönelik sen-ben çekişmesi de değildir. Elma iyidir, armut kötüdür diyemeyeceğimiz gibi. Yasalarımızda, Anayasa’mızda, uluslararası sözleşmelerde yer alan Kadın-erkek eşitliği söylemi, çağdaş dünyanın ürettiği sosyal ve siyasal içerikli bir kavramdır. Kadınların ülke kaynaklarından ve hizmetlerinden adilce yararlanmasını sağlamaya yönelik olan çabalara kadın-erkek eşitliği çalışmaları denir.
Kadın-Erkek eşitliğini sağlamaya yönelik çalışmalar şunlardır:
1. Kadınların eğitim olanaklarından, sağlık hizmetlerinden ve sosyal güvenlik hizmetlerinden eşit yararlanmasını sağlamaya yönelik çabalar...
2.Kadınların nüfusları oranında ülke yönetiminde yer almaları, yani seçilerek Meclis’e girebilmelerini sağlamaya yönelik çabalar...
3. Kadınların nüfusları oranında işgücüne katılımını, yani gelir sahibi olmalarını sağlamaya yönelik çabalar...
4. Kadınların aile içi şiddete, imam nikahına, çok evlilige boyun eğme durumundan kurtulmasını sağlamaya yönelik çabalar...
5. Kadınların işyerinde taciz, kaçırılma, töre cinayeti gibi kadın olmaktan doğan sorunlarının çözülmesine yönelik çabalar...
6. Kadınların toplum ve aile içindeki statülerinin yükseltilmesine yönelik çabalardır... vb.
Gürgün Say"

VE DİĞER HABERLER....
Bu sene 6.sını gerçekleştirmekte olduğumuz "Uluslararası Bilişimci Martılar Projesi"nin "Ulusal Ödül Töreni" yanında bir de “Uluslararası Ödül Töreni” olacak. Bunun nedeni; 3 Hindistan, 3 de Güney Afrika Martı proje ekibimizin olması. 2-5 Aralık 2009 tarihlerinde dost okulumuz City Montessori School & Degree College’da yapılacak Tören “12. International Convention on Students’ Quality Circles” etkinliği içinde yer alacak. Ödül almaya giden ekipler orada da yeni yarışmalara girip yeni dereceler kazanabilecekler. Broşürler gelmiştir. Başvuru için 0 212 341 26 01 numaralı telefonu arayınız.
11. Uluslararası Öğrenci İmece Halkaları Konvansiyonu bilindiği gibi 26-28 Ağustos 2008 tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleşmişti. Bu etkinlik esnasında Türk ve Yabancı öğrenciler tarafından yapılan poster ve kolaj çalışmalarımızı 23 Nisan ve/ya 19 mayıs haftasında bir okulun sergi salonunda veya bir sanat galerisinde kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. İlgilenenlerin üstteki telefonu aramalarını rica ederiz. Bu resimler ve sergi ilanı da Konvan kitabında yer alacaktır.
Bu yıl hepimizin bildiği üzere; “Astronomi Yılı”. 13-17 Temmuz tarihleri arasında "Keynote" konuşmacılardan biri olarak Güney Afrika, Pretoria’da katılacağım. “1. Africa Retreat for Quality Education in the Co-curricular Environment” etkinliğinde de teknoloji kullanımı en üst düzeyde olacak. Farklı ülkelerden telekonferans ile konuşmalara katılacak olan okullar aynı zamanda yönlendirmeli astronomi çalışmalarının da içinde bulunacaklar. Anında farklı dillere çevirisi yapılacak olan bu çalışmanın uluslararası ortak kalite çalışmalarına ve projelerine farklı bir boyut katacağına inanıyorum. Afrika Standartlar ve Etik Komisyonu üyelerinden biri olarak Proje geliştirme konusunda da yer alacağım etkinliğe Türk okullarının da katılmasını diliyorum.
Sevgilerimle.
Dr.Hayal KÖKSAL