1 Temmuz 2010 Perşembe

Denizcilik ve Kabotaj Bayramı Kutlu Olsun...


En güzel coğrafi vaziyette ve üç tarafı denizle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz; Denizciliği Türk'ün büyük ülküsü olarak düşünmeli ve bunu az zamanda başarmalıyız.
M.K.ATATÜRK


Değerli Dostlarım,
Bugün bir Bayramımız var: Denizcilik ve Kabotaj Bayramı. Konunun öneminin ayırdında biri olarak denizlerimizi ve denizciliği koruma konusunda hepimize büyük görevler düştüğüne inanıyorum.Yavrularımıza kabotajın ne olduğunu anlatarak işe başlanabilir. Denize akan lağımları ilgili kurumları uyararak ve birlikte hareket edilerek katkı sağlanabilir. Denize kıyısı olmayan ülke insanların görüşleri alınabilir, yurtdışı ile bağlantılar varsa... Bu listeyi onlarca maddeye çıkartmak olası. Haydi, bu yaz çalışmalarına bununla başlayın, olmaz mı?

Bugün 7. Uluslararası Bilişimci Martılar Projelerinin eş değerlendirme süreci sona erdi. Ekipler kendileri dışındaki projeleri değerlendirip sonuçları bize gönderdiler. Şimdi sıra değerli jüri üyelerimizde... 5 Temmuz tarihine kadar sürecek olan bu aşamadan sonra sonuçları sizlerle paylaşacağız. Yurt dışından 3 tane olmak üzere toplam 20 projenin teslim edildiği bu yılın projeleri "Sanat" odaklıydı. Emek veren tüm öğrenci, öğretmen, veli ve idarecilerimizi kutluyor sonsuz sevgilerimizi paylaşıyoruz.

Bu akşam Boğaziçi üniversitesi bir akademik yılı daha kapatıyor. Yarın sevgili öğrencilerimizin Mezuniyet Töreni var. İnanın en az onlar kadar heyecanlıyım. Cübbelerinin içinde onları görmek, yeni bir yaşama yelken açışlarını izlemek beni hep mutlu etti. Bu yıl öğretmenlikte 35, öğretmen yetiştiren fakültelerde çalışmaya başlamamın 25. yılı. Belki bu seneki tören benim için de bir jübile niteliğinde, kim bilir? Bazen soyadınız ile gerçekler tezat teşkil eder; bir türlü bir yerlere kök salamazsınız. İşin kötüsü bunun enden olduğunu, etrafınızda neler döndüğünü de anlayamazsınız. Belki de bu duygular beni daha da heyecanlandıran ve biraz da hüzünlendiren. Herşeyin gün gelip sonu olacak. Önemli olan; yaşamı sonlandırmadan bir dolu yeni kapılar açabilme cesaretini ve gücünü kendinde bulabilmek. Son yıllarda her dönemin ilk dersinde söylemeye başaldığım bir cümle var: Öğrencilerime kendimi tanıtmaya başlamadan önce karşılarında aslında otuzdan fazla yılı doldurmuş olan bir "dinzaor"un durduğu. Ama öylesine zarif ve anlayışlılar ki; her seferinde güçlü bir reddediş sergilediler. Kendilerine bana öğretmenliğin en güzel duygularını tattırdıkları için bir kez daha teşekkür ediyor ve hepsine birden şöyle diyorum:
SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM. İYİ Kİ ÖĞRETMEN OLMUŞUM VE İYİ Kİ SİZLER DE BANA YAŞAMIN EN GÜZEL HEDİYESİ OLAN SEVGİ VE SAYGINIZI VERMİŞSSİNİZ HEM DE İÇTENLİKLE... YAŞAM BOYU ÖĞRENCİ YANIM HER ZAMAN KENDİMİ SİZLERİN YANINDA, SIRALARINIZDA BİRLİKTE OTURMAYA YÖNELTTİ. BU ASLA BİTMEYECEK!

En güzel günler sizin olsun, hepinizin hayalleri gerçek, öğrencileri en az benimkiler gibi içten, sevecen ve yürekli olsun.
Hayal KÖKSAL